Depremzede Suriyeli kadınlar: 'Tek isteğimiz sığınacak bir çatı'
Kocaeli’de akrabalarının iki göz odalı evine sığınan, depremzede Suriyeli kadınların tek isteği de sığınabilecekleri bir ev.

Maraş merkezli depremlerin ardından deprem bölgesinden başka şehirlere göçler yaşanıyor. Evleri yıkılan Suriyeli aileler de, kurtarabildikleri eşyalarıyla ya akrabalarının olduğu şehirlere göç etti ya da tüm belirsizlikler içinde Suriye’ye geri döndü. Kocaeli’de akrabalarının iki göz odalı evine sığınan, Suriyeli kadınların tek isteği de sığınabilecekleri bir ev.

İKİ GÖZ ODADA 21 KİŞİ

Cevher 35 yaşında yaklaşık 6 yıl önce Suriye’den çocukları ve eşiyle birlikte gelmiş. Eşi daha sonra Suriye’ye geri gitmiş ve bir daha dönmemiş. En son üç yıl önce eşinden haber aldıklarını bir daha da hiç görüşemediklerini söylüyor. Hatay’da kaldıkları evin enkazından kurtulup Kocaeli İzmit’te yaşayan akrabalarının yanına sığınıyorlar. Evinde kaldıkları akrabalarının en büyük oğlu Raşit 10 yaşında, Türkçesi iyi olduğu için bize o çevirmenlik yapıyor. Raşit’in babası nakliyat işinde çalışıyor; “Ev kiramız 1500 lira, diğer yerlere göre ucuz” diyor. İki göz odalı bu evde 21 kişi bir arada yaşamaya çalışıyor. Cevher ne doğru düzgün eşya ne de paralarının olduğunu, korktukları için Hatay’da hiçbir yardıma başvuramadıklarını ifade ediyor.

Cevher’in en büyük çocuğu Tuba şeker hastası, insülin kullanıyor. Lise son sınıf öğrencisi olan Tuba bu yıl sınava girmek için hazırlandığını ama deprem olunca bunun zorlaştığını söylüyor. Kadınlarla baş başa kaldığımızda Tuba aracılığıyla ne gibi ihtiyaçları olduğunu soruyorum, utangaç gözlerle bakıyorlar. Kadın ve genç kızların tamamı deprem anında korkudan regl olmuşlar, evleri yıkıldığı için kıyafetlerini bile yanlarına alamamışlar. Depremden sonraki 3 gün belediyenin önündeki ateş başında ısındıklarını ve orada kaldıklarını anlatıyorlar.  


‘TEK İSTEDİĞİMİZ KALACAK BİR YER’

Tuba’ya “Hatay’da nasıl geçiminizi sağlıyordunuz?” dediğimde annesi Cevher’in sözlerini çeviriyor: “Küçük, eski bir evimiz vardı. Zaten köy olduğu için olanaklar kısıtlıydı masrafımızda çok olmuyordu. Kızılay kart ile geçiniyorduk. Şükrediyorduk ama şimdi daha büyük bir felaket yaşadık. Hayat bizim için hiç kolay değil. Tek isteğimiz kalacak bir yer; burada kalabalıkta kalmak çok zor, daha fazla yük olmak istemiyoruz.”

HİÇ BİLMEDİKLERİ BİR ŞEHİRDE

Bir sonraki durağımız Yeniköy oluyor. Burada da Hatay’dan göç etmiş iki aile akrabalarının yanına sığınmış. Evin erkekleri başka bir akrabalarının evinde, kadınlar ise 500 metre ilerde yan yana dizilmiş gecekonduların arasında tek katlı beyaz bir evde çocuklarla birlikte kalıyor. Hamit, 2016 yılında Türkiye’ye geldiklerini söylüyor. 40 yaşında ama kalp hastası olduğu için çalışamıyor.  Hastalığı Türkiye’ye geldiğinde fark ediliyor, düzenli ilaç kullanması ve ağır işlerde çalışmaması gerek. Depremden önce o ve ailesi Kızılay’dan aldıkları para ile bir de kardeşinin ikinci el dükkanından gelenlerle geçiniyorlarmış.  Depremin ardından yaşadıkları evin yıkılması nedeniyle Hamit ve kardeşinin ailesi hep birlikte Kocaeli’deki akrabalarının yanına geliyorlar. Akrabalarının ev sahibi kalabalığı görünce kalmalarını istemiyor. O yüzden bir an önce ev bulmaları gerek. Mahallede sordukları kiralık evlerin sahipleri, Suriyeli oldukları için evlerini vermemiş. Bir de tabi ev kiraları çok yüksek, Kızılay’ın dağıttığı 1000 liradan başka geliri olmayan ve her şeyini kaybetmiş bu insanların aylık 4 bin- 5 bin lira kira ödemesi mümkün değil. O nedenle bir ev bulduklarında bir süre birlikte yaşamaya devam edeceklerini söylüyorlar. Hiç bilmedikleri bir şehirde, olabildiğince sahipsizler. Hatay’da hayatlarının nasıl olduğu sorusuna, “Basit bir hayattı, burada masraf çok ve ben çalışamıyorum” oluyor cevabı. İçinde bulundukları koşullar o basit hayatı bile özler hale getiriyor.

DEPREMZEDEYE EV VERMİYORLAR

Evin başka bir odasındaki çocuklar ve kadınlardan oluşan 13 kişi yanan sobanın etrafında toplanmışlar. Evin sahibi Dua kapının kenarında oturuyor ara sıra çevirmenlik yapıyor. Odanın duvarında Dua’nın oğlunun çizdiği resimler var. Odadaki çocukların neredeyse yarısı Türkiye’de doğmuş, yaşları küçük olmasına rağmen Türkçeyi iyi konuşuyorlar. Birbirimizi anlayabiliyoruz. Odadaki sessizliği Zeynep bozuyor. Üniversitede okuyor ve deprem bölgesinden gelen akrabalarını annesiyle birlikte ziyarete gelmiş. Akrabaları için buldukları evlerden birinin çok fazla tadilat gerektirdiğini ama ona rağmen tutmaya razı olduklarını söylüyor. Fakat ev sahibi depremzede oldukları için vermekten vazgeçiyor. Odadaki çocuklar deprem anında uykuda olduklarını korkuyla dışarı çıktıklarını anlatıyorlar. 3-4 gün sokakta bekleyip Kocaeli’ ye gelmişler. Savaşın, yoksulluğun, depremin vurduğu bu insanlar sebebi olmadıkları felaketlerin bedelini ödemeye devam ediyorlar.

Fotoğraflar: Evrensel

İlgili haberler
Mülteciler çadır kentten çıkarıldı: 'Cehenneme göt...

Hatay'da AFAD’ın kurduğu çadır kentte kalan mülteciler zorla otobüslere doldurulup bilmedikleri bir...

Deprem sonrasında çocukların oyun ve oyuncak ihtiy...

‘Oyunlar sırasında engelleyici, yargılayıcı olmadan, oyuna bir yön vermeye çalışmadan çocuğa eşlik e...

Depremin gölgesinde, ‘Hoş geldin Mert’

İskenderun’un emekçi mahallelerinden biri. Hasarlı bir ev, korkuyla geçen günler. Kenan, Fatma, çocu...