Türk Metal’in ‘kadın işçi kurulları’na dair sorular
Kurulun işçi üyeleri nasıl belirlenecek? Bir yaptırım gücü olacak mı? Kadın işçiler kurulun gündeminin belirlenmesine aktif bir katılımı nasıl sağlayacak?

Metal işkolunda sözleşme süreci işçi sendikalarının patron sendikası MESS’e sözleşme taslaklarını sunmasıyla başladı. Her dönem özgün taleplerinin sözleşme taslaklarında yer alması talebini dile getiren, bu talepleri dikkate alınmayan metal işçisi kadınlarsa bu dönem bir “sürprizle” karşılaştı. İki sendika, Türk Metal ve Birleşik Metal-İş sendikaları ilk kez taslaklarına doğrudan kadın işçileri ilgilendiren talepler koydular. Türk Metal, Kadın İşçiler Kurulu oluşturulmasını isterken, Birleşik Metal-iş Sendikası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu talep ediyor, ayrıca 8 Mart’ta kadın işçilerin ücretli izinli sayılmasını istiyor.

Çalışma koşullarının ağırlığına karşın ücretlerin oldukça düşük olduğu sektörde, metal işçisi kadınların sorunları hep görmezden gelindi. Kreş, işyerlerinde ayrımcılığın son bulması, taciz ve şiddetin önlenmesi, doğum ve hamilelik hallerinde yasal haklarının kullandırılması gibi çokça talebi MESS grup sözleşmelerinde hiçbir dönem gündem olmadı. Bugün de, sendika yöneticileri TİS taslaklarını kamuoyuna açıkladığında haberdar oldukları bu maddelerin, kadın işçilerin sorunlarının çözümüne katkı sunup sunmayacağı belirsiz. Belirsizliğin nedeni, bu kurulların işlevi ve işleyişine ilişkin sağlıklı bir bilgilendirme yapılmaması. Taslaklar açıklanırken, amacı ve işleyişi birkaç cümle ile ifade edilen bu kurullara ilişkin ortaya çıkan soruların ve elbetteki sorunların tartışılmaya ihtiyacı var.

Öncelikle bu kurulların taslakta yer almasının kadın işçiler için neden “sürpriz” olduğuna bakalım. Türk Metal Sendikası, örgütlü olduğu işyerlerinde, sözleşmeden beklentilerini sormak üzere üyelerine bir anket dağıttı. Sendika tarafından belirlenen sorulara, yine sendika tarafından belirlenen şıklar üzerinden yanıt verilmesi istenen ankette kadınların özgün taleplerini içeren tek bir soru yer almıyordu. Her ne kadar Türk Metal, taslağın ‘işçilerle birlikte hazırlandığı’nı iddia etse de kadın-erkek tüm işçiler bu iddiaya karşı çıkıyor. Sadece ‘Ne istiyorsunuz’ diye sormanın yeterli olmadığını dile getiren işçiler, taslakta yer alan maddeleri ve ne kadar ücret zammı istendiğini bu dönem de basından öğrendiler. Dolayısıyla tüm diğer talepler gibi Kadın İşçiler Kurulu da kadın işçilerin ortaya attığı, amacı, işleyişi ve işlevini kendi içinde tartıştıkları bir talep olmadı.

Taslak hazırlıkları kapsamında Türk Metal’den daha demokratik bir süreç işleten, işyerlerinde sözleşme komiteleri kuran, taslak öncesi tüm işyerlerinden ayrı ayrı taslak önerileri alan Birleşik Metal’in de kurul önerisini kadın üyeleriyle tartıştığı, onlardan gelen önerilerle bu talebin ortaya çıktığı söylenemez. 8 Mart’ın ücretli izin olması talebini dışında tutarsak...

