Adana’da eski erkek arkadaşı F.Ö’nün fiziksel ve cinsel saldırısına uğrayan E.B. aylardır süren adalet arayışından sonuç alamayıp savcılıktan yine “Delillerin araştırılması devam ediyor” cevabını alınca çareyi pek çok hemcinsi gibi konuyu Twitter’a taşımakta buldu. 20 yaşında hemşire bir genç kadın olan E.B’nin Twitter hesabından yayımladıkları pek çok kadının kendisine destek olmak istemesine vesile oldu. Biz de Ekmek ve Gül olarak E.B’ye ulaşıp kendisi ile görüştük.
E.B. eski erkek arkadaşı F.Ö’nün cinsel ve fiziksel saldırısına uğradığında şikayetçi olmak istemiş. Ancak olayın ailesi ve yakınları tarafından duyulmasından korktuğu için buna cesaret edememiş. Nüfuslu bir aileye mensup olan F.Ö ise E.’den önce davranarak ailesi ile birlikte E.B. hakkında çeşitli şikayetlerde bulunmuş. Daha sonra cesaretini toplayıp şikayette bulunan E.B.’nin başvurusu aylardır sonuçlandırılmamış. E.B. bu süreçte bir de defalarca F.Ö ve ailesinin şikayetleri nedeni ile ifade vermek zorunda kalmış. E.B. tüm bu süreçlerde yalnız kaldığından ve başvurduğu merciler tarafından “Bir şey ispatlayamazsın, sen suçlu çıkarsın, en iyisi şu şekilde ifade ver” gibi yanlış yönlendirmelere maruz kaldığından oldukça sıkıntılı bir dönem geçirmiş. Halen antidepresan ilaçlar kullanmak zorunda kaldığını, psikolojisinin çok bozulduğunu, yaşadıklarının sürekli rüyalarına girdiğini anlatan E.B. artık kadınlarla birlikte mücadele etmek istiyor.
E.B. yardım çağrısının hiç ummadığı kadar büyük bir destek yarattığını anlatırken Adana Barosu Başkanının bizzat arayıp hukuki yardımda bulunmak istediklerini söylediğini, pek çok kadın topluluğundan dayanışma ve destek mesajları aldığını söyledi. Hukuki süreci Adana Barosundan ve Adana Kadın Platformundan gelecek destekle birlikte yürütmek istediğini ifade eden E.B. artık mücadelesinde yalnız olmadığını ve daha umutlu olduğunu dile getirdi.
E.B. Ekmek ve Gül okurlarına ulaştırılmak üzere bir de mektup yazdı. Onun mektubunu yardım çığlığını çoğaltmak ve sesine ses katmak için aynen yayımlıyoruz:
‘HİÇBİR KADIN SUSMAMALI’
Eski erkek arkadaşımın cinsel saldırısına maruz kaldığım gün çok çaresiz hissetim kendimi. Ne yapıyorum, nereye gidiyorum, ne yapacağım bilmiyordum. Bir kızlık zarından ibaret değildim, ben kendi başıma bir kadındım. Şikayetçi olmak çok istedim, her defasında olayın aileme, daha çok da babama duyurulması ile tehdit edilerek susturuldum. Bilirsiniz Türkiye’de böyle şeylere genelde rızası ile olmuştur denir. Oysaki rızamla olmuş olsa bu kadar zor günler geçirir miydim? Ne zaman küçük bir kız görsem içim sızlıyor, ‘Kim bilir onun da ileride başına neler gelecek’ diyorum.
Başıma gelenlere susmayı hiçbir zaman istemedim ama susturuldum. Ailem vardı çünkü, başlarını öne eğdirmek istemedim. Oysaki başlarını öne eğdirecek hiçbir şey yapmamıştım. Karşımdaki insanın kurbanı oldum sadece. Sizlere yerlerde sürüklenirkenki duygularımı tarif etmem mümkün değil, o çırpınış, o çaresizlik, o ‘Ben şimdi ne yapacağım’ düşüncesi... İnanın tarifi çok zor, kollarının morluk içinde olması, boynunun sıkılması, bunlar bir kadın için hiç kolay değil. Neden bunları yaşadım diye de sordum kendime. Oysaki ilk başına gelen değildim; televizyonda, sosyal medyada görüyordum sürekli, başa gelince anlaşılıyor çoğu şey. Şu an onları o kadar iyi anlıyorum ki, o çaresizlik o kadar kötü ki. O kadınlardan biri de ben olmuştum.
Aylarca susturulmuş, sonra tüm cesaretimle şikâyetçi olmuştum. Onun babasının eli kolu uzun diye ben susmak zorunda mıydım? Bu olay duyulduktan sonra babam beni suçlu bulacaktı eminim, ama ben sadece bir kızlık zarından ibaret değilim çok daha fazlasıyım.
Bu ülkede genelde bunu yaşayan kızlara çok kötü lakaplar takılıyor, bizzat şahit oldum. Karşı tarafın ailesi hacca gitmiş insanlar, ama onların kalbi haç umre yapamadıktan sonra, bir genç kız ailesiyle susturulup ağır hakaretler işittikten sonra neye yarar o kutsal topraklara gitmek? Sen savunmasız bir insanı sırf oğlunun yaptığı yanlış yüzünden pislik ilan edemezsin, kim veriyor sana bu hakkı? İnançlı insanlarsanız bunun Allah katında günah olduğunu da mı bilmiyorsunuz?
Hiçbir kadın susmamalı. Ne olursa olsun hiçbir kadın zorla yapılan cinsel saldırıya, vücudunu ağrılar içinde bırakılan güce susmamalı. Geceleri o anların gözüne gelmesiyle uykusunun bölünmesine susmamalı. Bu ülkede ne ilan edilirsem edileyim ben bu olaya susmayacağım. Ben TECAVÜZE VE DARBA UĞRADIM, SUSMAYACAGIM; SİZDE SUSMAYIN!
İlgili haberler
Terapist Murat Paker’in cinsel saldırı davasında İ...
Danışanına cinsel saldırıda bulunduğu için hakkında dava açılan ve 17 Ocak 2019’daki karar duruşması...
Nitelikli cinsel saldırı sanığı Musa Orhan, Jandar...
İpek Er’e cinsel saldırıda bulunduğu gerekçesiyle tutuklanan ancak 6 gün sonra tahliye edilen Musa O...
Cinsel saldırıya maruz kalan M: Kadınların yanımda...
Dersim’de işverenin cinsel saldırısına maruz kalan M. yaşadıklarını anlatarak kadınlara çağrı yaptı:...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.