Malatya: ‘Ne zaman normale dönmeyi planlıyorlar?’
Sorunların kat be kat arttığı Malatya’dan kadınlar yaşadıkları sorunları Ekmek ve Gül'e anlatıyor.

Barınmadan sağlığa, eğitimden hijyene kadar sorunların kat be kat arttığı Malatya’dan kadınlar yaşadıkları sorunları anlatıyor.

Buse, İnönü Üniversitesi İşletme bölümünden bu sene oldu. Okulunun yüz yüze açılması ile birlikte birçok sorunla karşı karşıya kalmış. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin yıkılması ile birlikte başka bir fakültede eğitimine devam eden Buse, “Okulları yüz yüze eğitime açtılar ama gerekli koşulları sağlamadılar. Bizim fakültemiz, kampüsün yemekhanesi ve kampüs içerisinde bulunan birçok bina yıkıldı. Başka fakültelerde eğitimimize devam etmek zorunda kaldık” dedi.

‘ÜNİVERSİTEMİZDE SOSYAL FAALİYETLER SIFIR’

Üniversitelerinde hiçbir sosyal faaliyet olmadığına dikkat çeken Buse, “Deprem öncesi en azından topluluklarımız faal durumdaydı. Üniversitenin içinde sosyal alanlarımız vardı. Şimdi her yer enkaz, toplulukların etkinlikler yapması için bütçe ayrılmıyor. Depremin üzerinden bir buçuk yıl geçti ama durum aynı. Bir buçuk yılda en azından yıkımların bitmiş olması gerekmez miydi? Üniversitenin içinde nereye dönseniz yıkımlar var. Hiçbir ilerleme söz konusu değil. Ne zaman normale dönmeyi planlıyorlar?” diye sordu sitemle.

Depremin ardından eğitimde yaşanan aksaklıklara ilişkin konuştuğumuz Malatya Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Aysun Güngör, “Depremden sonra okullar kademeli olarak açıldı ama ders işlenmedi. Bu süreç sadece çocukları okula gelmesi, ailesinden ayrı bir yerde zaman geçirmesi, adapte olabilmesi içindi. Bazı çocuklar bu süreçte okula hiç gitmedi. Bazı çocuklar da deprem bölgesinden ayrılıp güvenli şehirlerde eğitime devam ettiler. Bu ise öğrencilerin eğitimde fırsat eşitsizliğini daha çok artırdı. Öğrenciler güvenli ve sağlıklı ortamlarda kalamadığı için ders çalışma ortamları da yoktu. Bu süreç LGS ve üniversite sınavına girecek öğrencileri oldukça olumsuz etkiledi” diye anlattı.

‘EĞİTİMCİLER DE ÇOK ETKİLENDİ’

Depremden eğitimcilerin de çok etkilendiğini ifade eden Güngör, “Çok zorlu koşullardan geçmemize rağmen ne öğretmenlere ne de öğrencilere psikolojik destek sağlanmadı. Evimden çıkıp okula giderken enkazları, yıkılmış ya da yıkılmak üzere olan binaları izleyerek ve tekrardan deprem anını yaşayarak, bazen de ağlayarak okula gidip derse girmek zorunda kalıyoruz. Bütün bunları yaşamayan insanların bizi anlaması gerçekten çok zor” dedi.

‘DERS SAATLERİ KISALDI’

Deprem sonrası birçok okul binasının yıkılması ile birlikte diğer okul binalarında ikili hatta üçlü eğitime geçildi. Güngör, ders saatlerinin bazı okullarda 30 dakikaya kadar düşürülmek zorunda kaldığını söyledi.  “Korkularımızı, kaygılarımızı içimize bastırıp bir eğitim öğretim dönemini daha geride bıraktık. Depremin ağırlığını, bizde açtığı maddi ve manevi yaraları sonradan daha çok hisseder hale geldik” diye ekledi.

YENİ SORUNLARLA EĞİTİM BAŞLAYACAK

Depremin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen eğitim açısından bir aşama kaydedilmediğini belirten Güngör, “Depremden sonra eğitim öğretimde çok fazla yol kat edildiğini düşünmüyorum. Evet okullar yüz yüze açıldı ama eğitim kalitesi ciddi anlamda düştü. İş göremez duruma gelen birçok okulla ilgili somut bir adım atıldığı söylenemez.  Yani yeni eğitim öğretim dönemine de birçok yeni sorunlar eklenerek başlayacağımız apaçık ortada” dedi.  

‘HER YAĞMUR SONRASI KONTEYNERLARIMIZI SU BASIYOR’
Konteyner kentlerin durumu da pek iç açıcı değil. Eğitime, sağlığa, hijyene ulaşım oldukça zor. Konteyner kentte yaşayan Halime “Burada alt yapı bile yapılmadığı için her yağmur yağdığında konteynerleri su basıyor. Önümüz yine kış. Ne yapacağımızı bilemiyoruz” dedi.
Konteyner kentte kalanların çocuklarını okula göndermekte zorlandığını söyleyen Halime, “Burası şehir merkezine çok uzak. Devletin ayarladığı servisler de buraya yakın okullara öğrencileri götürüyor sadece. Daha nitelikli bir okula göndermek istediğinizde ise kendi bütçenizle servis ya da araç ayarlamak zorundasınız. Bu da burada yaşayan aileler için oldukça zor. Birçoğu evini, eşyalarını kaybetti. İşini kaybeden var. Bu durum da bilindiği halde bir çözüm üretilmedi” diyerek tepki gösterdi.
Halime, “Kiracılara Toki’den ev verilip verilmeyeceğine dair bir netlik yok. Burada kalan birçok aile konteynerden çıkarıldıktan sonra barınma sorunu ile karşı karşıya kalmaktan korkuyor. Çünkü kiralık ev yok, olan evler de hem çok pahalı hem de hasar durumu tam anlamıyla belli değil. En azından bir buçuk yılda bu meselelere dair net bir açıklama yapılabilirdi” diye ekledi.

Yazıların tamamını okumak için TIKLAYIN

Fotoğraf: Ekmek ve Gül (2024, Şubat, Malatya)

İlgili haberler
Kız kardeşlik köprüsüyle hayatı yeniden kuruyoruz

Tüm kadınları kız kardeşlik köprüsüne katılmaya, hayatı hep birlikte yeniden kurmaya çağırıyoruz…

Öfkeli ve kaygılıyız ama güçlüyüz: Esenyurt’tan de...

Esenyurtlu kadınlar kız kardeşlik köprüsünü kurmak için buluştu.

Malatyalı depremzedeler: ‘Suya muhtaç bırakanlar o...

Malatya’da seçimlere günler kala çadır kentlerde görüştüğümüz depremzede yurttaşlar, ‘Bu süreç gerçe...