Kadınların derdi çok ama çözümü yok değil. En iyi bildiğimiz çözüm yolu da dayanışma. Günlük hayatımızda da kadın dayanışması çok şeyi çözüyor. Asiye abla ve gelini Gülsüm’ün hikayesi de bize bunu anlatıyor.
Önce Asiye’den bahsedeyim. 58 yaşında, üç erkek çocuğu var Asiye’nin ama o hep kızı olsun istemiş, o yüzden de gelinlerini çok seviyor.
Asiye’nin küçük oğlu eşini aldatmış ve bu ortaya çıkınca eşine şiddet uygulamış. Asiye bunu öğrenince oğlunu evden kovmuş ve tam bir yıldır gelini Gülsüm ile birlikte yaşıyor. Oğlunun eve dönme girişimlerinin ardı arkası kesilmiyormuş, hatta bir keresinde Gülsüm onu eve almış ama şiddet tekrarlanınca yeniden kovmuşlar evden.
‘KAYNANAMDAN ÇOK ÇEKTİM’
Asiye küçük yaşta evlenmiş bir kadın. Üstelik ikinci eş olarak. Kocasının ilk eşinden erkek çocuğu olmayınca Asiye’yi istemişler. Babasının da borcu çok olunca Asiye’yi apar topar evlendirmiş. “Peş peşe üç erkek çocuk doğurunca kocamdan çok çekmedim, ama kaynanamdan çok çektim” diyor.Asiye yıllarca köyde hem ev işi hem hayvanlar hem de bahçe işlerinde çalışmış. Küçük oğlu Ankara’ya atanınca, köyde de hayvancılık bitince şehrin yolunu tutmuşlar hep birlikte. Bu arada Asiye menisküs ameliyatı olunca, kaynanası onu evden göndermek istemiş “Artık işe yaramaz” diyerek. “Ben yıllarca emek verdim onlara, öyle zoruma gitti ki o laf, hala aklıma gelince gözlerim dolar” diyerek anlatıyor yaşadıklarını.
Oğlunu evden atma hikâyesini de şöyle anlatıyor Asiye:
“Kız çocuğum olmasını çok istedim ama Allah nasip etmedi, üç erkek doğurdum. Ben de dedim ki, o zaman gelinlerim benim kızım olur. Hepsini çok seviyorum ama benim bu küçük oğlan kime çekti bilmem. Ya düzelecek ya düzelecek! Yoksa bu kapıdan içeri giremez! Kimse onun kahrını çekmeye gelmedi bu dünyaya. Ben oğlumu evden attım, komşularım bile bana kızmaya kalktı. ‘Karı-koca arasına girme’ dediler. Niye girmeyecekmişim? Ben yaşadım, bilirim nasıl olduğunu. Kimsenin de yaşamasına izin vermem ömrüm yettikçe.”
HEP ALTTAN ALMAK ZORUNDA MIYIZ!
Gülsüm’ün ise bir kızı var. Asiye sayesinde hayata tutunduğunu söylüyor. Eşini zamanında çok sevdiğini ama aldatılmayı kabul etmeyeceğini dile getiriyor: “Lise yıllarında aşık olduk biz. Tam beş yıl sevgiliydik, hala aklım almıyor Mehmet (eşi) niye böyle bir şey yaptı. Ama olan oldu, kendi bilir... Zaten aldatılan tek kadın da ben değilim. Hem annem (Asiye) sayesinde gül gibi yaşıyoruz işte. Çocuğum özel okula gidiyor, ben de belediyenin kursuna yazıldım, bitince de şu köşedeki kuaförde işe başlayacağım. Ona ihtiyacımız yok çok şükür...”Gülsüm “Evin direği erkektir” diyen akrabalarına çok kızıyor. “Beni sürekli barıştırmaya çalıştılar, sanki suçlu benmişim gibi. Kadınlar nedense hep alttan almak, idare etmek zorunda. Annem olmasaydı ben de belki baskılara dayanamaz barışırdım, ama o zaman nasıl bir hayatım olurdu düşünmek bile istemiyorum.”
Asiye ve Gülsüm tüm kadınlara güçlü olmalarını tavsiye ediyor. “Tabi zor, erkek bu kadar yüceltilirken kadınlar nasıl kendi başlarına ayakta dursun. Ama bir yolunu bulmalılar, kocaya da kaynanaya da boyun eğmesinler.”
Asiye devletin şiddet gören kadınlara sahip çıkması gerektiğini belirtiyor. “Nasıl engelli çalıştırma zorunluluğu varsa kadınlar için de olmalı diyor. Şiddet yüzünden boşanmışsa bir kadın, devlet bir yere yerleştirsin, iş versin ki kadın ayakları üzerinde durabilsin.”
İlgili haberler
Gülbeyaz
“Engin bir tarlanın yanı başındayız şimdi... İçimden haykırmak geliyor kendisine; Bak işte, hepimiz...
Kaynana Ne Yaptı? Gelin Ne Dedi?
Kaynanalar, gelinler, eltiler, görümceler... Kimi zaman iltifatlarla, kimi zaman laf sokmalarla dışa...
Nikahta gelin yok
Medeni yasa kadınlar için bir tür eşitlik belgesidir. Müftülere nikah yetkisi verilmesiyle öne çıkan...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.