Kız kardeşlik köprüsüyle hayatı yeniden kurma, dayanışmayı büyütme çağrısıyla 8 Mart etkinliğinde buluşan Bornova Kadın Dayanışma Derneği üyeleri, SES İzmir Şube Yönetici Hava Akcan’ın katılımıyla söyleşi düzenledi.
Atatürk Mahallesi cemevinde gerçekleşen etkinlikte, dernek başkanı Zeynep Reyşen, “8 Mart’a giderken maalesef ülkemizde yaşanan ağır bir deprem tablosuyla karşı karşıya geldik. Acımızda öfkemizde çok büyük” dedi.
Reyşen sözlerine şöyle devam etti: “Bunca yıkımın bunca canların yitip gitmesindeki tek suçlu 20 yıldır bizi yöneten tek adam iktidarının rant hırsı bitmek bilmeyen açgözlülüğü, siyasi iktidarını korumak amacıyla yandaş muhitlere denetimsiz yapıların yapılmasına izin vermesi, oy uğruna defalarca imar affının çıkarılması sonucu yaşandı bunca yıkım ve bu acı tablonun mimarı AKP iktidarıdır. 3 gün devlet neredeydi? O çok övündükleri duble yollar çökerek deprem bölgesine ulaşımı kapattı. Şimdi şunu sormak gerekiyor topladığın deprem vergileri nerede? Her kalemde vergi kesilip Kızılay’a ayrılan bütçe nerede? Bizim bildiğimiz Kızılay depremde, sel baskınlarında ve afetlerde koşulsuz halkın yardımına koşması gerekirken ne yaptı, elinde var olan çadırları dağıtmak yerine sattı. Yine elinde bulunan konserveleri satarak suç işlemiştir insanların acısından bile faydalanıp daha çok nasıl rant ederimin çabasına düştü. Bir yandan da tek adam iktidarını korumak için halkın örgütlü dayanışmasının ve gelen sivil yardımların önü kesildi. Kadınların talepleri, ihtiyaçları mevzubahis bile olmadı. Depremi bile çocuk istismarının önünü açmak için kullanmaktan çekinmediler. Halk ise bütün bu engellere rağmen gönüllüleriyle, kendi imkanlarıyla elleriyle kazarak bir canlıyı daha çıkarabilir miyim çabasına düştü. Depremde sağ kalanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı. Hâlâ da çalışıyor. Şimdi biz bunların hesabını sormak için birliğimizi, dayanışmamızı, örgütlülüğümüzü daha çok büyütmeliyiz. 8 Mart’ta eşit şiddetsiz bir hayat için depremzede kız kardeşlerimizin sesine ses vermek için, güvenli bir hayat için alanlara çıkacağız.”
Dernek olarak kız kardeşlik köprüsüne dahil olduklarını dile getiren Reyşen, “Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla kurulan kız kardeşlik köprüsüyle zaten sürdürdüğümüz dayanışmayı daha da büyüterek devam ettiriyoruz. Gönüllü sağlık görevlilerinin de katılımıyla İskenderun’a sağlık çadırı kuracağız ve dayanışmayı sürekli kılacağız. Bunun içinde örgütlü çabamızı daha çok güçlendirelim” dedi.
2010’ DA TAŞINMA KARARI ALINAN KÖY YIKILDI
Depremin ikinci haftasında Maraş Pazarcık’a giderek gönüllü çalışmalara katılan Ses Şube Yöneticisi Havva Akcan ise bölgeden izlenimlerini aktardı. Hem merkezde hem de köyleri gezerek sağlık hizmeti sunmaya çalıştıklarını söyleyen Akcan, “Nacar diye bir dağ köyüne gittik. Köy ciddi anlamda hasar görmüş çok sayıda bina yıkılmıştı. 180 insanın hayatını kaybettiği söylendi bize. Arama kurtarma çalışmaları için profesyonel ekip hiç ulaşmamış. Kendi imkanlarıyla kurtarmışlar insanları. Bir de heyelan olmuş depremle birlikte. Arama kurtarma ekibi ulaşmadığı gibi yardım da ulaşmamış. Biz gittiğimizde depremin ikinci haftasıydı. Orada bize anlatılan şuydu. Bu köy, 2000 yılında çıkan nüfusu 2000’in üstündeki yerlerin belde yapılması kararıyla belde tapılmış. 2010 yılında depreme dayanıksız raporu verilmiş ve taşıma kararı alınmış. Ancak maliyetli olduğu için ve rant peşinde koşanlar yüzünden kasr uygulanmamış. Sonra Büyükşehir Yasasıyla zaten statüsü değişmiş ve konu kapanmış. Şimdi bu örnekten yola çıkarak yaşananlara kader ya da talihsizlik denebilir mi” diye sordu.
‘BİZİ KURTARACAK OLAN ÖRGÜTLÜ MÜCADELE’
“Deprem değil evet rant öldürdü” diyen Akcan, bölgeye gittikleri dönem kadınların sağlık sorunları yaşadığını, hijyen ihtiyaçlarının hâlâ karşılanamadığını dile getirerek, dayanışmanın sürekliliğine ve örgütlü dayanışmanın önemine dikkat çekti. Akcan ayrıca 8 Mart’ın tarihsel önemine vurgu yaparak, işçi ve emekçi kadınların bugün depremle birlikte bir kez daha açığa çıkan, eşit, şiddetsiz ve güvenli bir yaşam talebinin çok güçlü bir şekilde örgütlenmesi gerektiğini söyledi. “Bizi kurtaracak olan birleşik ve örgütlü mücadele” diye ekledi.
