Taşerona kadro uygulaması kapsamında güvenlik soruşturması nedeniyle işsiz kalan işçilerin davaları bir bir sonuçlanıyor. Bazı işçilerin itirazları reddedilirken bazıları ise işe başlıyor. İşçiler ise neden işlerinden olduklarını ancak dava iddianamesi ellerine ulaştığında öğrenebiliyor. İşçilere sunulan gerekçeler ise trajikomik.

Kadro uygulaması nedeniyle işlerinden olan Ege Üniversitesi işçileri eylemlerine devam ediyor. Haftada bir gün Ege Üniversitesi Rektörlüğünün karşısında oturma eylemi yapan işçiler de güvenlik soruşturmasından geçememelerinin gerekçelerini dava dosyalarında öğreniyor. Bir işçi kadın FETÖ operasyonu dolayısıyla kapatılan Şifa Hastanesinde doğum yaptığı için güvenlik soruşturmasına takılmıştı, hatta bu işçi doğum sırasında ne yazık ki çocuğunu kaybetmiş. Bir başka işçi ise annesi Newroz kutlamalarına katıldığı için işinden edilmiş; İŞKUR aracılığıyla kızı Şifa Hastanesinde işe giren işçi ya da çocuğu kapatılan üniversitelerden birinde okuyan işçi, daha da ötesi Grup Yorum konserine katılan bir işçi güvenlik soruşturmasına takılıp işinden edildi. Bu gerekçeler ne kadar kabul edilir derseniz!

‘BU KADAR OLMAZ’ DEDİĞİMİZE ALIŞIR OLDUK

Serpil işten atılmasına itiraz etti ve itirazı reddedildi, reddin gerekçesi ise akıl almaz! Eski eşinin ayrıldığı eşinden olan kızının 16 yaşındayken (şimdi 40’lı yaşlarda) “terör örgütünün” legal yapılanmasının sempatizanı olması… Evet yanlış duymadınız, kendi öz çocuğu bile değil ve bir sempati söz konusu, bir de legal yapılanma.

“Nasıl ölçüldü bu sempati” derseniz ortada somut bir şey yok! “Kendi çocuğu olsa gerekçe kabul edilir miydi” derseniz edilmez elbette ama işçiler açısından artık olağanlaşmış durumda ki bu gerekçeler. Hukuk, insan hakları, suç tanımı her şeyin tepetaklak olduğu ülkemizde normalleştiriyor ne yazık ki bu gibi gerekçeleri. “Yok artık” dediğimiz durumları sürekli yaşar hale geliyoruz. Daha nelerle karşılaşırız, onu da gelecekte göreceğiz.