AKP Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin kuruluş yıldönümü etkinliğinde konuştu. İstanbul Sözleşmesi'nin adını anmadan, sözleşmenin iptaline dönük tartışmalara değindi. Erdoğan'ın konuşmasından konuyla ilgili satır başları şöyle:
- “AK Parti dedelerimiz kadar, hatta onlardan daha fazla ninelerimizin partisidir. Çünkü biz şunu biliyoruz, cennet annelerinin ayakları altındadır. Annelerimizin, özellikle evlatlarına bağışladıkları imkanlar hiçbir zaman hiçbir şeyle mukayese edilemez. AK Parti delikanlılarımız kadar, hatta daha fazla genç kızlarımızın partisidir. Gerektiğinde onların lehine pozitif ayrımcılık yapmaktan çekinmeyerek geldiğimiz bu noktada kadınların elde ettiği kazanımları kimse inkar edemez. Biz bu toprağı kadın erkek hep birlikte vatan yaptık. Bu devleti hep birlikte kurduk. En zor zamanlarımızda birlikte omuz omuza vererek ayakta kaldık. İstiklal Harbi'nde kadınların rolü neyse, 15 Temmuz'da da kadınların rolü aynıdır. İlla bir tanımlama yapılacaksa, Türk milleti aileerkil bir millettir. Nasıl her ferdiyle milletimiz büyük bir aile ise, ayrı ayrı her Türk ailesi vatanımızın, milletimizin, devletimizin, geleceğimizin bayrağıdır.”
- “Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir. AK Parti'nin kadınları için, öbür tarafta AKP'nin papatyaları gibi yakıştırmalarla, yeşil sermaye gibi yaklaşımlarla, ben ağzıma almaktan edep ediyoruz, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle, bu tür yakıştırmalarının içine giren köşe yazarları noktasında da, tüm kadın kollarım adına ve tüm kadınlar adına kendilerini kınıyorum. Eğer AK Parti'nin Genel Başkanı olarak, ülkemin Cumhurbaşkanı olarak kadınlarımıza sahip çıkmada geri duracak olursak, hiçbir zaman bunun hesabını veremeyiz. Hal böyleyken, inancımızda ve değerlerimizde olmadığı halde toplumsal yapımıza sirayet eden kimi çarpık anlayışların ortadan kaldırılması da en önemli meselelerimizden biri olmuştur.”
- “Asırlarca kadını insan dahi saymayan, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen o cahiliye dönemlerini biz özellikle lanetlemedik mi? Şimdi biz bu konularda Türkiye'ye kimsenin söyleyecek sözü olamaz. Gerek kadın, gerek erkek özgürlük her insan için kutsaldır. Hak her insan için kutsaldır. Emek her insan için kutsaldır. Bir cinayet işleyeni kim olursa olsun cinayettir, bir şiddet faili kim olursa olsun şiddettir. Hakaret, yapanı kim olursa olsun hakarettir, kadının adeta mülk gibi görülmesi yanlıştır. Gerekirse şiddetle yola getirilebileceğinin sanılması, ya benimsin ya kara toprağın gibi hastalıklı zihniyetlere kurban edilmesi yanlıştır. Bu çerçevede tarihi adımlar attık. Kadınlarımız lehine yaptığımız bunca şey varken, biz avuç sapkına da meydanı bırakmayacağız. Milletimizin millet, ailemizin aile olmasını zedeleyecek anlayışlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. PKK'nın kaçırdığı kız çocukları konusunda tek kelime etmeyenlerin, bırakın kadın meselesini, insana dair hiçbir konuda söz söyleme hakkı olamaz. Her konuda ortaya çıkıp sokaklara dökülen, medyayı seferber eden insan hakları savunucularından bir açıklama işittiniz mi? Meslek örgütlerinden dişe dokunur, açık, net bir tavır sergileyen oldu mu? Bu tavırlarıyla kendi konumlarını kendileri belirliyorlar. Bu konumun tarifi de iki yüzlü, ideolojik saplantılı, milletinin değerleriyle barışamamamış bir çizgidir.”
- “Bazı tartışmalara nokta koyma zamanı geldiğine inanıyorum. Kimi isimler, kendilerine asla yakıştıramayacağımız çirkin ifadelerle bu tartışmanın içinde yer almıştır. Biz her türlü mücadeleye saygı gösteririz ama kadınlarımızın onuruna, iffetine yönelik en küçük bir saldırıya da müsaade etmeyiz. Adı, ünvanı ne olursa olsun birilerinin edebimizin el vermeyeceği ifadelerle AK Partili kadınlara bunları söylemesine sessiz kalamayız. Bu saygısızlığı en kısa sürede telafi edileceğine inanıyorum. Biz aile kurumunu zayıflatacak hiçbir işin içinde yer almayız. Aile hassasiyetimizi kimsenin tartısına sunacak da değiliz. Tweet atmak suretiyle benim kadın kollarımın başında olanlara istifasını vermelidir ya da gerekir, size mi soracağız ya? Bizim partimizin kadın kolları kendi demokratik tercihlerini kongreden kongreye kullanır, sizlerden icazet almaya ihtiyacımız yok.”
- "İnsani ve insan onurunu yücelten, aileyi merkeze alan, toplum dokumuza uygun, özgü metinler çıkarmaya ziyadesiyle sahip olduğumuza inanıyorum. Tercüme metinler yerine artık kendi çerçevemizi kendimiz belirlememiz gerekiyor. Kopenhag kriterleri diyeceğimize, Ankara kriterleri der yolumuza devam ederiz. Son tartışmanın kasıtlı bir şekilde alevlendirildiğini düşünüyorum. Bu ateşi körükleyenler kadına şiddetle mücadeleden bir adım geri gideceğimizi sanıyorlarsa şimdiden bilsinler ki hüsrana uğrayacaklardır. Bu fitne ateşini tamamen söndüreceğimize inanıyorum. "
İlgili haberler
Eskişehir’de kadın zinciri: 'İstanbul Sözleşmesi’n...
Eskişehir'de kadınlar, Eskişehir Demokratik Kadın Platformunun çağrısı ile İsmet İnönü Caddesi'de bi...
İstanbul Sözleşmesi’nin iptali buzdolabına mı kald...
Hükümetin, sözleşmeyi iptal etmeyi şimdilik rafa kaldırması, sözleşmenin yükümlülüklerinden sıyrılma...
60 barodan Kamu Denetçiliği'ne İstanbul Sözleşmesi...
60 ilin baro başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumundan İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi talep eden di...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.