İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikasında çalışan ve taşeron şirketin sözleşmesinin süresinin dolması üzerine işsiz kalan eğitmenler ve emekçilerin kadrolu iş talepli eylemleri devam ediyor. Çoğunluğu kadın olan eğitmenler ve emekçilerle süreci ve taleplerini konuştuk.

'BİZLER ARTIK BU ŞEKİLDE ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ'

2017 yılından beri Meslek Fabrikasında olduğunu söyleyen Güzellik ve Saç Bakım Hizmetleri Eğitmeni Büşra Güngör, “Amacımız sadece diğer birimlerinizde çalışan, istihdam edilen işçiler, emekçiler, eğitmenler gibi bizlerin de daimi işi olması. Farklı bir amacımız yok. Biz de İzmir halkına hizmet verme noktasında en önde yer almak istiyoruz” dedi.

Özellikle İzmir Büyükşehir Belediye başkanı Tunç Soyer’e seslenen Güngör, “Biz artık bu şekilde yaşamak ve çalışmak istemiyoruz. Her birimiz eğitim alanında üreten insanlarız. Üretmeye devam etmek varken bu noktada olmak gerçekten üzücü bizim için. Biz dilenci değiliz kimseden dilenmiyoruz” diye konuştu. Pandemi sürecinde maske projesinde, İzmir depreminde 224 konutun perdelerinin dikilmesi projelerinde yer aldıklarını hatırlatan Güngör “Biz dışarıdan gelmedik, taşeron istemiyoruz. Talebimiz taşeronun kaldırılması yönünde. Biz özlük haklarına sahip değiliz. Çocuğum hastalandığında eczaneden ilaç alamıyorum, çok acı bir tablo. Çünkü sigortamız yok. Eczaneden para olmadan ilaç alamıyoruz. Tunç Soyer'in kadın istihdamına önem verdiğini düşünüyoruz. Bize ‘hepiniz çok değerlisiniz’ demişlerdi. Biz de bizi unutmayın diyerek Tunç Soyer'e seslenmek istiyoruz” dedi.

'HER İNSANIN HAK ETTİĞİ GİBİ BİZ DE GÜVENCELİ İŞ İSTİYORUZ'

Hazır giyim öğretmeni ve çocuk gelişimci olan Sena Tekkanat da, “Daimi iş, daimi sigorta güvenceli gelecek talebimiz. Hizmet alımı şeklinde yapılan taşeron şeklinde çalışıyoruz. Sıkıntımız belediyeyle ya da çalışma ortamı değil. Bizim sıkıntımız taşeron sistem. Emek veren biziz neden arada taşeron olsun?” diyerek sözlerine başladı. Eğitimin sürekli olması gerektiğine dikkat çeken Tekkkanat, “Biz de 12 ay çalışabiliriz. Eğitim sürekli bir iştir. 8 ay eğitim veriyorsak sonrasında kurslarda vermesek devamında hizmet içi eğitim de verebiliriz. Başka şekillerde devamı da sağlanabilir. İhalenin bitmesi sebep değildir” dedi.

Sıkıntılarının ödemelerle ilgili olmadığının altını çizen Tekkanat, “Biz her işçinin, her insanın hak ettiği güvenceli çalışma istiyoruz. Biz de her ay maaşımızı alacağız diyelim. Yarın ne olacak kaygımız olmasın. 'Bir ay sonraki faturayı ödeyebilecek miyiz?' diye düşünmeyelim. Çocuklarımız için kaygılarımız azalsın istiyoruz.  Kızım akşamları soruyor, ‘Anne bugün de seni işe almadılar mı?’ diye. Biz işimizden mutluyuz bunu hep yapmak istiyoruz. İnsana dair umutlarımız var ve bu yarınsızlıkla, geleceksizlikle taçlandırmamalı” diye konuştu.