‘ÇÜRÜMÜŞ DÜZENE KARŞI NASIL BİR HAYAT İSTİYORUZ’
İzmir Ekmek ve Gül adına söz alan Nuray Öztürk ise milyonlarca insanı etkileyen, on binlerce insanın ölümüne, depremin yol açtığı yıkımın sebeplerine dikkat çekerek, “Bize tanıdıkları yaşam sömürüyle ölüm arasındaki bir yaşam. Biz şiddetle öldürülüyoruz, biz iş cinayetlerinde öldürülüyoruz, biz yangında biz depremde, biz selde öldürülüyoruz. Biz hep ölüyoruz. Hayatta kalanlarımızda ölmekten beter bir yaşam sürüyor. Kapitalist düzende kadının gencin işçinin emekçinin en nihayetinde karşılaştığı şey ya derin bir sömürü, açlık, yoksulluk ya da ölüm oluyor.
İşte bu yüzden depremin iyice açığa çıkardığı bu çürümüş düzene karşı nasıl bir hayat istiyoruz, insanca eşit ve sağlık yaşayacağımız bir ülkeyi nasıl kuracağız daha çok tartışmaya ihtiyacımız var.
Hayatı yeniden kuruyoruz çağrısıyla bu hayatı yeniden kurmanın olanaklarını nasıl yaratacağımızı konuşmalıyız. Ekmek ve Gül hayatı yeniden kuruyoruz diyerek kadınlara bölgedeki kız kardeşlerimizin bugünkü ihtiyaçlarını karşılamak üzere örgütlü bir dayanışma için çağrı yaparken, aynı zamanda bu düzenin bize dayattığı, sömürüyle ölüm arasındaki bu hayatı değiştirmeyi de hedefleyen, ezilmediğimiz, sömürülmediğimiz, şiddet görmediğimiz, öldürülmediğimiz bir hayatı kurmak üzere de örgütlenme aracına dönüştürmek için de yaptı. Kız kardeşlik köprüsü ile hayatı yeniden kuruyoruz sloganının da anlamı budur aslında.
HAYATI KURACAK İRADEYİ DE ORTAYA KOYMAMIZ GEREKİYOR
Bir seçim var önümüzde, bulunduğumuz her yerde tek adam rejimini gönderecek bir örgütlenmeyi sağlamamız ama aynı zamanda yeni bir hayatı kuracak mekanizmaları oluşturacak bir iradeyi de ortaya koymamız gerekiyor.
Bunun için Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar bir araya geliyor. Dayanışmanın ve birlikte mücadelenin yollarını arıyor, olanaklarını genişletiyor. Bugün biz de İzmir’de böylesi bir dayanışma ve örgütlenme ağıyla güçlerimizi birleştirdik. BORKAD, BEKEV, Ekmek ve Gül değil sadece dağcılık kulübünde yer alan kadınlardan, sendikalardaki işçi emekçi kadınlara, Viyan Kadın Korosundan, üniversiteli genç kadınlara ben de varım diyen tüm kadınlarla birlikte kız kardeşlik köprüsüyle deprem bölgesindeki kız kardeşlerimize dayanışma elini uzatıyoruz. 8 Mart’ta da hep birlikte taleplerimiz için alanlarda olacağız” diye konuştu.
‘MAHALLELERDE DEPREM DAYANIŞMA AĞLARI KURALIM’
İzmir’in deprem riski içerisinde olduğuna dikkat çeken Öztürk sağlıklı ve güvenli kent talebini örgütlemek, sorumluları denetlemek, eleştirmek, öneriler geliştirmek için kadınların harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Yaşanılan mahallelerde deprem dayanışma ağları kurmak için kadınlar, kadın dernekleri ve grupları olarak sorumluluk almak gerektiğini ifade eden Öztürk, “Depremden en çok etkilenen biz kadınlarız öyleyse depremin yıkımını önlemek ve bir doğal afet anında dayanışmayı örgütlemek için de mekanizmaların kurulması için harekete geçmeli, birleştirici bir unsur olarak aracı olmalıyız” dedi.
Hatay Defne’den gelen Mediha ise duygu ve düşüncelerini anlattı. Hatay’ın hâlâ su sıkıntısı çektiğine dikkat çeken Mediha, evimizi akrabalarımızı kaybettik. Dördüncü gün suya az da olsa ulaşabildik ve Hatay hâlâ su sıkıntısı çekiyor” diye tepkisini dile getirdi. Mediha “Kadınlar ayaklanmalı, yaparsa kadınlar yapar” diye konuştu. Toplantı da CHP Kadın Komisyonu üyeleri ile Emek Partisi üyeleri de söz alarak katkı sundu.
Son olarak İzmir Kadın Platformu’nun örgütlediği 8 Mart Çarşamba günü saat 18.30’da Alsancak’ta düzenleyeceği yürüyüşe çağrı yapıldı.
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Ekmek ve Gül çağrısıyla kadınlar İstanbul Kartal'd...
Ekmek ve Gül olarak Kız Kardeşlik Köprüsü için yaptığımız çağrıyla bugün İstanbul Kartal Meydanı'nda...
Kadınlar Kadıköy’den seslendi: 'Hesap soracak gücü...
'Yaşamlarımız üzerinde kurulan bu kuşatmayı, tarikat ve cemaatleri, sömürü ve şiddet yuvası her alan...
Kocaeli’de kadınlar #KızKardeşlikKöprüsü için bulu...
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği’nden kadınlar 8 Mart’a giderken Kız Kardeşlik Köprüsüyl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.