KESK tarafından 1-2 Nisan 2017 tarihlerinde düzenlenen “OHAL-KHK Rejimi İhraç Kurultayı” öncesinde illerde bir çalışma yapıldı. Bu çalışma bir kitapçık haline getirildi. İşte o kitapçıktan ikisi özel hastanede, üçü devlet hastanesinde çalışan psikiyatristlerin ihraç edilenlerin ruh hallerine dair anlatıları...
Size gelen ihraç edilmiş hastalarınız sosyal hayatta daha çok ne tür sorunlar yaşadıklarından söz ediyorlar?
Tabii ki ekonomik sorunlar ve kaygılar yaşıyorlar. İş bulmakta çok zorlanıyorlar. Hepsi kalifiye, eğitimli kişiler olmasına rağmen, meslekleri dışında işler yapmak, düşük ücretli ve günübirlik işlerde çalışmak, doğal olarak, kabul edemedikleri bir durum. Hastalarımız arasında fırında, lokantada ve çeşitli vasıfsız işlerde çalışan insanlar var. Polisken, öğretmenken böylesi standartlarının değişmesi kaldıramadıkları bir durum.
Bunun yanında en yakın arkadaşlar, akrabalar tarafından yalnız bırakılmak derin yalnızlık duygusu yaşamalarına sebep oluyor. Teyze, amca, kuzenler vs. en yakın arkadaşlar tarafından bile ‘suçlu, terörist’ olarak bakılmasından, telefonların dinlenme ihtimalinden telefon dahi açılmaması bu yalnızlığı derinleştiriyor. En yakınları tarafından yaşatılan bu yalnızlık duygusu tedaviyi en çok zorlaştıran etken olarak karşımızda duruyor.
Bu durumları yaşayan hastalarınızın cinsiyet ve yaş dağılımı hakkında bilgi verir misiniz?
Daha çok kadınlar geliyor. Tutuklanan ya da ihraç edilen erkekler cinsiyetçi ve toplumsal normlardan dolayı kolay kolay gelmiyor. Ancak uyku ve yeme bozuklukları başlayıp durum iyice ciddileşip kendi halledemeyeceğini anlayınca geliyor.
Ayrıca tutuklanan erkeklerin eşleri çok geliyor. Onlar da genellikle ben de alınırım kaygısı yaşıyorlar.
Yaş dağılımı ise; daha çok 30-50 yaş arası. Hastalarımız arasında birkaç yıllık kamu emekçisi de var, emekli olmak üzere olan da fakat ağırlıklı olarak 15-30 yıllık meslek hayatı olan insanlar.
BABAMI KIZINI OKUTTUĞU İÇİN, BENİ BAŞARILI BİR ÖĞRETMEN OLDUĞUM İÇİN CEZALANDIRDILAR
Evet doğruydu ismim vardı zavallı babamın adı ile birlikte. Beni okutmak, meslek sahibi olmam için en büyük emeği veren her sabah kalkıp biricik kızına sabah kahvaltı hazırlayıp öğrencilik hayatında okula, öğretmen olduktan sonra yine okula gönderen babamın. Babamın isminin orada olması nedense benim ismimin orda bulunmasından daha çok zoruma gitmişti. Çünkü babam kız çocukları okutulmaz diye düşünen bir zihniyete sahip hem kendi hem de eşinin akrabalarına karşı direnerek kız çocuğunu okutan ailedeki ilk kişi olmuştu. Çünkü o bir imamdı ve Allah’ın ilk indirdiği emrin OKU! olduğunu biliyor ve bu emrin kız ve erkek fark etmeden bütün Müslümanlar için olduğunu anlayarak kızını okutmuştu. Babam çevresindeki kör zihniyete karşı olan savaşını çalışkan kızı ile birlikte kazanmıştı. Sonrasında her iki ailedeki kızlar okutulmaya başlatılmışlardı. Evet, benden sonra kız kuzenlerimi okula gönderdiler ve okuyorlar şimdi hepsi. Babamın isminin orda yazılmaması gerekiyordu tıpkı benim ismimin yazılmaması gerektiği gibi. Bizi cezalandırmışlardı babamı kızını okuttuğu, beni de çok başarılı bir öğrencilikten sonra çok başarılı bir öğretmenlik yaptığım için.
(KESK İhraçlar Kurultayı öncesinde yapılan çalışmada emekçilerin aktardıkları ve Kurultay Birleştirilmiş İl Tebliğleri kitapçığının "İhraçların Psikolojik Sorunları" başlığında yer verilen kişisel deneyimlerden biri...)
AİLEYE BAĞIMLILIK, SUÇLANMA, YAŞAM KOŞULLARININ AĞIRLAŞMASI
İşte ihraç edilen kadınların yaşadıkları...
