Ankara’da yüzlerce kadın, Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla 8 Mart mitingi için Kurtuluş Parkı’nda toplandı. Ankara Kadın Platformu üyesi kadınların 8 Mart için 4 Mart pazar günü Çankaya Belediyesi önünde eylem yapmak istemiş, polisin saldırısına maruz bırakılmışlardı, biber gazıyla müdahale edilen çok sayıda kadın gözaltına alınmıştı.
8 Mart için “Dayanışmayla güçleniyoruz, hayatı örgütlüyoruz, yaşasın 8 Mart” yazılı pankart açan kadınlar alana girişte kadınlar kendi güvenliklerini sağlarken, polis dışında da bir arama noktası oluşturdu. Alana girişler zılgıtlarla ve sloganlar eşliğinde sürerken, kadınlar 8 Mart mesajları verdi.
“Çocuk susar sen susma”, “Tecavüze, şiddete, tacize hayır”, “Ara bulma, adaleti sağla”, “Ücretsiz kreş, kadın sığınma evi istiyoruz”, “Sermayenin kâr hırsı kadınları öldürüyor”, “Kadınlar durmayacak özgürce yaşayacak”, “Tecavüz aklanamaz”, “Erkeklik küçülebilir bir şeydir”, “Kadınlar ne ister barış adalet özgürlük” yazılı pankartlarıyla kadınlar alanları doldurdular.
Ankara Kadın Platformunun açıklamasından notlar şöyle:
* Geçtiğimiz pazar günü düzenlediğimiz mitinge polis saldırısı oldu, kadınlar şiddet uygulanarak, hakaret edilerek gözaltına alındı. 8 Mart sürecinde özellikle kadınlara yönelik gözaltılar yapılıyor. Kadınların sokakta olmasından, bir arada olmasından korkanlara tekrar hatırlatalım: Kadın mücadelesi köklü ve direngendir, bizleri baskılarla sindiremezsiniz. Yıllardır olduğu gibi bugün yine sokaklardayız, yine dayanışmayla mücadelemizi büyütüyoruz!
* OHAL düzeniyle, baskılarla kadınlara ve LGBTİ+ bireylere yönelik saldırıların artarak devam ettiği bir süreçteyiz. Kadın mücadelesinin sesini kısmak için OHAL döneminde 11 kadın derneği, 1 çocuk hakları derneği kapatıldı. KHK’lar ile işten atılıyoruz; seçilmiş kadın belediye başkanları, milletvekilleri tutuklanıyor; kadınları baskı ile yıldırmaya çalışıyorlar. Uydurma gerekçelerle LGBTİ+ etkinlikleri, onur yürüyüşleri yasaklanıyor. Bu saldırılara elbette şaşırmıyoruz ama kabul de etmiyoruz!
* Çocuk istismarına tepkilerin çoğaldığı bir dönemde, suçluları hadım etmekten, idam etmekten bahsediyorlar. Cinsel suçları tedavi edilecek hastalıklar gibi göstermek faillerin cezai sorumluluğunu, devletin de cinsel saldırıyı önleme yükümlülüğünü ortadan kaldırmak demektir. İstismar ile rızaya dayalı cinsel ilişkiyi “zina” kavramı üzerinden tartışmak da hem cinsel suçları normalleştirmek hem de dini kuralları topluma dayatmak için fırsatçılık yapmaktır! Hadım cezası, zina tartışması şerri hukuk demektir, yargının ancak dini referans alarak adil olacağı fikrinin topluma dayatılmasıdır, bunu asla kabul etmiyoruz. Cinsel şiddet, devlet şiddetiyle çözülemez. Buradan devlete hatırlatırız ki yaşam hakkı devletin öncelikle savunması gereken temel bir haktır. Biz kadınlar yaşamı savunuyoruz ve bizlere dayatılmak istenen eril iktidarı kabul etmiyoruz!
* Baskı ve şiddet ortamını arttıran savaş politikaları, savaşın yarattığı travmanın en ağır sonuçlarını yine kadınlar ve çocuklar yaşıyor. Savaş kadın ve çocuklar için açlık, yoksulluk, taciz, tecavüz ve ölüm demektir, kadınlar savaş karşıtı olmaktan, barış talep etmekten vazgeçmeyecek.
* Kadın istihdamının artırılması ile ilgili kâğıt üzerinde verilen sözlere rağmen kadınlar iş yaşamından uzaklaştırılıyor, çalışan kadınlar güvencesizleştiriliyor, kadınların aldığı ücretler giderek düşüyor ve çalışma koşulları esnekleşiyor. Kadının aile içindeki konumunu pekiştiren ve emeğini değersizleştiren büyük bir baskı ile karşı karşıyayız.
* Her şeye ve her türlü baskıya, kadın düşmanı yasalara ve genelgelere rağmen eşitlik ve özgürlük için yaşayan, üreten, itaat etmeyen ve mücadele eden kadınlar ve LGBTİ+ bireyler var. Ve bu korkunç tabloyu değiştirebilecek umut ve direnç var. Bizler bu kararlılıkla mücadelemizi yükseltiyoruz.
İlgili haberler
8 MART 2018: Kadınlar her yerde sokakta!
İl il kadınların 8 Mart coşkusu, talepleri, şarkıları, halayları, forumları...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.