DİSK ve Gıda İş'ten 25 Kasım açıklaması: 'Her alanda eşitsizliği kaldırmak için mücadeleye'
DİSK'li kadınlar 25 Kasım için İstanbul Beşiktaş'ta bir araya geldi, Gıda İş sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak yazılı basın açıklaması yayınladı.

DİSK’li kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde İstanbul Beşiktaş'ta Dünya Barış Parkı’nda bir araya geldi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nunda katıldığı basın açıklamasına DİSK’e bağlı sendikaların üyeleri, işyeri temsilcileri ve yönetimde bulunan çok sayıda kadın katıldı.

‘MÜCADELEMİZİ BÜYÜTME KARARLILIĞINDAYIZ’

“Eşit, özgür şiddetsiz bir yaşam kuracağız” pankartının açıldığı eylemde sık sık  “İnadına sendika, inadına DİSK”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı. “Toplumsal cinsiyet eşitliği hemen şimdi”, “Pahalılığa, yoksulluğa, eşitsizliğe son”,  “Kadınları değil şiddeti durdurun” dövizlerinin açıldığı eylemde  ilk sözü DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu aldı. Çerkezoğlu, 25 Kasım’ın tarihsel arka planına ve Dominik Cumhuriyetinde diktatör tarafından katledilen Mirabel kız kardeşleri anarak konuşmasına başladı. Çerkezoğlu, molla rejimine isyan eden İranlı kadınların mücadelesini de selamladı. “Biliyoruz ki kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal hayatın her anında ve her alanında yaşadığımız eşitsizlikler var” diyen Çerkezoğlu, “Biliyoruz ki kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal hayatın her anında ve her alanında derinlemesine yaşadığımız ayrımcılıklar var. O nedenle bizler, başta işyerlerimiz, çalışma alanlarımız olmak üzere kadının yaşadığı kadınlar olarak yaşadığımız tüm eşitsizliklere karşı özgürlük mücadelemizi, eşitlik mücadelemizi hep birlikte yan yana, omuz omuza büyütme kararlılığındayız. Ve kadına yönelik şiddetin tümüyle ortadan kaldırılması için, işyerlerimizde kadına yönelik şiddet ve tacizden, mobbingden tümüyle arındırılması için taleplerimizle mücadelemizi büyütme kararlılığındayız” dedi.

‘EŞİTSİZLİĞİ VE AYRIMCILIĞI ORTADAN KALDIRIN’

Çerkezoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Ve merdiven altı atölyelerinden AVM'lere, fabrikalardan belediyelere, hastanelere kadar bütün işyerlerinde çalışan kadın işçilerin, sendikalı olması DİSK'te olması için bu mücadeleyi vereceğiz. Ve hep birlikte bu 25 Kasım'da taleplerimizle, işyerlerimizde ve alanlarda olmaya devam edeceğiz. O nedenle kadına yönelik şiddetin bu kadar arttığı bir dönemde bir kez daha DİSK'li kadınlar olarak diyoruz ki İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, diyoruz 6284 sayılı Yasa'nın etkin uygulanmasını ve özellikle kadına yönelik cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cezasızlığın son bulmasını istiyoruz. İşyerlerinde şiddetin önlenmesi için uluslararası çalışma örgütü ILO'nun kabul ettiği 190 sayılı sözleşmenin Türkiye tarafından da onaylanmasını ve gereğinin yapılmasını istiyoruz. Kadınlar olarak her alanda yaşadığımız eşitsizliği ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için mücadele etmekte kararlıyız.”

5 TALEP!
Çerkezoğlu’nun açıklamasının ardından DİSK’li kadınlar taleplerinin yer aldığı basın açıklamasını okudular. Talepler şu şekilde:
- İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır!
-25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalı, etkin biçimde uygulanmalıdır!Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir!
-İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır.
- Kadınların işgücüne katılımının önündeki en büyük engellerden olan ve kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmesi şarttır. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır.
- Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmelidir.

GIDA İŞ: MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM

DİSK/Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Olcay Ozak, 25 Kasım Kadına Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada şiddete karşı birlikte mücadele çağrısı yapan Ozak, “İnsanca çalışacağımız, İnsanca yaşayacağımız bir hayatı inşa etmek için birlikte mücadele edeceğiz, birlikte başaracağız” dedi.

Açıklama şöyle:

“25 Kasım’da Dominik Cumhuriyeti’nde diktatör tarafından katledilen Mirabel kız kardeşlerin eşitlik ve özgürlük mücadelesi bugün dünyanın birçok ülkesinde kadınların elinde meşale gibi geleceği aydınlatmaya devam ediyor. Kadına yönelik şiddetin ve tacizin her gün daha da arttığı günümüzde kadınlar alanları, sokakları terk etmeden mücadelelerini sürdürerek sesini yükseltmeye, sözünü çoğaltmaya devam ediyorlar.

‘ŞİDDET VE TACİZ GEREKÇELENDİRİLİYOR’

Kadınlar evde, işte, sokakta yaşamın her alanında şiddet ve tacizin çeşitli biçimlerine maruz kalıyor. Dünyanın her yerinde kadınların yaklaşık üçte biri hayatlarında en az bir kez cinsel veya fiziksel şiddete uğrarken Türkiye’de sadece son üç yılda en az 900 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadınların eşitlik, özgürlük ve insanca yaşama talebine karşı “kadın kadınlığını bilecek, o saatte orada ne işi varmış, o da öyle giymeyiversin, kadının fıtratı öyle” gibi şiddeti ve tacizi gerekçelendiren söylemler kadın cinayetlerini artırıyor, şiddeti körüklüyor.

