LGS karmaşası ve bazı sorular
Tercih edilmemesine rağmen, liseler ısrarla imam hatibe dönüştürülüyor ya da yenileri açılıyor. Bunun siyasetini yapanların acaba kaçı çocuğunu bu imam hatiplerde veya meslek liselerinde gönderiyor?

Bu yazı bizim gibi birçok aileye zehir eden LGS, yani Liseye Geçiş Sınavı sistemine dair sizlerle hem dertleşmek hem de bütün velilere şikayet etmek istiyorum.
Daha önce alfabedeki başka başka harflerle simgelenen, en son TEOG olarak aklımızda kalan, bu sene ise LGS diye gündemimizde meşguliyet yaratan, yani adı sürekli değişen ancak tıkanıklığı, çözümsüzlüğü hiç ama hiç değişmeyen bir sınav sisteminden bahsedeceğim.

Efendim her yıl değiştiğini, yenilendiğini iddia ettikleri, ancak yeni diye sundukları her modelin neredeyse eskisini arattığı bu sistem bu sene birçok veli gibi beni de vurdu!
2004 doğumlu olan ve bu yıl liseye başlamasını umut ettiğimiz kızımız, elbette bir liseye gidecek idi ama açıkta kaldı. Önce okulları nitelikli ve niteliksiz olarak ayırdılar, tabii öğrencileri de aynı şekilde. Sınavı kaldırdık diyerek yeni sınavlar icat ettiler. Sınavda başarılı olanlar nitelikli okullara girecek denildi... Biz tüm bu aşamaları aştık, kızım ilk yüzde 10’luk dilime girmesine rağmen “nitelikli” dedikleri okullara yerleşemedi. Bizimle beraber yaklaşık yüzbin öğrenci de sınavda başarılı olmasına rağmen herhangi bir okula yerleşemeyip açıkta kalmışlardı.

İlk şaşkınlık ve öfkemizin ardından Milli Eğitim durumu kurtarmaya çalışan açıklamalar yapmaya çalıştı; ek yerleştirmeler var dediler, kimse açıkta kalmayacak dediler, mutlak çözüm bulunacak dediler... Ancak yetkililerin açıklamaları biz velileri ve öğrencileri ikna edemedi. Çünkü çözüm diye bize dayattıkları şey istemediğimiz okullara kayıt yaptırmak veya özel okulların kapısını aşındırmak.

KAOS, KAYGI, GÜVENSİZLİK
Birinci ve ikinci nakil sonuçları açıkça göstermiştir ki öğrenciler anadolu liselerini tercih etti. İmam hatip liseleri yüzde elli oranında boş kontenjan belirtmelerine rağmen tercih edilmedi. Özel okulların ücretleri ise yanına yaklaşılır gibi değil, fırsat bu fırsat diye onlar da abarttıkça abarttı.
Milli Eğitim “yerel yerleştirme” diye bir kategori oluşturmuş. Buna göre sınavda “başarısız” olan öğrenciler, tercihlerine göre evlerine en yakın (niteliksiz) anadolu liselerine yerleştirilecek. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayınca işler bir hayli karıştı. Öğrenciler imam hatip liselerini tercih etmeyince anadolu liselerinde aşırı yığılma oldu ve “nitelikli” okula yerleşeceğini düşünen benim kızım gibi yüzbine yakın öğrenci açıkta kaldı.

Haziran ayının başından beri bütün bir yaz mevsimini tedirgin ve gerilim içerisinde geçiren öğrencilerin (kızım da dahil), okulların açılmasına az bir zaman kalmasına rağmen, hangi okula yerleşecekleri, yerleşip yerleşemeyecekleri kaygısı bitmiş değil.
Şimdi sormak istiyorum; bu dönemlerinde böyle bir eğitim karmaşasının içinde olmaları çocuklarımızı kaygılı ve tedirgin bireyler yapmaz mı ve geleceklerine olan güvenlerini sarsmaz mı?

Eğtimdeki bu eşitsiz durum, parası olanın özel okullara yönelmesi ve parası olmayanların ise bütün bu karışıklık içerisinde kalması adalet duygusunu ortadan kaldırmaz mı?
Gelecek kaygısının ağır bastığı ve iyi bir üniversitenin yolunun iyi bir lise eğitiminden geçtiğini düşünen öğrenciler anadolu lisesini tercih etmelerine rağmen, liseler ısrarla imam hatibe dönüştürülüyor ya da yeni imam hatip liseleri açılıyor. Bunun siyasetini yapanların acaba kaçı çocuğunu bu imam hatiplerde veya meslek liselerinde eğitim almaya gönderiyor?

Eğitimdeki eşitsizliğin giderek derinleştiği, niteliğinin ise sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillendiği ve piyasaya terk edildiği bir eğitim modelinde geleceğimiz olan gençlere vaat edilen ise sadece dindar ve kindar olmak!

Gençlerin nitelikli ve parasız eğitim hakkına sahip çıkarak geleceklerinden vazgeçmemeleri gerekiyor. Öğrenmeye, bilgiye, bilime, sanata ve kendilerini geliştirebilecekleri daha birçok aktiviteye harcamaları gereken zamanlarını ve enerjilerini “Acaba istediğim bir liseye devam edebilecek miyim, yoksa eğitim hayatım sonlanacak mı?” kaygılarıyla geçirmelerinin hiçbir açıklaması olamaz. Biz velilere düşen de çocuklarımızın arkasında durarak, onların ve gelecek nesillerin eğitim haklarından mahrum kalmasına izin vermemektir.

İlgili haberler
Veliler anlatıyor: Eğitim her yönüyle bir keşmekeş...

“Devlet okuluna da yazdırsan masrafı bitmiyor” diye isyan edeni, her sabah okula kendi bırakmak zoru...

Sürekli değişen eğitim sistemi öğrenci ve veliyi n...

Yapboz haline getirilen sınav sistemi öğrencileri ve velileri nasıl etkiliyor? Eğirimdeki sürekli y...

Eğitimde yıkım işte böyle yapıldı!

Eğitimdeki değişiklikler ne bilgisizliğin ne de plansızlığın ürünüdür. Tam tersine başkanlık sistemi...