Edremit Ekmek ve Gül grubu, 'Yoksulluğa, Şiddete, Savaşa Karşı Mücadelemiz Var' söyleşisinde buluştu
Edremit Ekmek ve Gül grubu 25 Kasım'a yönelik etkinliklerinden ilki "Yoksulluğa, Şiddete, Savaşa Karşı Mücadelemiz Var" söyleşisi Nuray Sancar'ın katılımıyla gerçekleşti.

Edremit Ekmek ve Gül grubu 25 Kasım'a yönelik bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. Bu etkinliklerden ilki "Yoksulluğa, Şiddete, Savaşa Karşı Mücadelemiz Var" söyleşisi, Altınoluk Ayhan Şahenk Kültür Merkezinde yapıldı.

Yapılan etkinliğe Evrensel gazetesi yazarı Nuray Sancar konuşmacı olarak katıldı. Sancar konuşmasında, yaşamın tüm dünya halklarının üzerinden atlamaya zorlandığı ateşli alanlara dönüştüğünü, bu süreçten en çok etkilenen kesimlerin kadınlar olduğunu ifade etti. "Dünya tekelleri ve devletleri nüfuz kurmak istedikleri bölgelerde, petrol ve doğal gaz taşıyan ticaret hatlarının geçtiği yerlerde paylaşım savaşlarına giriyorlar. Paylaşım savaşı demek halkları daha çok sömürmek için sermaye birikimini artırmak demek. Bu daha fazla acı yoksulluk kan ve gözyaşı pahasına oluyor." diyen Sancar, emperyalistlerin IŞİD gibi silahlı çetelerle vekalet savaşları yürüttüğünü, bu örgütün Ezidi kadınları köleleştirerek, avrat pazarlarında sattıklarını, kafesler içinde gezdirdiklerini, kara çarşafa soktuklarını, hapsettiklerini"n bilindiğini ifade etti.

KAPİTALİZM: HALKLARA AÇILMIŞ EN BÜYÜK SAVAŞ

Savaşın yalnızca gerçekleştiği alanı etkilemediğini ifade eden Sancar, tüm dünyanın bu paylaşım savaşlarına göre şekillendiğini vurguladı. "Büyük patronlar ve devletleri sürekli savaşa hazır olmak gerektiğini, halkların da hazırlanması gerektiğini ileri sürüyorlar." diyen Sancar, Arjantin, Polonya gibi dünyada yükselen baskıcı ve diktatör hükümetlerin bu yüzden yaygınlaştığını söyledi. Bu biçimde hükümetlerin ilk icraatlerinden birinin kadına saldırmak olduğunu söyleyen Sancar, "Esnek çalışma, düşük ücret, çocuk yardımlarının ve sosyal hakların budanması, kürtaj yasağı, kadınlara yönelik aşağılayıcı söylemlerin ortaya saçılması, şiddet ve artan tecavüz oranlarının sebebi kadınları şiddet uygulayarak terbiye etmek isteyen iktidarların ta kendisi. Çünkü bu iktidarlar halk için değil sermaye için varlar." dedi. Kapitalizmi halklara açılan bir savaş olarak nitelendiren Sancar, kadınların bu savaşın en önemli nesnesi olduğunu ifade etti. Durum buyken kadınların her zaman ailenin bir parçası olarak değerlendirildiğini söyleyerek, sendika işçisi iki kadının ailelerinin polis tarafından aranmasını örnek gösterdi.

Sancar, kadınların güncel olarak bulunduğu durumun ise şu biçimiyle gerçekleştiğini söyledi: "Kadınlar sürekli olarak her yolla eve doğru itilerek bakım yükü ve annelik görevleri üzerlerine yüklendi. Özellikle günümüzde OVP, bütçe ve Kalkınma Planı gibi son birkaç ayda çıkarılan yol haritalarında bunu görüyoruz. Daha çok çocuk doğurun direktifi ve evliliğin erken yaşlara çekilmesi, nafakanın ortadan kaldırılması. boşanmaların zorlaştırılması gibi faktörlerin yanı sıra istihdam ve ücret politikaları kadınların hayatını olumsuz yönde etkiledi.". Okullaşma oranının 4+4+4 sistemiyle azaltılması, müfredatta cinsiyetçi ve gerici içeriğin öne çıkması, tarikatların eğitimdeki etkisi gelecek nesiller açısından kadınların geri konumunu garanti altına alan nitelikteyken, şiddetin cezasız bırakılması evi de kamusal alanları da kadınlar için güvensiz bir hale getirdi. Sancar, aynı zamanda iktidarın erkekliği yücelten ve suçu kadında bulan söylemlerinin de kadın cinayetlerinin baş nedenlerinden biri olduğunu söyledi. 

Sermaye iktidarının çocukların okul ve kreş masrafları, aile sigortası, eğitim ve sağlık harcamaları, ana sağlığı, kadın işgücünün hakları gibi birtakım yükümlülükleri üstünden atmak istediğini söyleyen Sancar, bunun karşılığının kadının bağımlı ve haneyi ilgilendiren tüm yükleri sırtlanması olduğunu vurguladı. 

MÜCADELENİN EN ÖNÜNDE KADINLAR

Kadınların bu koşullarda gittikçe daha fazla mücadeleye çekildiğini ifade eden Sancar, "Ya öl ya da benim sınırlarım içinde yaşa diye dayatılan kadınlar; şiddete, hak gaspına, yaşama ve çalışma koşullarına isyan ediyorlar." diyerek kadın cinayetlere ses çıkaran, iş yerlerindeki direnişlerde ön saflarda yer alan kesimlerin kadınlar olduğunun altını çizdi. Ardından kadınların kendi yaşamından paylaşımları ve soru cevap bölümü gerçekleşti. Kadınların ilgiyle dinledikleri söyleşi, 25 Kasım Edremit'te yapılacak yürüyüş ve basın açıklamasına çağrıyla sona erdi. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Edremitli kadınlar: Ölmek istemiyoruz

Geçtiğimiz günlerde Edremit’te öldürülen Nazan Can için Edremit Kent Konseyi Kadın Meclisi Kadına Yö...

Edremit’te yaşayan kadınlar ‘Hak gasplarına karşı...

Edremit Ekmek ve Gül Grubu Ekmek ve Gül dergisi kasım sayısını Edremit’te yaşayan kadınlara ulaştırd...

Edremit Kadın Platformu: ‘Kadınların hayatı sizler...

Edremit Kadın Platformunun çağrısıyla kadınlar, ‘Haklarımızdan, hayatlarımızdan, 6284 sayılı kanunda...