Ne tarafa baksak ayrı bir çıkmaz hayatlarımız. Şiddet, sömürü, savaş ve eşitsizlik kıskacında “biz de buradayız” demeye çalışıyoruz. Yaşamlarımıza dair ettiğimiz günlük sohbetlerimize şöyle bir baksak, herhalde hepimizin benzer sorunlar yaşadığını hatırlıyor olacağız.
Aynı zamanda ucunu bulamadığımızı düşündüğümüz bu sorun yumağının nasıl çözülmeye başladığını ise birlikte omuz omuza mücadele ederek ya da “hayır böyle değil” diye sesimizi yükselterek öğreniyoruz. 25 Kasım yaklaşırken farklı fabrikalarda çalışan işçi kadınlar olarak değişimin anahtar kelimesini bulmak için kafa kafaya veriyoruz. Yaşamlarımızı anlatarak, paylaşarak ve ‘hayır böyle gitmez’ diyerek… İşte işçi kadınlar anlatıyor:
PATRONUN, USTANIN, BABANIN ŞİDDETİNE MARUZ KALMAK İSTEMİYORUM
Merhaba, bugün kendi hayatımdaki şiddeti anlatmak istiyorum. Ben kimi zaman babamdan, kimi zaman abimden, kimi zaman annemden, kimi zaman ustadan, bazen de usta yardımcısından şiddet görüyorum. Bugün yürüdüğümüz sokaklarda, çalıştığımız ortamda korkarak arkamıza bakıyorsak, bu güvensizliğin kendisi bile şiddeti gösteriyor. Biz işçi kadınlar, patronun, ustanın, usta yardımcısının sözlü şiddetine maruz kalmak istemiyoruz. Biz özgürce yaşamak istiyoruz. Bugün fabrikada işçi kadınların arasında konuştukları şunlar: “Biz barış istiyoruz, cinsiyet ayrımı yapılmadan yaşamak istiyoruz. Özgürce yaşamak istiyoruz.” Her birimiz farklı yerlerde tacize, tecavüze, şiddete maruz kalıyoruz. Güvensiz bir ülke, güvensiz bir hayat istemiyoruz.
Tekstil işçisi bir kadın
GERİCİLİK SON BULSUN DİYE
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ülkemizde ve dünyada artmaya devam ediyor. Yaşam hakkımıza ve geleceğimize çöken, okumamıza, evlenmemize, çocuk doğurmamıza karar veren zihniyeti bitirmek, fiziksel ve psikolojik şiddetin, sömürünün ve gericiliğin son bulduğu bir ülke için tüm kadınları 25 Kasım’da eşitliğin ve özgürlüğün sesini yükseltmeye çağırıyorum.
Ev emekçisi bir kadın
HİÇBİR KADIN YAŞADIKLARIMI YAŞAMASIN
45 yaşındayım ve 25 yaşında bir kızım ve sara hastası bir oğlum var. Eşimden boşandım. Sürekli şiddet görüyordum. Kültürümüz gereği sustum, dayandım. “Bir şey olmaz en azından erkektir, yanımızdadır” dedim ama dayanamadım. Şiddetin boyutu katlandı. Çocuklarıma yöneldi. Oğlum zaten hastaydı bir de dayak yemesine tahammül edemezdim. Çocuklar artık eve gelmek istemiyordu. Ben bu adamı boşamasam kızım da oğlum da evden kaçacaktı. Boşandıktan sonra geçimimizi sağlayabilmek için yeni yapılan yarı inşaat evlere temizliğe gitmeye başladım. Ben boşandığımda çevre baskısından o kadar çekiniyordum ki ev temizliğine giderken oğlumu da yanımda götürüyordum. Önümüzdeki 25 Kasım’da hiçbir kadın yaşadıklarımı yaşamasın istiyorum.
Tekstil işçisi bir kadın
FABRİKAMIZA SENDİKA GETİRDİK: GÜVENCELİ İŞ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM
Güneş panelleri üreten bir metal fabrikasında çalışıyorum. Aynı sanayi içerisinde iki ayrı fabrika aynı üretimi yapıyoruz. Diğer arkadaşlarımızın çalıştığı fabrika ISO 500’de geçmiş yıllara göre yerini ön sıralara alırken haftalardır fabrikada hat durmasıyla karşı karşıya arkadaşlarımız. Bizi ise temizliğe çağırıyorlar. Fabrika patronları kârlarını arttırırken ve büyürken biz “ne zaman işten çıkartılacağız, ya da çıkarılmaya zorlanacak baskılarla karşılaşacağız?” sorularını düşünüyoruz. Bu süreçte gönüllü çıkışların önünün açıldığı, baskı ile tutanaklara mobbingin had safhaya ulaştığını gördük. Artan patron kârı biz işçilerin yaşam standartlarını yükseltmiyor. Ama şöyle de bir şey var. Biz fabrikamıza sendika getirmeyi başardık. Biz sıcakta klimasız ortamlarda çalışırken, yan yana gelip talebimizi dile getirdik ve çalışma alanlarımıza klima taktırdık. Bunları yapan da biz, şu an bunları yaşayan da biz işçilerken yan yana mücadeleden başka bir çözümümüz yok. O yüzden 25 Kasım yaklaşırken güvenceli iş talebimizi yükseltiyoruz.
Metal işçisi bir kadın
İŞTEN ÇIKARILMA KORKUSU SESİMİZİ KISIYOR
Fabrikada herhangi bir hakkımız yok. Asgari ücret ve mesai paramızı alıyoruz. Maaş bordromdaki işleyişi pek bilmiyorum. Genelde oğlum bakıyor, eksikleri görünce bana söylüyor. Eksikler olduğu zaman yönetime bu eksikleri sorduğumda “sen bilmiyorsun” diye açıklama yapıp beni geri yolluyorlar. İşten atılma korkusuyla da pek üstelemiyorum. Mesela bireysel emeklilik için para kesiliyormuş ama ben bunu bilmiyordum. Kesintileri öğrenince öfkelenip işten çıktım. Oğlum “anne neden böyle yaptın? İçeride tazminatın kaldı” demişti. Ben ise bilmeden çıkmıştım. Bu son çalıştığım işte de çok fazla baskı var. Yemekler de çok kötü. Patrona da şikayet edersek derhal gözden çıkarılırız.
Yan sanayi işçisi bir kadın
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
25 Kasım’a giderken: Kadınlar emperyalizmin ve sav...
Dünyada bu tabloyla ilerliyoruz 25 Kasım’a. Bir yandan dünyada halkları sarıp sarmalayan yoksulluk,...
Umudunu kaybettiğinde bu kalabalığı hatırla
25 Kasım’da dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla sesimiz bir olacak ve yaşadığımız sorunlar karşıs...
Yoksulluğa, şiddete, savaşa karşı mücadelemiz var!
Yaşamak için, eşitlik için, şiddetsiz bir yaşam için müttefiklerimiz var.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.