Depremden bir yıl sonra kayıp çocuklar nerede?
Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibinden Hatice Kapusuz, kayıpların ölü statüsüne geçirilmesinin, çocuklarını arayan ailelerin hayatında kapanmayan sayfa gerçeğini değiştirmeyeceğini anlattı.

Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından tam sayısı bilinmeyen yüzlerce çocuk kayıp. 11 Ocak’ta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş kayıp çocuk olmadığını söylese de hâlâ çocuklarını arayan ebeveynler durumu yalanlıyor. 6 Şubat depremlerinin yıl dönümü yaklaşırken bir yılın dolmasıyla ise kayıp yurttaşlar artık ölü sayılacak. Konuya ilişkin İyi Partinin depremden etkilenen bölgedeki enkazlarda kaybolan vatandaşların tespit edilmesi, çocuk kaçırma iddialarının kapsamlı bir biçimde değerlendirilmesine yönelik araştırma önergesinin gündemin önüne çekilerek görüşülmesine ilişkin grup önerisi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Depremin ardından deprem bölgesinde kayıp çocuklara ilişkin belirsizlik devam ederken Afet Çocuk Sivil Koordinasyon Ekibinden Hatice Kapusuz’la konuştuk.

'YALNIZCA BİZİM LİSTEMİZDEKİ SAYI BİLE ÇOK FAZLA'

Kapusuz, depremin ardından kaybolan çocuk sayısına ilişkin “Biz internet ve sosyal medya üzerinden oluşturduğumuz kayıp çocuk listesiyle hareket ettik, bizim elimizde yaklaşık 600 çocuğun olduğu bir liste vardı. Zamanla bu çocukların bir kısmının hayatını kaybettiğini, bulunduğunu teyit ettik. Ancak süreci tamamladığımızda yalnızca bizim listemizde 300’e yakın çocuk vardı” dedi. Türkçe aramayla bir liste oluşturduklarını, bölgede yaygın konuşulan dillerden Arapça, Kürtçe aramaları eklemediklerini anlatan Kapusuz, bu durumda bile sayının çok fazla olduğuna dikkat çekti.

Bu sayıların dayandığı noktanın yakınlarının aradığı çocuklar olduğunu ifade eden Kapusuz, “Yakınlarını kaybetmiş ve kayıp olan çocuklar da bizim listemizde yoktu. Sadece ilan ve başvuru üzerinden sayılar derlenirken ilana başvuramayan, kaybolmuş ancak arayanı olmayan kaydedilmemiş çocukların olması mümkün. Çocuk güvenliğine dayanan bir süreç yürütülmediği için bu süreçte her türlü ihlale, kayba gebe gibi görünüyor” dedi.

'İTİBARIN PEŞİNDE BİR TUTUM SÖZ KONUSU'

Depremin ardından bir senenin dolmasıyla kayıp çocukların statüsünün ölüye dönecek olmasını değerlendiren Kapusuz, “Gölcük depreminden bu yana yakınlarını arayan insanlar var. Biz ilişkide olduğumuz ailelerle çocuğun kimsesizler mezarlığında bulunduğunda çocukların bedenini bulunca sevindiğimiz deneyimler yaşadık. Bu yüzyıllık bir cumhuriyet için çok büyük bir utançtır. Bir insanı yakınının ölümüne razı etmek” ifadelerini kullandı. Bu statü değişimine rağmen ailelerin hayatında kapanmayan bir sayfa olacağını anlatan Kapusuz, ailelerin çocuklarının organ kaçakçılığı gibi karşısında ölüme razı olabilecekleri seçeneklerin kaygısıyla yaşadığını söyledi.

Sahip olduğu bilgilerle deprem bölgesinde çocukların bulunması için Bakanlığın yürüttüğü bir çalışma olmadığını söyleyen Kapusuz, “Bakanlığın ilk açıklamaları kayıp çocuk olmadığı yönündeydi. Biz elimizdeki bilgileri açıkladıktan sonra Bakanlık da veri açıklamaya başladı. Aslında takip ettikçe veri açıklayan, kendi haline bırakıldığında elini taşın altına koymayan, itibarı peşinde olan bir durum söz konusu. Çocukları korumak üzere değil, bir problem olmadığına dair itibar çalışması yapan bir yaklaşım var” dedi. Bir yandan da yeni bir depreme karşın yeni kayıpların olmamasın için acil bir eylem planı hazırlayan bir yaklaşımın olmadığına dikkat çeken Kapusuz, “Dolayısıyla yeni hak ihlallerine ve kayıplara gebe bir sistem var. Mevcut bir çalışma olmadığı gibi önümüzde yeni kaygılar duruyor” diye konuştu.