“DEVAMLI ÇALIŞIP DEVAMLI SİGORTAMIZ OLSUN İSTİYORUZ”

2015 yılından beri Meslek Fabrikası bünyesinde muhasebe dersleri veren Sevda Anlı ise 2017 yılında taşerona geçtiklerini ve bu zamana kadar da her yıl farklı firmalarla eğitimlere devam ettiklerini söyledi. Büyükşehir belediyesinin hizmet alım ihalesiyle birlikte bunun yapıldığını belirten Anlı, “Her yıl da görevlerimize başlamak için ihale sürecini bekliyoruz. Bizler devamlı derslerimizi işlemek istiyoruz. Sınıflarımıza özgürce girip özgürce ders anlatıp vatandaşımıza meslek edindirmek istiyoruz. Ara vermek istemiyoruz” diye konuştu.  28 Aralık’ta ihale sürecinin bittiğini hatırlatan Anlı, “Zaten pandemiden dolayı biz derslerimizi yapamamıştık. 16 Mart’ta kurs merkezlerimiz kapanmıştı. 14 Eylül’de eğitimlere başladık ancak deprem olmasıyla 2 hafta ara verdik, sonra 2-3 gün çalıştık ardından komple kurs merkezlerimiz kapandı. 2020 yılında 2 ay çalışabildik. Normalde yaklaşık 10 ay çalışıyorduk. Devamlılık yoktu, süreci bekliyorduk, taşeron ihale sözleşmesi yapılsın diye. Mart ayında görevlendirmeler başlıyor ancak biz Aralık ve Mart ayları arasında beklemek de istemiyoruz. Çünkü sigorta güvencemiz yok, gelirimiz yok. Devamlı çalışıp devamlı sigortamız olsun istiyoruz” dedi.

“YAĞMUR DA OLSA SOĞUK DA OLSA BURADA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Şu an gelirlerinin olmadığını anlatan Anlı, “Eşim çalışıyor ama pandemiden dolayı 15 gündür izinde. Gıdım gıdım geçiniyoruz aslında. Başka bir gelirimiz yok. 2020 yılında hiç ders açmayıp veya maske dikimi yapamayıp geliri olmayan, bekar arkadaşlarımız var. Tek başına şu an yaşam mücadelesi veriyorlar” diyerek buradaki amaçlarının taşeron sisteme karşı seslerinin yükseltmek olduğunu yineledi. “Bizler eğitimciyiz, Meslek Fabrikasında eğer ki eğitmen olarak çalışabiliyorsak, daha çok vatandaşımızı geliştirebiliyorsak bu taşeron sistemi kaldırıp bize güvenceli iş, güvenceli gelecek vererek daha huzurlu bir ortamda çalışmamızı sağlayabilir” diyerek sözlerini sürdüren Anlı son olarak, “Kendimiz için, mesleğimiz, arkadaşlarımız ve ailelerimiz için çabalıyoruz. Bıkmadan devam edeceğiz. Tunç Başkan sesimizi duyup ilk ağızdan bizi dinleyesiye kadar, yağmur da olsa soğuk da olsa burada olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Gülsün Genç de 2017 yılından beri Meslek fabrikasında 6 sözleşme imzaladığını anlatarak sözlerine başladı. Muhasebe öğretmeni olan Genç, “Bizler daimi iş istiyoruz. Sesimizin duyulmasını istiyoruz” dedi. “Ders saat ücretine görevlendiriliyoruz. Saat ücreti ihaleye çıkılıyor ve bu yüzden biz de bu süreçte ders açınca paramızı alabiliyoruz. Pandemi döneminde de açılan 4 kursum var ama maalesef pandemi ve deprem dolayısıyla ikisi kapandı ikisi de 2 ay devam edebildikten sonra kapandı. Yani aşağı yukarı 6-7 ay kursum devam edecekti ama maalesef kapandı ve ücretlerini alamadık” diyerek süreci anlatan Gülsün mücadelelerinde haklı olduklarını vurguladı. Gülsün, “İzmir için, demokrat bir şehirde yaşayarak bunu kendi adıma üzücü buluyorum. Kızım var, o da bir gün öğretmen olursa benim yaşadıklarımı yaşamaması için burada direniyorum. Bunun bilincinde ve farkındayız. Hiçbirimiz vasıfsız değiliz. Öğrencilerimize meslek edindiriyoruz, meslek sahibi istihdam sağlıyor fakat bize istihdam sağlayamamakta. Bizler de bunun giderilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.