Neredeyse her gün yeni bir şiddet haberi alıyor, kadınların tüm koruma kararlarına rağmen sokak ortasında öldürüldüğüne şahit oluyoruz. Kadınların nasıl giyinip nasıl konuşacağından, nerede gülüp ne zaman sokağa çıkacağına kadar görüş beyan edenlere karşı bu 25 Kasım’da sesimizi daha fazla yükseltmemiz gerekiyor. Biz de Yenimahalle’de yaşayan kadınların düşüncelerini Ekmek ve Gül sayfalarına taşımak için kadına yönelik şiddet üzerine sohbet ettik.

Ev işçisi bir kadın, kadına yönelik şiddetin artmasının nedeni için “Biri kadını öldürüyor, içeri girip çıkıyor, diğerleri de örnek alıyor” derken, kadın cinayetlerindeki cezalandırma sisteminin etkisizliğini vurguluyor. Kadın cinayetlerinde erkeklerin çeşitli bahanelerle indirimi alıp çok az cezaya çarptırıldıklarını hatırlatıyor. Ekonomik özgürlüğünü elde etmiş kadınların da şiddete maruz kaldığını belirterek, kadının maaşını erkeğe verdiğini, bunun da bir şiddet olduğunu söylüyor. “Erkekler aslında güçsüz oldukları için kadının çalışmasını gururuna yediremiyor. Uyguladığı şiddeti de güçlülük ve erkeklik göstergesi olarak görüyorlar” diyor. Kendisinin de çocukları için birçok zorluğa katlandığını, eşinin uzun yıllar boyunca düzenli bir işe girip çalışmadığını ve evi kendisinin geçindirdiğini belirtiyor.

ERKEKLER ADLİYENİN BİR KAPISINDAN GİRİP DİĞER KAPISINDAN ÇIKIYOR

Perihan ise kadına yönelik şiddetin her zaman var olduğunu ama kadınların geçmişe nazaran bugün seslerini daha yüksek çıkarabildikleri için kadına yönelik şiddetin daha görünür olduğunu vurguluyor. Perihan, “Şimdiki kadınların eyvallah demediğini” diyor. Erkeklerin kadınlara şiddet uyguladığında ceza almadığını “adliyenin bir kapısından girip, diğer kapısından çıktıklarını” belirten Perihan, “Adalet mekanizması işlemiyor ve ağır tahrik indirimleri kadın cinayetlerinin artmasının önemli sebeplerinden biri” diyor.

‘İŞSİZLİK ŞİDDETİ ARTIRIYOR’

Özel bir üniversitede öğretim görevlisi olan bir kadın da kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet normlarının yattığını vurguluyor. Kadının şiddet nedeniyle bir devlet kurumuna başvurduğunda orada da bambaşka bir şiddetle karşılaştığını, şiddet gördüğü yere geri gönderildiğini, olay mahkemeye taşınsa bile adaletin kadınları korumakta yetersiz kaldığını vurguluyor.

Geçmiş aylarda işten ayrılan bir yemekhane işçisi ise şiddetin artmasının en önemli sebebinin işsizlik olduğunu söylüyor. İşsizlik artınca kirayı, elektrik faturasını, çocukların ihtiyaçlarını karşılayamadığını, bu yüzden evde huzursuzluğun meydana geldiğini ve şiddete başvurulduğunu belirtiyor. İktidarın söylemlerinin ve politikalarının da şiddet uygulayan erkekleri cesaretlendirdiğini söyleyerek kadına yönelik şiddette caydırıcı yaptırımlar olmadıkça şiddete çözüm bulunamayacağını da sözlerine ekliyor.