SÜREÇ NASIL YÜRÜTÜLDÜ?

Depremden iki gün sonra, 6 Şubat’ta eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, yazılı bir açıklamayla kayıp bir çocuk vakası olmadığını kamuoyuna açıkladı. Ancak Afet- Çocuk Sivil Koordinasyon ekibi 11 Şubat’ta yayınladığı bilgi notundan deprem bölgesinde en az 168 çocuk için arama ilanı olduğunu aktardı. Bu çelişkilerin sonrasına Bakanlık, yoğun bakımda olduğu için kimliği tespit edilemeyen çocukların olduğunu açıklamaya başladı.

Kayıp çocukların durumuna ilişkin hak ihlalleri, istismar gibi olasılıklar yurttaşları endişelendirmeye devam ederken depremden 11 gün sonra, 17 Şubat’ta Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinde “Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?” sorusuna verdiği yanıtta “Evlat edinenle evlatlık arasındaki bu ilişki sebebiyle bir evlenme engeli doğmadığı gibi, evlatlığın kendi öz anne babasının yerine, evlat edinenlerin nesebine kaydedilmesi de caiz değildir” ifadelerine yer verdi.

Daha sonrasında ara ara ‘refakatsiz’ olduğu söylenen çocuklara dair kimi sayılar açıklanırken kimlik eşleşmesi yapılmayan çocukların sayısı hiçbir zaman net bir şekilde açıklanmadı. Yeni Bakan Mahinur Özdemir Göktaş 11 Ocak 2024’te deprem bölgesinde kayıp çocuk bulunmadığını aktardı. Ancak çocuğunu henüz bulamamış olan depremzedeler Göktaş’ın açıklamalarına tepki göstererek yalanladı.

İDDİALARI DOĞRULAYAN ÖRNEKLER

Kayıp çocukların nerede olduğuna dair organ kaçakçılığı, tarikatların kaçırmış olması gibi pek çok iddia ise sürekli yalanlandı. Ancak örneğin Bakanlık tarikatlara teslim edilen çocuklar olduğu iddialarını yalanladıktan hemen sonra 20 depremzede çocuğun İstanbul'da İHH'ye ait bir villaya yerleştirildiği ortaya çıkmıştı.

Yine 3 yaşındaki N., Hatay’da enkazdan bilinci açık şekilde çıkarıldıktan sonra amcasının eşliğinde en yakın hastaneye götürüldü. N'nin Mersin Şehir Hastanesi'ne sevk edilmesine karar verildikten sonra yer olmadığı için amcası ambulansa alınmadı. Ertesi gün Mersin Şehir Hastanesi'ne giden amcaya N’nin hastane olmadığı ve nereye götürüldüğünün bilinmediği söylendi. Mersin ve çevre illerdeki tüm hastanelerde aranan N. 41 gün sonra İstanbul’da bir hastanede bulundu.

Depremden üç ay sonra Hollanda’nın Maastricht kentinde ise polis, 5 yaşında bir çocuğu yalnız başına dolaşırken buldu. Maastricht polisinin Instagram hesabından yapılan açıklamada, çocuğun sadece Türkçe konuştuğu belirtildi. Çocuk polislere Türkiye'den geldiğini, anne ve babasının Türkiye'de olduğunu, her ikisinin de 6 Şubat'taki depremde yaralandığını söyledi. Sosyal hizmet uzmanlarına teslim edilen çocuğun, bir sığınma merkezine gönderildiği bildirildi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Depremzede çocuklar tarikatlara mı teslim ediliyor...

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, depremde refakatsiz çocukların devlet kurumları dışında cemaat ve...

Depremzede Çocukların 23 Nisan’ı raporu: Eğitim yo...

Depremzede çocuklar 23 Nisan’ı yoksulluk içinde, risk altında karşıladı. Depremzede çocukların yaşad...

Diyanetin depremzede çocuk fetvası istismarın önün...

Diyanet'in 'Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?' sorusuna 'Evlat edinenle evlatlık arasında e...