Cinsiyetsiz tuvalet mücadelemiz: ‘Neler yaşandı, medyaya nasıl aktarıldı’
ODTÜ’de cinsiyetsiz tuvalet isteyen öğrencilerin mücadelesi ve talepleri ‘okulun imajı’na tercih edildi. Murat Korkmaz anlatıyor...

ODTÜ her ne kadar Türkiye’nin en özgürlükçü görünen okullarından olsa da ODTÜ’nün transfobik bir duruşu olduğu görünür bir gerçek. Derslerin işlenişine baktığımızda; dersler sürekli olarak kadınlar ve erkekler üzerinden anlatılır. Okulda kullanılan zamirler he/she şeklinde sadece kadın ve erkeği ifade edecek biçimdedir. Tuvaletler sadece kadın/erkek için oluşturulmuş. Toplumsal ikili cinsiyet normlarına uymayan öğrenciler okulun her bir köşesinde sözlü tacizlere maruz kalmaktadır. Trans+ öğrencilerin tanınmadığı, güvenli alanlarımızın bulunmadığı bu kampüste bizler bu yapıyı değiştirmek adına Beşeri Bilimler binasındaki bir katta “cinsiyetsiz tuvaletimiz olsun ve trans+ öğrencilerin bu okulda var olduğu bilinsin” diyerek Mart ayında cinsiyetsiz tuvalet için imza kampanyası başlattık.
420 öğrenci Beşeri Bilimler binasının bir katındaki tuvaletlerin cinsiyetsizleştirilmesi ve okulda transfobinin son bulmasına dair adım atılması üzerine imzacı oldu. Toplanan 420 dilekçe bölüm başkanlarına iletildi. Tarih, Sosyoloji, Psikoloji ve Felsefe Bölümü Başkanları da bu talebi yerinde bulup imzalayarak Dekanlığa ilettiler. Bu noktadan sonra ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması olarak biz okul yönetiminin oyalaması ile karşı karşıya kaldık. İki ay boyunca talebimize cevap verilmedi. Biz de bu konuda mücadele verenler olarak Eğer bir binanın tek katında istediğimiz bu makul talebimizi kabul etmiyorsanız biz de bütün tuvaletleri cinsiyetsizleştiririz” diyerek okul yönetimini protesto etmeye başladık. Eylemlerimiz sonucu birkaç gün sonra Dekanlığın isteği üzerine bir toplantı aldık. Bu toplantıda Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı, Dekan Yardımcısı ve Psikoloji Bölümü Başkanı ile 13 öğrenci bir görüşme gerçekleştirdik. Ve toplantıda alınan karara göre, biz eylemlerimize son verecektik ve Beşeri Bilimler binası kantin katındaki iki tuvalet okul yönetimi tarafından cinsiyetsizleştirilerek her cinsiyetten öğrencinin kullanımına açılacaktı.

İMAJ UĞRUNA...
Bu süreçte, mücadelemiz medyaya çok farklı bir şekilde yansıtıldı. Biz ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması olarak medyaya yansıyan yanlış bilgilendirmeleri önleyebilmek adına okuldaki bütün tuvaletlerin değil, sadece bir binanın tek katındaki tuvaletlerin cinsiyetsizleştirildiğine dair süreci de anlattığımız açıklamalarda bulunduk. Fakat bizim yanlış anlaşılmaları düzeltmek adına yaptığımız açıklamaların ardından ODTÜ yönetimi birçok medya kanalına böyle bir karar almadıklarını ve bunun “kesinlikle uygun bulunmadığını” söylediği açıklamalarda bulundu. Yani beş-altı aylık mücadelemiz; 420 öğrencinin talebi; trans öğrenciler olarak hakkımız olan bir konuda dahi verdiğimiz bu zorlu mücadele hiç sayılarak; o masada alınan kararlar yalanlandı. ODTÜ; öğrencilerinin ve aldığı kararın arkasında durmak varken sözde “imajı”nı korumak adına transfobik açıklamalar yapmaktan çekinmedi. Süreci takip eden hiçbir yetkili bu konuda uğradığımız haksızlıklara ve hedef gösterilmelerimize yönelik bir açıklamada bulunmadı.
Bizler ODTÜ’de eğitim hayatımızın yanı sıra hak mücadelesi veriyoruz. LGBTİ+ kişilerin ayrımcılığa, zulme uğramaması ve okuldaki olanaklardan diğer öğrenciler gibi yararlanabilmesi için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Fakat bu süreç bizleri fazlasıyla yıprattı. Ben ve Sosyoloji bölümünden bir arkadaşımızın fotoğraf ve videodaki görüntüleri twitter, facebook gibi platformlarda hakaretler; tehditlerle paylaşıldı. Bizler en temel hakkımız olan konularda bile mücadele etmeye zorlanmış kişiler olarak, okul yönetiminden sadece bu okulda trans+ öğrencilerin olduğu ve 400+ öğrencinin talebiyle birlikte Beşeri Bilimler binasında bir tane cinsiyetsiz tuvalet açılması kararı aldıklarını içeren bir açıklama bekledik fakat yalnız bırakıldık, hedef gösterildik, sapkın ilan edildik.
Tanınma mücadelemizin; okul yönetiminin varlığını “kesinlikle” uygun bulmadığı bizlerin; yaşadığımız zorlukların, kayıt altına alınmasının fazlasıyla önemli ve LGBTİ+ hareketi için de hayati olduğunu düşünüyorum.


İlgili haberler
Rönesans ruhlu, çok tutkulu Melissa’nın yaratıcı ç...

Cinsiyetçi kitapların sayfalarına çizimler yaparak sunan ve bu şekilde kadınlara güçlü mesajlar vere...

GÜNÜN TEPKİSİ: Öfkeli anne çocuğunun ödevini yenid...

Cinsler arasında klasik rol paylaşımına tepki gösteren öfkeli anne çocuğunun ödevini yeniden yazdı.

GÜNÜN FOTOĞRAFI: 24 yıl sonra aynı yerde... Aşk aş...

Eşcinsellik geçici bir hastalık, dönemsel sapkınlık diyenlere cevap niteliğinde bir aşk.