KHK’li öğretmen Hafize’nin ayakta kalma hikayesi: Hiç edilen emeğin bir karşılığı olmalı
Arkadaşım 5 yıl sonra şimdi yeniden başlıyor. Bütün o kötü anıları arkada bıraktı falan demeyeceğim, ondan çalınan bu koca 5 yılın bir hesabı, alt üst ettiğiniz hayatının bir bedeli olmalı!

Tam 5 yıl önce bir gece yarısı Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç ettiler Hafize öğretmeni, arkadaşımı… 5 yıl önce onu Diyarbakır’a uğurladığımda içimdeki öfke kalbimdeki sızıyı bastırıyordu. O günden bugüne devlet “pardon” dedi ve 5 yıl sonra geri döndü Hafize öğretmen… 5 yıl boyunca adeta tecrit edildi. Evet, tam da öyle oldu aslında… Belki dört duvar içinde değildi ama devlet dersinde yargısız infaz edilmiş KHK mağduru yüzlerce arkadaşımız gibi işinden, ekmeğinden edilmiş, meslekten ihraç edilmişti. Mutlaka KHK ile işinden edilen her bir arkadaşımızın ayrı bir hikâyesi, yaşam mücadelesi var; ben en yakınımdakine dair yazmak istedim. İhraçlarda imzası olanların unuttukları bir şey var; sadece bir insanı mesleğinden etmediler onların ailelerini, çocuklarını, yaşadıkları şehri, yaşam standartlarını da alt üst ettiler. Onların ve yakınlarının hayatlarına dair de insanlık dışı bir yargısız infazdı bu yapılanlar.

BIRAKTIĞI YERDEN BAŞLAMASINA ENGEL

Arkadaşım 5 yıl süresince iki çocuğuyla çok sıkıntılar yaşadı. İhraçtan bir süre sonra yaşadığı şehirden taşınmak durumunda kaldı. Çünkü çalışması gerekiyordu ve KHK bütün iş kapılarını kapatmıştı. Onun yükünü hafifleten tek şey, 4 kişi olarak geldiği bu şehirden 3 kişi ayrılmasıydı belki. Kendisini böylesi bir dönemde yalnız bırakan eski kocaya dair sözcükler buraya yazmaya değmez. Diyarbakır’da yaşayan kız kardeşinden aldığı destek ile oraya yerleşti. 5 koca yıl boyunca muhtemelen benim bile bilmediğim ne sıkıntılarla karşılaştı, kim bilir belki kendi yazar buradan bir gün… Kısacası orada bir iş buldu. Sonra çocukların bakıcı ücreti aldığı maaşı geçince ayrılmak zorunda kaldı. Yalnız ve 2 çocuklu bir kadın olarak hiç bilmediği bir kentte yaşam mücadelesini 5 yıl hakkıyla tamamladı ve o büyük suçunun cezasını(!) çekti canım arkadaşım. Suçu neydi derseniz, biz de bilemiyoruz. O günlerde Eğitim Sen üyesi sendikalı bir kamu emekçisiydi Hafize, kendinin de bildiği bundan öte büyük bir suçu (!) yoktu. 5 yıl sonra görevine iade edildi, sevindik, ağlaştık, karmakarışık duygular içindeyiz… “Şimdi yeniden bıraktığın yerden başlayacaksın” dediler. İstemese de bir dolu zorlukla ayrıldığı bu kente yeniden geldi. Kafasında bir dolu soru işaretleriyle girişti işlere. Ev bulmalı, çocukların yeniden okul nakillerini halletmeliydi. Ev de buldu ancak kontrat imzalayacağı gün vazgeçti ev sahibi; gerekçesi kafasına takılan sorularmış. Yalnız bir kadın apartmanda olur muymuş, komşular sorun çıkarırmış, hem neden ara dönemde tayini çıkmışmış vs. “Sana ne” diye bağırmak istiyor okurken insan değil mi?  Bana gözleri dolarak anlattığında olanları, bir dolu küfür geçti dilimden. Ama o kadar güçlü ki Edip Cansever’in dizelerindeki kadın o; “Sarılıp gövdesine sımsıkı bir kadın kendini doğurabilir isterse.”

Evet, arkadaşım 5 yıl sonra bu şehirde şimdi yeniden başlıyor. Bütün o kötü anıları arkada bıraktı falan demeyeceğim, ondan çalınan bu koca 5 yılın bir hesabı olmalı elbet. Alt üst ettiğiniz hayatının bir bedeli olmalı! Ve geride birçok arkadaşımız daha haksız hukuksuz yere ihraç edildikleri mesleklerine geri dönmeyi bekliyor. Dönecekler de biliyoruz ama onlardan çalınan bu yılların bir bedeli olmalı… Olacak da!

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Münevver: Onun tutsaklığı benim özgürlüğüm oldu

'Korkmuyorum. Çünkü yarın o adam çıkınca arkamda Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin olduğunu biliyo...

Daha çok biriktirmek, tarihe daha çok mücadelemizi...

Önümüze konan, karşımıza çıkan tüm bu engelleri aşmak için atalım adımlarımızı, 1 Mayıs’a giderken e...

Bu hukuk bürosunda ayağa kalkmak bile yasak

Hukuk bürosunda adaletsizlik olur mu diye soramıyoruz bile çünkü, bir büro çalışanının anlattıkları...