Şiddetin magazinleşmesi
‘Medyanın yanlış kullanılması hem toplumun medyaya güvenilirliliğini azaltıyor, hem de insanların tepkisiz kalmasına; vahşet olaylarına alışmasına neden oluyor.’

Geçtiğimiz günlerde yeni bir haber sitesi açıldı. Sitenin ilk haberi “ölü çocuk bedenine tecavüz” şeklindeydi. Sonrasında haberin yalan olduğu ortaya çıktı. Tepkilerden dolayı da site kapatıldı. Sitenin sahibinin amacı, bu haber üstünden sitenin tıklanmasını artırmaktı ve amacına ulaştı.

Site sahibinin tecavüzü konu alan bu haberi magazinsel bir biçimde yazması da tıklanma sayılarının artmasında göz ardı edilmeyecek kadar önemli. Habercilikte magazinleşmenin ciddi sorun haline gelmesinin en önemli örneklerinden biri böyle haberlerin magazinsel şekilde yazılması. Haberciliği; haber vermek, toplumu yaşanılansorunlar hakkında bilgilendirmek değil; para kazanma aracı olarak görmek; tecavüzün meşru kılınmasına sebep oluyor. Nasıl mı? Medyanın yanlış kullanılması; her önüne gelenin haber sitesi açıp kendi kafasından, olmayan olayları haber yapması; hem toplumun medyaya güvenilirliliğini azaltıyor, hem de insanların tepkisiz kalmasına, bu tarz olaylara alışmasına neden oluyor. Toplumda kadına, çocuğa hatta hayvanlara yapılan cinsel istismar ve tecavüz gibi tepki çekmesi gereken olaylara “Yine mi, nasıl olmuş, bugün ne yapmışlar?” tarzında kabullenilmiş bir algı yaratıyor. Hal böyle olunca şiddet olayları yalnızca merak konusu oluyor.

Böyle haber sitelerinin yalan haberlerle kendini ayakta tutma çabası, toplumda bilgi kirliliği yaratıyor. Peki bu bilgi kirliliğine karşı devletin yetkili organları gerekli önlemleri alıyor mu? İktidar bugün, kendi propagandasına uygun olmayan bütün medya organlarını; gazeteleri, dergileri, kanalları kapatabiliyor. Aynı iktidar; tecavüzü tacizi bu denli magazinleştiren bu siteler için ne yapıyor peki?
Şiddete en çok maruz kalan biz kadınlar olarak, sessiz kalmamalıyız. Kadın olduğumuz için hayatın her alanında hiçe sayılan, televizyonlarda yüzümüzün yasak sayılıp sansürlendiği bir dönemden geçiyoruz. Kadın mücadelesinin her geçen gün daha da zorlaştığı bu dönemde, tüm olumsuzluklara karşı, üzerimizdeki bu baskıya karşı daha fazla mücadele etmeliyiz. Bu hayat bizim, ne kadar mücadele edersek o kadar özgürleşebiliriz.

İlgili haberler
Eril dilinizden de, cinsiyetçi söylemlerinizden de...

Kocaeli Üniversitesinden kadınlar kalıplaşmış eril dile ve cinsiyetçi söylemlere karşı "Ekmek ve Gül...

Cinsiyetsiz tuvalet mücadelemiz: ‘Neler yaşandı, m...

ODTÜ’de cinsiyetsiz tuvalet isteyen öğrencilerin mücadelesi ve talepleri ‘okulun imajı’na tercih edi...

GÜNÜN CİNSİYETÇİSİ: Çocuğunu emziren kadına cinsiy...

İngiltere’de bir kadın çocuğunu emzirirken, meme ucu göründüğü için yetkililer tarafından cinsiyetçi...