Adıyaman: Ne hijyen, ne şiddete önlem, ne eğitim…
Sıkıntıların başında yer alan, kadınların en büyük sorunu olan hijyen, sanki depremin üzerinden bir buçuk yıl geçmemiş gibi hâlâ karşımızda.

Adıyaman, yüzde yetmişi yıkılmış bir şehir olarak toparlanmaya çalışan illerin ilk sıralarında yer alıyor. Aslında her şehirde olduğu gibi Adıyaman’da da daha depremin ilk anlarında başladı sorunlar. Geç ulaşan yardımlar her türlü sıkıntının çok geç çözüleceğinin bir işaretiydi belki de. Bu sıkıntıların başında yer alan, kadınların en büyük sorunu olan hijyen, sanki depremin üzerinden bir buçuk yıl geçmemiş gibi hâlâ karşımızda. Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sadece bir polikliniğinde hizmet veren Kadın Doğum ve Çocuk servisinde değiştirilmeyen yatak çarşafları, tuvaletlerin kirliliği bunun en temel örneği. Hastanelerdeki durum sadece hijyen sıkıntısından da ibaret değil. Zar zor bulunan doktor randevularına ek olarak randevu aldığı halde polikliniğe giden her hasta en az bir saat beklemek zorunda. Hastaneler fazlasıyla kalabalık ve kapı önlerinde insanların oturabilecekleri bir sandalye dahi yok. Bütün bunlar sonucunda sırada bekleyen hastalar arasında gerilim artıyor ve ister istemez tartışmalar baş gösteriyor.

BAŞVURU YERİ BELLİ AMA ÇÖZÜM YOK

Depremden sonra yaşanan kadın cinayetleri ve giderek artan kadına yönelik şiddet vakaları ise tokat gibi yüzümüze çarpıyor. Depremle birlikte yaşanan karmaşadan dolayı ilk başlarda nereye başvuracağını bilmeyen, sığınma evlerine ulaşmakta zorlanan kadınlar şu anda ne yapacağını biliyorlar. Fakat başvuru yapacağı kurumu biliyor olmaları sorunların çözüleceği anlamına gelmiyor. Tam tersi artan şiddet olaylarında fail yine uzaklaştırılmakla kalıyor, herhangi bir denetim yapılmıyor, caydırıcı cezalar almıyor. Özetle depremden sonra kadına şiddet artarken çözümüne yönelik atılan bir adım yok.
Şiddet sadece kadınlara eşleri tarafından uygulanmıyor. Kutu gibi konteynerda tanımadığı insanlarla dip dibe yaşayan insanların herhangi bir özel hayatı yok. Hal böyle olunca komşuluk ilişkileri her geçen gün kötüye gidiyor. Yine bunun sonucunda artan tartışmalar farklı kavgalara sebep olabiliyor.

PEKİ YA ÇOCUKLAR?

Pek çok okulun yıkıldığı kentte çocuklar okula ulaşmakta büyük sıkıntılar yaşıyor. Okul eve uzak olunca servis tutmak zorunda kalan aileler servis fiyatlarını duyunca hayrete düşüyor. Hatta ekonomik sıkıntılardan dolayı servis ücretini ödeyemeyeceği için “Acaba okula göndermesem mi?” diye düşünen aileler de var. Çocuklar zar zor okula gönderilse de karşılaştığı şey yıkılan evler yüzünden bomboş ve ıssız mahalleler oluyor. Üstelik çocukların okulda olduğu saatte okul etrafında yıkımlar da yapılıyor. Küçücük çocukların psikolojisini önemsemeden, çocuklar daha depremin travmalarını atlatamamışken.
Hadi diyelim ki aileler servis yerine halk otobüslerin tercih etti ve çocukları bu şekilde okula gönderdi. Her saat yaşadıkları “Acaba otobüs gelecek mi?” endişesi yine bir duvar gibi karşılarına çıkıyor. Aylarca devam eden ulaşım sıkıntısı yaklaşık 2 haftadır yarım yamalak çözülmüş durumda. Saatlerce gelmeyen, geldiğinde dolu olan ve akşam hava kararmadan biten otobüs seferleri kadınların en büyük sıkıntılarından biriydi. Kadınlar aylarca gecenin karanlığında ıssız yollarda yıkık dökük binaların arasında evine ve işine yürüyerek gitmek zorunda kaldı.

SOKAKLAR YİNE KARARACAK

Depremin ilk anlarından itibaren karanlıklara gömülen sokaklar aylarca aydınlatılmadı. Geceleri yıkıntıların arasında ıssız sokaklarda yürümek kadınların en büyük tedirginliklerinden biriydi. Ekmek ve Gül’de daha önce yer alan yazılarda da bu konuya değinmiştik. Şu an aydınlatmalar düzeltildiği için durum biraz toparlanmış gibi gözükse de kamuda tasarruf kapsamında aydınlatmaların azaltılmasının planlanması bu sorunu tekrar gün yüzüne çıkartacak. Yeniden karartılması beklenen sokaklar insanlar için yeni bir deprem travması, yine bir tedirginlik ve korku anlamına geliyor.
Bu tabloda, Adıyaman halkı yaşamlarına devam etmeye çalışıyor. Bunun için mücadele ediyor. Depremden sonra yerle bir olan şehir kendi yaralarını sarmaya çalışarak büyük bir umutla yarınlarını kuruyor.

Diğer yazıları okumak için TIKLAYIN

Fotoğraf: Ekmek ve Gül (2023,Ağustos, Adıyaman)

İlgili haberler
Depremlerden bir buçuk yıl sonra: Sorunlar hâlâ çö...

Adıyaman’dan, Malatya’dan, Hatay’dan kadınlar depremlerin üzerinden geçen bir buçuk yılın ardından d...

Depremzede işçilerin yaşadıkları patronların umuru...

Depremin bizde yarattığı korkunç etki devam ederken ben zor bela işten izin alabildim ama çoğu arkad...

Deprem koşullarında iki kat risk: Üreme sistemi en...

Depremzede kadınlar enfeksiyonu tetikleyen durumların tümüyle yaklaşık bir aydır karşı karşıyalar. O...