Mağdurlarla dolu bir ülke burası. Emeklilikte yaşa takılanlar, asgari ücretle geçinmek zorunda kalanlar, sınav stresi ile boğuşan öğrenciler, sağlık sistemi nedeniyle tedavi olamayanlar ve şimdi sayamadığımız niceleri... Mağdurlar seslerini duyurmak için bir şeyler yaparlar, genellikle yasal düzenlemeler talep ederler, Mecliste kapıları aşındırırlar, ancak neredeyse hiç sonuç alamazlar. Çok yetkili kişiler, sayıları milyonları bulan bu insanların yaşadıkları ile genelde ilgilenmezler.

Ama bir süredir bir mağdur grubu var ki siyasiler onlarla çok ilgili. Nafaka mağduru erkekler mesela... Kim oldukları, kaç kişi oldukları, nasıl bir mağduriyet yaşadıkları belli olmayan bu mağdurlar için nafaka sistemi değiştirilmek isteniyor. Bir de ilgilenmekten hiç bıkmadıkları,“erken yaşta evlenenlerle” ilgili mağdurlar var.

Daha önce kapatmış olduğumuz bu mesele bu hafta bir iki gazete haberi ile yine gündeme geldi. Her birimizin mücadelesi ile çıkmasına engel olduğumuz yasal düzenleme yeniden konuşuluyor.

Erken yaşta evlilikleri pek seven, kız çocuklarının yerinin zaten okul değil de koca olduğunu düşünen bu medya organları yine mağduriyetlerden söz ediyor. Bir gazete altı bin kişi var diyor, bir başka gazete sayıyı on bin olarak veriyor. Bir kereye mahsus olacağı, ileriye yönelik örnek alınmasının engelleneceği, özellikle Roman vatandaşlardan çok yoğun talepler geldiği gibi ayrıntılar var haberlerde.

Ama “Yasal düzenleme mi hazırlanıyor; hazırlık var ise bunu kim yapıyor; Meclis komisyonlarına gelecek mi; AKP’nin böyle bir düşüncesi var mı; mağdur olarak tanımlananlar kimler, bu kişiler nasıl taleplerde bulunuyorlar; gerçekten kaç kişiler?” bu soruların hiçbirine dair bir bilgi yok. Haberin konuyu yeniden gündeme taşıma, belki nabız yoklama, belki de “Bu yasadan vazgeçmedik” mesajları taşıdığı çok açık.

Bu haberlerin dayanağı olan bir diğer durum ise, CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel’in 2018’in kasım ayında konuyu gündeme getirmesi ve hatta Mecliste mağdurlar adına bir kadınla yaptığı basın toplantısı. CHP’li bir milletvekili de kız çocuklarının evlendirilmesini olağan karşılıyor, hatta bunun için çalışma yürütüyor. Memlekette bu kadar sorun varken bu meseleyi gündemine alan milletvekiline “Yazıklar olsun!” demekte bir sıkıntı görmüyorum. Siyasal iktidara iyi bir dayanak sunmuş oldu, tebrikler gerçekten.

BUNUN ADI ERKEN EVLİLİK MAĞDURİYETİ DEĞİL İSTİSMARDIR

Milletvekilleri, siyasiler, bu yasa için her türlü çarpıtmayı yapmaya hazır bekleyen medya, her kimsiniz nesiniz, hiç farketmez. Yapmayın bunu, erken yaşta evlilik “mağdurları” gibi isimler koyarak mağduriyet öyküsünü kötü niyetlerle yazmayın. Tarif ettiğiniz şeyi bir daha hatırlatalım size. 18 yaşından küçük çocuklardan söz ediyoruz, 18 yaşından önce hamile kalmış, çocuk doğurmak durumunda kalmış, 18 yaşını doldurunca evlendirilmiş kız çocuklarından. Bu çocukların yaşadığı erken evlilik değil, tecavüzdür, istismardır bunun başka bir ismi, başka bir açıklaması yok, bulmaya da çalışmayın.

