Adana Kadın Platformu, yoksulluk nafakasının sınırlandırılması ve çocuk istismarcılarının affı anlamına gelecek çocukların istismarcılarla evlendirilmesi durumunda cezayı ortadan kaldıran yasa değişikliğinin ikinci yargı paketi ile birlikte yeniden anılmaya başlanmasına tepki gösterdi. Bu yasa tekliflerinin daha önce de defalarca gündeme geldiğini ve defalarca püskürttüklerini hatırlatan kadınlar “Daha kaç defa hayır dememiz gerek” dedi.

Basın açıklaması düzenleyen Adana Kadın Platformu üyesi kadınlar, sınır ötesi operasyon ve kadınları doğrudan hedef alan savaşlar karşısında da barış taleplerini dile getirdi.

KADINLAR ŞİDDET DOLU EVLİLİKLERE MAHKUM EDİLMEK İSTENİYOR

Kadınlar adına açıklama yapan Avukat Sevil Aracı, “Kadınları ekonomik olarak güvensizleştirerek şiddet dolu evliliklere mahkum ettiği yetmez gibi 15 yaş altında evliliği, yani çocuk istismarını da meşrulaştırıyorlar! Sonuç tam bir ikiyüzlülük: Kızlar çocuk yaşta evlendirilecek, istismarcılar affedilecek, bir gün şiddetten uzaklaşmak için boşanmaya kalktıklarında da ‘kendi imkanlarınla geçin’ denecek! Buna daha kaç defa hayır dememiz gerekecek!” diye konuştu.

Sadece Eylül ayında en az 53 kadın öldürüldüğünü hatırlatarak Adana’da da tablonun aynı olduğunu dile getiren Aracı, şiddetin bir başka yüzü olan ırkçılığa da dikkat çekti. Adana’da çocuk istismarı vakasının ırkçı protestoların vesilesi haline getirildiğini belirterek şöyle konuştu: “Oysa bizler istismarı yapanların etnik kimliğinin, kökeninin önemli olmadığını düşünüyoruz. Mesele bu suçlara karşı yeterince önleyici ve engelleyici tedbirlerin alınmaması, suçluların gereğince cezalandırılmamasıdır.”

BARIŞ TALEBİMİZİ BİR KEZ DAHA YİNELİYORUZ

Kadınların savaşın korkunç yüzü ile de karşı karşıya bırakıldığını ifade eden Aracı, “9 Ekim’de başlatılan Suriye’ye yönelik askeri operasyonda Nusaybin, Suruç, Akçakale ve sınır bölgesinde 18, Suriye tarafında ise 72 sivil hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı, yaklaşık 300 bin sivil bulunduğu yerleri terk etti. 9 günlük askeri operasyon sonrasında Türkiye ile ABD arasında yapılan antlaşma gereği 120 saatliğine ateşkes sağlandı. ‘En kötü barış, en iyi savaştan daha iyidir’ diye düşünüyor, barış talebimizi bir kez daha ilan ediyoruz” dedi.

O İSYAN CÜMLESİ DİLİMİZDE, ÖLMEK İSTEMİYORUZ

Kadınların işyerlerinde de taciz ve baskılarla karşılaştığını ifade eden Aracı, basına da yansıyan ve Seyhan Belediyesi’nin de idari soruşturma başlattığı, bir memurun tacize uğramasına dikkat çekerek şunları söyledi: “Krizin yükü, işsizlik, yoksulluk... Hepsi bir bütünün parçası olan bu politikalarla hayatımızı karartanlara öfkeliyiz! O isyan cümlesi hepimizin dilinde: ‘Ölmek istemiyoruz!’”

25 KASIM’A KADAR HER YERDEYİZ
Dünya kadınlarının, Mirabel Kızkardeşler’in, devlet güçlerince tecavüz edilerek öldürüldüğü gün olması nedeni ile; 25 Kasım’ı öldürülen, şiddete uğrayan, yaşamı sınırlarla çizilen tüm kız kardeşleri için bir anma ve mücadele gününe dönüştürdüğünü ifade eden Aracı, “25 Kasım’ın bu tarihi bize kadına yönelik şiddetin devlet politikalarıyla, sömürüyle, sistemle ilgili olduğunu da hatırlatıyor. Bizler de Adana Kadın Platformu olarak 25 Kasım’a kadar; her yerde hayatlarımızı ve haklarımızı savunmak için bir araya gelecek, mücadelemizi yükselteceğiz” dedi.