‘İNSANCA ÇALIŞMA KOŞULLARI, İNSANCA ÜCRET’

Yaşanan enflasyon artışı kadınları yoksullaştırdığı gibi şiddete açık hale getiriyor. Uzun çalışma saatleri (10-12 saat) kadınların mental sağlığını büyük ölçüde bozduğu gibi psikolojik şiddetin açık hedefi haline getiriyor. Ekonomik krizle birlikte derinleşen yoksulluk, işsizlik ve güvencesizlik kıskacında ki kadınlar işsiz kalmamak için patronların her türlü baskısına dayanmaya çalışıyor. Zamlar karşısında ücretlerin erimesi geçim şartlarının gittikçe zorlaşması psikolojik gerilimi artırdığı gibi. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti artırdığı bir gerçek.

İşsizliğin yoksulluğa, yoksulluğun şiddete yol açtığı apaçık ortadayken, sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan ve sendikalı ve güvenceli çalışmak için iki ayı aşkın süredir direnen Marlboro/Euroserve işçisi kadınlar bu mücadelenin en önünde yer alarak işlerine ekmeklerine sahip çıkıyorlar.

ÇAYKUR’da mevsimlik olarak çalışıp yılın altı ayını işsiz geçiren Çaykur işçisi kadınlar güvenceli ve tam zamanlı çalışabilecekleri bir iş için mücadelelerini sürdürüyorlar.

İnsanca çalışma koşulları ve insanca bir yaşam sürmeleri için emeklerinin karşılığı olan ücreti alabilmek sendikalı, güvenceli çalışmak için direnen Yasin Çakır işçilerinin eşleri de yaşadıkları yoksulluğa ve eşitsizliğe karşı eşlerinin mücadelesinde yanlarında onlarla birlikte kendi gelecek mücadelelerini de sürdürmeye devam ediyorlar.

Fabrikalarda, tarlalarda, okullarda, hastanelerde, belediyelerde, atölyelerde hayatın üretildiği bütün alanlarda kadınların yaşadıkları mobbing ve tacize karşı ancak örgütlenerek karşı koyabiliriz, birlikte mücadele ederek bunu başarabiliriz.

‘İŞYERİNDE ŞİDDETE KARŞI ILO 190 ONAYLANSIN’

İşyerlerinde şiddet ve tacizin yarattığı psikolojik, ekonomik şiddetin bir işçi sağlığı sorunu olduğunu biliyoruz ve buna karşı birlikte mücadele etmemiz gerekir. İşyerlerinde kuracağımız komitelerle yürüteceğimiz sendikalı ve güvenceli çalışma mücadelemize eşit özgür ve şiddetsiz bir çalışma yaşamı istiyoruz talebimizi de ekleyerek sürdüreceğiz.

Kadınların eşitlik özgürlük ve şiddetsiz bir yaşam mücadelesini işçi sınıfın insanca yaşanacak bir dünya mücadelesinin bir parçası olduğunu ve mücadeleyi birlikte yürüteceğimizi biliyoruz.

Kadınların kendi hayatları hakkında sözlerini söyleyebilme ve haklarını güvence altına alma kararlılığı her geçen gün daha da çoğalarak devam ediyor. Mirabel kardeşlerden bugüne mücadelemiz sürüyor.

Bir gece yarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararına karşı kadınlar sokakları terk etmeyerek bu kararı tanımadıklarını haklarından ve hayatlarından vazgeçmeyeceklerini ilan ettiler.

İşyerinde tacizi ve şiddeti önleyen ILO190 (C190) sayılı sözleşmenin de bir an önce onaylanarak etkin uygulanması mücadelesini birlikte sürdüreceğiz.

‘BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ’

Şiddet ve tacize karşı her söylemin politik olduğunu biliyoruz. Buna karşı yürüteceğimiz mücadelemiz de politik ve sınıfsal olacaktır. İnsanca çalışacağımız, İnsanca yaşayacağımız bir hayatı inşa etmek için birlikte mücadele edeceğiz, birlikte başaracağız.

Hakları ve Özgürlükleri için ayağa kalkan İranlı kız kardeşlerimizin mücadelesini selamlıyoruz.

Ulusal, cinsel, sınıfsal sömürüye son. Şiddete ve tacize karşı birlikte mücadeleye. Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşamı birlikte kuracağız. Yaşasın kadın dayanışması…”

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
ALMANYA’DA 25 KASIM’A DOĞRU: Kadınlar şiddete en ç...

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla Almanya’da...

Gebze BMİS Kadın Komisyonu çağrısıyla işçi kadınla...

Gebze Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu çağrısıyla BMİS üyesi kadın işçiler Gebze Kent Meydanı'nda b...

TÜSİAD patronunun dile getirdiği ile işçi kadının...

Her 25 Kasım yaklaşırken şirketler şiddete 'ne kadar karşı oldukları' konusunda açıklamalar yapıyor....