İstanbul Aydın Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübünden kadınlar olarak içinde bulunduğumuz dönemi farklı yönlerden ele alarak tartışmaya, birlikte durmaya, birbirimizle dayanışmaya devam ediyoruz.
Covid-19 virüsünün Türkiye’de yayılması ile birlikte okulumuz da tatil edildi. Öğrenciler olarak ya evlerimizde kalmaya başladık ya da memleketimize dönmek zorunda kaldık. Yurtlarımızın aniden boşaltılması ile mağdur olduk. Memleketine dönen fakat odasını tamamen boşaltamayan Beşyol KYK Kadın Yurdunda kalan ve İAÜ’de Sosyal Hizmetler bölümünde okuyan bir arkadaşımız “Ailemin yanına döndüm ve yarına kadar yurdu boşaltın duyurusu geldi. Tüm özel eşyalarım hâlâ yurtta” demişti.
Hep birlikte sarsıcı bir biçimde yaşadığımız ve olan biteni anlamaya, anlamlandırmaya çalıştığımız bu günleri iletişimimizi güçlü tutmaya devam ederek aşmaya çalışıyoruz. Kadınların gündemini takip etmeye, tepki göstermeye ve birbirimizle dayanışma halinde bu süreci haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeden atlatmaya çalışıyoruz.
Tam da böylesi bir zamanda gündeme getirilen infaz indirimini içeren yargı paketiyle ilgili çalışmalar, salgın sürecinde cezaevlerinin boşaltılması amacıyla hızlandırıldı ve bir dizi kanunda değişiklik öngören tasarının taslak metni basına yansıdı. Biz de bunun üzerine acilen tepki vermemiz gerektiğini konuşarak kulübümüzün Instagram sayfasından canlı yayın aracılığıyla arkadaşlarla buluşma ve ulaşabildiklerimizi bilgilendirme kararı aldık.
Canlı yayınımıza akademisyen Sosyolog Cemre Erciyes, Avukat Gülşah Kaya ve İAÜ öğrencileri katıldı. Şimdi size yayınımızdan notlar aktarıyoruz:
HUKUK ÖĞRENCİLERİ: ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN ACİL PAKET ŞART!
● Hukuk öğrencisi Berivan: “Korona salgını nedeni ile evlerdeyiz ve sadece basına yansıdığı kadarı ile konuları takip edebiliyoruz. Son yayınlanan bir rapora göre 10 günde 10 kadın katledilmiş. İnfaz paketinde cinsel suçların faillerinin salıverileceğine ilişkin bir tartışma var; tüm dik duruşumuzla bunun karşısında durmalıyız.”● Hukuk öğrencisi Rewşan: “Evde kal çağrısı yapanlar kadınları düşünmüyor. Öncelikli isteğim bu salgın günlerinde kadınları şiddetten korumaya yönelik özel bir planın açıklanması, ikinci olarak da cinsel suçları ve kadına yönelik şiddet suçları işleyen faillerin salıverilmesinin önüne geçilmesi. Eğer bunlar yapılmazsa salgın sürecinde kadınların öldürülmesine ve ya şiddet görmesine ön ayak olunacak.”
AVUKAT GÜLŞAH KAYA: HER KRİZ DÖNEMİNDE ŞİDDET ARTIYOR
“Ceza infaz sistemlerini değerlendirirken sadece son paket odağında değil tüm bir süreci hafızamızda tutarak değerlendirme yapmamız gerekiyor. Bütünü ile infaz düzenlemeleri dünyanın her yerinde devletlerin politik tutumunun bir göstergesidir. Çocuk istismarı ve tecavüz suçlarının bu pakete tabi tutulması yine bir politik tutumun göstergesi. Aslında bu paketteki ceza indirimleri, 2013’ten bu yana çeşitli biçimlerde karşımıza çıkarıldı. Üstelik de türlü türlü kriz dönemlerinde, gecenin bir yarısında Meclis gündemlerine getirildi. Fakat bu yasal düzenlemeleri yapmakta başarılı olamadılar çünkü bu yasaların çıkmasının önünde güçlü bir toplumsal muhalefet vardı; kadın örgütleri, kadın dernekleri, kadın hareketi, siyasi partiler ve toplumun geniş kesimi buna hep sert cevap verdi. Kadına yönelik şiddet politiktir, derken tam da bundan bahsediyoruz. Tüm kriz süreçleri kadına yönelik şiddetin arttığı dönemlerdir. Ekonomik kriz derinleştikçe de gördük ki kadınlar istihdam alanlarından çekilip evlere kapatıldılar, kadınlar için ev demek şiddet demektir. Şu an ciddi bir halk sağlığı problemi ile karşı karşıyayız, evde kalmamız doğru, fakat kadınlar eş, partner, baba ve aile tarafından şiddet görmeye devam ediyorlar, çünkü failleriyle bir arada yaşıyorlar. Bu dünyada da böyle. Bazı ülkeler buna ilişkin önlem alıyor, bizde de İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa var ve bu kritik dönemde devletin şiddetin önlenmesi noktasında acilen politika oluşturması ile bu politikaların gereğinin acilen uygulanması gerektiğini bir kez daha vurgulayalım.”SOSYOLOG CEMRE ERCİYES: SAĞLIK VE HİZMET SEKTÖRÜNDE KADINLAR RİSK ALTINDA
“Salgın hastalıklarının kadınlar üzerindeki etkisinden bahsetmek istiyorum öncelikle. Kadınlar, kız çocukları, LGBT bireyler, göçmenler, engellilere yönelik şiddet böyle zamanlarda yani sosyal izolasyonun olduğu zamanlarda artıyor. Bu süreçlerde en dezavantajlı nokta destek mekanizmasının olmaması ya da bu mekanizmalara ulaşılır olmaması. Ekonomik anlamda da yine ilk işten çıkartılanlar kadınlar oluyor. Okullar tatil oldu, kadınlar yine işlerden çıkıp çocuklara bakmak zorundalar. Dünyada sağlık sektöründe, bakım hizmetlerinde ve ev içi hizmetlerde en çok kadınlar çalışıyor, Türkiye’de de durum farklı değil. Bu anlamda sağlık ve hizmet sektöründe şu an risk altında olan ve aynı zamanda ailesine bakan çok fazla kadın var. Kadınlar olarak bağlarımızı güçlendirmemiz gerekiyor.”İlgili haberler
20 soruda koronavirüs ve işçi hakları
Pandemi sürecinde de haklarımız var! Bu süreçte zorunlu hizmetler dışındaki işler durdurulmalı, işte...
Mesafeye rağmen aramızdan su sızmasın…
Kadınların yazdığı, var ettiği Ekmek ve Gül dergimiz yine kadınların emeğiyle ördüğümüz mücadeleyi h...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.