Bu çocukların istismara uğramasına neden olan politikalar ve uygulamaların sahipleri olanlar, çocukların istismara, tecavüze uğramasına göz yumanlar, bu durumdan zerre kadar rahatsız olmayanlar kendi yarattıkları mağduriyeti, erkekleri cezaevinden çıkararak çözme iddiasındalar şimdi.

Çocuklarımızın evlendirilmesine yasal kılıflar bulup, sonra o yaşta çoluk çocuk sahibi kadınlar muamalesi yapmanıza asla izin vermeyeceğiz. Çocukların evlenmiş olması durumu ne yasal ne de ahlaki hale getirmez. Tecavüzden sonra evlenmiş olmaları, onların tecavüz mağduru olduğu gerçeğini değiştirmez.

Bu yasa kız çocuklarının taciz ve tecavüze uğraması ihtimalini artırır, erkeklerin “Nasılsa bir yasa çıkar ben de kurtulurum” duygusu yaşamalarını sağlar. Bir kerelik bir yasal düzenleme, asla ilerisi için etkili olmayacak yalanları da hiç kimseyi ikna etmez, kaldı ki hukuken böylece bir yol açılacağı da açık. Biliyoruz ki çocukların cinsel istismardan sonra evlendirilmesi anlamına gelir bu yasal düzenleme. Cezadan kurtulmak için erkek bunu bir şekilde yapar ve sonra “Biz bir aile kurduk, mağduruz” diye kamuoyunun önüne çıkabilir.

Bir çocuk 18 yaşından önce cinsel bir davranışa maruz kalmışsa bunun adı istismardır, tecavüzdür. Ancak akran cinselliği bunun istisnası olabilir ki, bu bilinmeyen mağdurların kaçı bu durumda hiçbir veri söz konusu değil. Çocuğun 18’den sonra, o kendisinden yaşça büyük adamla evlendirilmiş olması, o yaşa kadar karı koca hayatı yaşamak durumunda kaldığı gerçeği düşünülünce, korunması gereken bir evliliği ortaya çıkarmıyor.

2016’DA ENGELLEDİK YİNE ENGELLERİZ

Çocuklarımıza tecavüz eden adamları cezaevinden çıkarmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Mağduriyetlerle bu kadar ilgili iseniz, sözü edilen evliliklerin tarafı olan kadınlarla ilgilenin gerçekten, psikolojik yardım, sosyal destek gibi mekanizmaları işletin. Evet mağduriyet vardır, o da bu ülkede kız çocuklarının istismara maruz kalıp, istismarı yapan erkekle evlenmek durumunda bırakılmasıdır.

Şimdi ülkenin dört bir yanında kadınlar diken üstünde bekliyor, sürekli gelişmeleri takip ediyor ve yasa girişimi olacaksa eğer ne yapacaklarını konuşuyorlar. Sosyal medyada kampanyalar başladı bile, çeşitli illerde kadınlar yan yana gelip konuşuyor. Eskişehir Kadın Platformu mesela #AklınızdanBileGeçirmeyin” diyerek çalışmalarına başladı.
Çocuklarımızı sizden koruyacağız, sizin bu düzeninizden, çocukları değil istismarcıları ve tecavüzcüleri düşünen zihniyetinizden koruyacağız ve izin vermeyeceğiz o yasaları yapmanıza.

Bir kez daha tane tane söyleyelim; Çocukların uğradığı istismar ve tecavüze yasal evlilik kılıfı uydurmayı aklınızdan bile geçirmeyin, çocuklara tecavüz edenlere af getirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin, kız çocuklarının tecavüz edenle evlenmesi anlamına gelecek yasal düzenleme hayalini aklınızdan bile geçirmeyin! 2016’da engelledik yine engelleriz, bundan hiç kuşkunuz olmasın.