Kalkınma Atölyesinin 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nde yapmış olduğu Ankara Çocuklarının Güvenli Gıdaya Erişimi Çalıştayına, Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği olarak katılıp “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek Her Çocuğun Hakkı” kampanyamızı anlatma fırsatı bulduk. Ankara’daki mahalle muhtarları, sosyal hizmet uzmanları, Ankara Kent Konseyi ve öğretim üyelerinin katıldığı çalıştayda çocuk yoksulluğunun farklı boyutları tartışıldı.

Güvenli gıdaya erişim sorununa dikkat çeken Dr. Bülent Şık “Salgınlardan sonra da güvensiz beslenmede artış var. Gıda fiyatlarındaki artış, çiftçiliğin azalması… Bir toplumun kendine ve yurttaşların gıda erişimine gıda güvencesi diyoruz. Gıda güvenliği gıdaların sağlıklı olmasıdır. Hastalık oluşturan maddelerin olmamasıdır. Bunun için kamusal çaba gerekiyor. Politikaların buna göre uygulanması gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda en kritik meseleler; iklim değişikliği, toksik madde kirliliği (çocuk sağlığını yakından ilgilendiriyor), biyolojik çeşitlilik, toprak, hava kirliliği olacak” diye konuştu. Şık, ülkemizde hem güvenli gıda hem de gıda güvenliği sorunu olduğunu ve 0-6 yaş aralığındaki çocuklar için bu durumun kritik olduğuna da dikkat çekti. Gıda Kurtarma Derneği ise yılda tonlarca gıdanın çöpe gittiğini, buradaki en büyük gıda atıklarının üretim tesislerine ait olduğunu vurguladı. Gıda bankacılığı sisteminin diğer ülkelerdeki gibi ülkemizde de uygulanması gerektiğini, okullara 10 tane ayakkabı gönderen özel sektör sosyal sorumluluk hedefini tutturduğu bunların kalıcı çözümler olmadığını vurguladı. Mahallelerde yoksulluğun, açlığın arttığını, gelen yardımların azaldığını, çocukların beslenemediğini gördüklerini her bir muhtar ayrı ayrı aktardı. Kale Mahallesi hayal ev kurucusu ise “Mahalle sanki Ankara’nın içinde kaybolmuş, böyle bir yer var mı, bu mahallede çalışmak zorunda olan çocuklardan okula gitmediklerinden kimsenin haberi var mı?” diye sorarken, Hayal Ev’de yemek var diye ailelerin çocuklarını rahatlıkla gönderdiğini, çocukların hayal evde dışarıdaki yorgun hayatından uzaklaşıp çocukluğunu yaşadığını aktardı.

Bu çalıştaydan da gördüğümüz şu ki; çocuk yoksulluğu, beslenme hakkı, yaşam hakkını savunan birden fazla sivil toplum örgütü, belediye, projeler vs. var. Böylelikle ortak çalışmanın imkanlarının olduğunu; çocuk yoksulluğunun sistem sorunu olduğunu, ancak sistem içinde de diğer yandan çözümlere ihtiyaç olduğunu, bu çözümleri de bizlerin bulup hayata geçirmek için çalışacağımızı gördük.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül