Sincan Organize Sanayi Bölgesinde kadınların çoğunlukta olduğu birkaç fabrikada çalışan işçilerle sohbet ettik. Kadınlar sürekli daha iyi bir fabrika, daha iyi çalışma koşulları arayışında, ama her çalıştıkları fabrika bir öncekini aratıyor. Bir yerde çalışma şartları ağır, diğerinde ücretler düşük, bir diğerinde vardiya var, ötekinde başka bir sorun...
Kadınlar Organize’de bulunan neredeyse her fabrika hakkında ya deneyime ya da bilgiye sahip. Bu fabrikalardan en meşhuru ise Bağdat Baharat.
‘EMEKLERİM ÜÇ KURUŞLUK TAZMİNATTAN FAZLAYDI’
Bağdat Baharat’ta beş yıla yakın süre çalışmış olan işçilerden biri fabrikada yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ben şef olarak çalıştım. Yıllarca koca koca çuvalları kendi başıma taşıdım. Yuttuğum biber tozları yüzünden hastalandım, ama işler biraz kötüye gidince kapının önüne koyulan ben oldum. Tazminatımı aldım belki ama emeklerim üç kuruşluk tazminattan daha fazlaydı...”‘YEMEKLER BERBATTI, DOYDUĞUMU HATIRLAMIYORUM’
Yine Bağdat Baharat’ta çalışmış başka bir işçi, “Yemekler berbattı, ben orada hiç doyduğumu hatırlamıyorum. Çamurlu ıspanağı Mustafa Danacı’nın önüne koyun, bakalım yer mi? Biz yıllarca yedik. Yemekhanede başımızda beklerdi ‘Yoğurdu çöpe döken var mı’ diye. Böyle şartlar altında çalışıyor insanlar. Çoğu da tazminatım yanmasın derdinde” diyerek arkadaşının sözlerini destekliyor.‘KADINLAR İÇİN BİR CEHENNEM’
Bağdat Baharat’taki çalışma şartlarına ve patronun keyfi uygulamalarına daha fazla dayanamayarak kısa süre içerisinde işten ayrıldığını söyleyen bir işçi de o günleri şöyle anlatıyor: “Bağdat Baharat kadınlar için bir cehennem. İşe girerken ‘Zorunlu mesai yok. Vardiyaya istersen kalırsın’ diyorlar. Ancak durum hiç öyle değil. Sonrasında amirler, şefler vardiyaya kalmayana ‘Sen buradan gidicisin’ diyor.”NEREYE GİDERSEN GİT...
Daha önce Organize’de beş fabrikada çalışmış, şu anda tekstilde çalışan bir kadın işçi, “Patronun iyisi de var kötüsü de, ama nereye gidersen git sen işçisin” diye giriyor söze ve devam ediyor: “İşler yolunda gitsin istiyorlar, ama sana ne olduğu kimsenin umrunda değil. Bundan önce çalıştığım işyerinde bazen demir çubuk taşıyorduk. Ben işe girdikten iki ay sonra hâlâ ayakkabım yoktu. O demirlerden biri benim ayağıma düşse sakat kalırdım vallahi. Sonra da kadınlara ‘Neden bu kadar yavaşsınız’ diyorlardı...”BİZ DE SENDİKALAŞMALIYIZ
Kadınlara bu durumun nasıl değişeceğini sorduğumuzda benzer yanıtlar alıyoruz. Daha önce İlka Tesktil’de çalışmış olan bir kadın, Arçelik’te çalışan işçileri örnek gösteriyor: “Vardiya varmış ama ücretler güzelmiş orda. Çalışan arkadaşım var. Ama onlar sendikalı. Bilmiyorum belki biz de sendikalaşmalıyız.”İlgili haberler
Sincan’da bir pazar yeri: Yetmedi bacım yetmedi!
Sincan’da çarşı pazar kan ağlıyor; kadınlar yetmeyeni yetirme derdinde, herkes şikayetçi. Dert ortak...
Sincanlı kadınlar nasıl bir dünya istiyor?
Kadınlara bir dert sor bin ‘ah’ işit! Kadınlara “Nasıl bir dünyada yaşamak istersiniz?” sorusunu sor...
Çağlayan atölyelerinde büyüyen işçiler: Geleceğe d...
Çocuk, genç, yaşlı, göçmen, mülteci... Sömürünün alabildiğine yoğunlaştığı Çağlayan’daki atölyelerde...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.