PATRONUN BAŞKAN OLDUĞU İŞÇİ KURULU MU OLUR?
Peki, kadın işçilerin bir talebi olarak ortaya çıkmasa da MESS’ten böyle bir kurul oluşturulmasını talep etmek önemsiz mi? Ya da daha doğru ifade ile kadınların lehine olmaz mı?
Elbetteki her iki sendikanın da bunu talep etmesi önemli, lakin mesele bu talebin belirsizliği, kadınların bu kuruldaki temsiliyeti ve kurulun yapabileceklerine dair net bilginin olmaması.
Kadın İşçiler Kurulu’nun amacını “Kadın işçilerimizin işyerinde maruz kaldığı her türlü ayrımcılığın, şiddetin ve psikolojik tacizin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını ve kadınların kendi sorunlarına sahip çıkmasını istiyoruz. ILO Sözleşmelerinde somutlaşan evrensel değerlerin hayata geçirilmesini istiyoruz” sözleri ile belirtiyor Türk Metal. İşleyişine ilişkinse sendika başkanı Pevrul Kavlak’ın söyledikleri dışında bir bilgi yok. Kavlak, kurulun 2’si işçi, 2’si işveren temsilcisi olmak üzere 4 kişiden oluşacağını ve kurula dönüşümlü başkanlık yapılacağını söylüyor. Fakat, örneğin işverenin başkanlık yapacağı bir kuruldan nasıl olup da işçi lehine bir karar çıkacağını söylemiyor. Ya da örneğin bu kurulda görev alacak 2 işçinin nasıl belirleneceğini açıklamıyor.

KURUL ÜYELERİ NASIL BELİRLENECEK?
Sadece Ford Otosan’da bine yakın kadın üyesi olan Türk Metal’in, binlerce kadın üyesi arasından 2 kişi nasıl belirlenecek? Seçim mi yapılacak, yapılacaksa nasıl? Metal direnişi sonrası oluşturulan Kadın Kolları’nın nasıl işlevsiz olduğu, bu kişilerin sendika tarafından atandığı gerçeği orta yerde duruyorken kadın işçilerin bu kurulda yer alacak kadınların demokratik bir yöntemle belirlenmeyeceğine dair kuşkuları haklı değil mi?

Bir diğer önemli soru da; bu kurulun bir yaptırım gücü olacak mı, yoksa bir danışma organı mı olacak? İşyerlerinde yaptırım gücü olmayan bir kurulda yine kadınların talepleri patronların insafına terk edilmiş olmayacak mı?

Başka bir kritik soru da kadınların bu kurula katılım biçimi konusunda: Sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinden kadın işçiler kurulun gündemine alması gereken talepleri nasıl bir mekanizma ile dile getirecekler? Bu kurulun işleyişine, karar altına alınması gereken hususlara aktif bir katılımı nasıl sağlayacaklar? 

Şüphesiz aynı sorular Birleşik Metal-İş Sendikası’nın talebi için de geçerli. Bu yüzden ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu oluşturulmasını talep ediyoruz’ cümlesi dışında, bu sorulara ayrıntılı yanıtlar verilmeli.

İNİSİYATİF VE SÖZ HAKKI KADIN İŞÇİLERDE OLMALI
Ağır çalışma koşulları, düşük ücretler, esnek çalışmanın yaygınlaştırılması kadın erkek tüm metal işçilerinin sorunu kuşkusuz. Lakin kadın işçilerin yasalardan doğan hakları; kreş, doğum öncesi ve sonrası kullandığı izinler, süt izni, hamilelik süresince kullanması gereken haklar, bunların tamamı patronlar için yük görünüyor. Örneğin kaç kadının sütünü tuvalette ya da soyunma odalarında hijyenden yoksun koşullarda sağdığını biliyor mudur sendika yöneticileri? Bunca devasa sorun arasında taciz, her türden şiddet, baskı, ayrımcılık da duymazdan, görmezden geliniyor.

Bunlar ve de sayamadığımız çokça sorunun çözümünde bu tür kurullar elbette işlevli olabilir. Ama bunun için yaptırım gücü olması, işçi kadınların hem sayıca hem de karar alma aşamasında bu kurulda dezavantajlı bir konumda olmaması, kurulda yer alan işçilerin bizzat kadın işçilerce seçilmesi, her işyerinde kurulan komitelerle kadınların kurula iletilecek taleplerde ve çözümünde söz sahibi olması gerekiyor.

Son söz, kadın işçilerin yapacağı şey böyle bir kurulun oluşturulmasını sendikacılardan beklemek değil gerçekten işlevli bir kurul için birlikte mücadele etmektir.

İlgili haberler
Mutfak elemanı olarak girdiği atölyede parmakların...

Klima atölyesinde mutfakta çalışırken, pres makinesine geçirilen ve iki parmağını kaybeden Mevlüde....

Hukukun değil, retweetin üstlünlüğü

Adliyelerde adalet bulamayanlar yahut bulamayacağına inananlar dertlerini bir dilekçeye değil, sosya...

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa: Kadınlar...

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun, şiddetle mücadele için kadınların elindeki en önemli yasal...