* Yıllarca ekonomik açıdan bağımsız olan kadınlar bugün yine atasına, kocasına bağımlı hale getirilmek isteniyor. Kadınlar yeniden eve ve erkeğe bağımlı bir konuma sürükleniyor.
* Kendi işinde çalışıyorken işsiz bırakılmak kadınlar açısından şiddete maruz kalma riskini arttırıyor.
* Kadınların iş ve eğitime erişim konusunda aştıkları engeller KHK ile işsiz bırakılmaları durumunu daha vahim hale getiriyor. Kadının ekonomik bağımsızlığını kazanmak için verdiği mücadele erkeğinkinden daha ağır.
* İhraç edilen kadınlar kayıt içinde iş bulamıyor. Genel olarak kadın emeği ev odaklı ve kayıt dışı olarak sömürüldüğünden kamudan işten atılan kadınlar bu riske dikkat çekiyorlar. Baskılar nedeniyle iş bulamayan ihraçlar için yaygın işsizlik nedeniyle de kayıtdışına itilme riski mevcut.
* Kadın eziliyor, sömürülüyor. İkincil insan muamelesi görüyor. Eve, eşe bağımlı hale getiriliyor. Hakları elinden alınıyor. (Hukuki, sağlık, sosyal...) Toplumsal hayatın dışına itiliyor. Evde çocuk bakmaya mahkûm ediliyor. Ekonomik özgürlüğü elinden alınan kadın, aile bireylerine bağımlı kalıyor. Bu durum dışarıdaki aktivitelerini sınırlıyor. Hayatı, geleceği ile ilgili kararları alırken bağımsız hareket edemiyor.
* “Kadınların hayatlarındaki erkeklerden (baba, koca, sevgili, ağabey) bağımsız olmasını sağlayan ekonomik özgürlük ellerinden alınıyor. Kendi başına yeni bir yaşam kurmak isteyen ya da kurmuş bekar kadınlar, ailelerinin yanına dönmek zorunda kaldı. Kadınların üzerindeki baskılar artıyor, eve giriş çıkış saatleri, giyim kuşamları vs. denetlenmeye başlanıyor. Politik, sendikal mücadelelerinden dolayı suçlanıp, bu faaliyetleri engellenmeye çalışılıyor. Tüm bunlar ailelerle çatışmayı derinleştirip, kadınların üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor.
* Sosyal güvenlik hakkı olmayan kadınlar için, babalarının, kocalarının sosyal güvenliğinden yararlanmak zorunda kalmak özgürlüğün kaybedilmesinin basamaklarından biri haline geliyor.
* Eşlerinden ayrılan kadınların, kendileri ve varsa çocukları için kurdukları yeni yaşam, ekonomik olarak zor koşullarda da olsa idame ettirilirken, maddi gelirden yoksun bırakılmayla birlikte tam bir açmaz halini alıyor. Ev, araba gibi zorunlu ihtiyaçların elden çıkarılmak zorunda kalınması, temel insani harcamaların minimuma çekilmesiyle yoksulluk ve mülksüzlük bir kez daha kadınların payına düşüyor.
* İlişkilerini bitirme arifesinde olan kadınlar, ihtiyaç duydukları ekonomik şartların ortadan kalkmasıyla birlikte aile içinde yaşamaya mecbur kalıyor, gördükleri şiddet sarmalından kurtulamıyorlar.
* Yoksul emekçi ailelerden gelen ve çoğunlukla öğrencilik hayatı boyunca çalışıp okul masraflarını karşılayan kadınlar, çalışmaya başladıktan sonra ailelerine özellikle de annelerine ekonomik olarak destek oluyordu. İşten atılan kadınlar, ev bütçesine katkıda bulunamamanın sıkıntılarını ağır biçimde yaşıyorlar.
* Eşiyle birlikte işinden atılan kadınlar da, özellikle çocukların beslenme, eğitim, spor ve sanatsal faaliyetler için gerekli ekonomik gelirden yoksun kalmanın zorluklarıyla baş etmek zorunda kalıyorlar.
(KESK’in düzenlediği “OHAL-KHK Rejimi İhraç Kurultayı" öncesinde illerde yapılan çalışmaları içeren kitapçıkta yer alan rapordan...)
İlgili haberler
OHAL’de kadınlar yalnız bırakıldı, eve kapatıldı,...
OHAL, bir çok yönüyle tartışılmaya devam ederken kadınlar OHAL’i nasıl yaşıyor, yaşadıkları zorlukla...
OHAL’de kadınlık halleri: Her halde direniş...
Dosyadaki her bir kadın, mesleklerini elde etme çabaları, yaşamları, ihraçların kadınlar için katmer...
OHAL: Ölüm gibi bir şey oldu ama ölmeyeceğiz
Kadın akademisyenler barış imzacısı oldukları için yıllarca emek verdikleri üniversitelerden uzaklaş...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.