Enerci değil adaletsizlik
Konu bu güzide şahısların yargılanmaları olunca, kendilerinin en öne çıkan suçları olan kara para aklama meselesine de bir mercek tutmakta fayda var tabii.

Sosyal medyada kısa sürede edindikleri devasa servetle gösteriş yapmalarıyla tanınan internet fenomeni Dilan Polat ve eşi Engin Polat, 1 Kasım 2023’te İstanbul merkezli 6 ilde başlayan ve ilerleyen günlerde de devam eden operasyonların ardından “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme”, “Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” ve “Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet” suçlarından tutuklanmıştı. Haklarında açılan dava kapsamında bir süre tutuklu yargılandılar. Önce Dilan Polat rahatsızlığı gerekçe gösterilerek; ardından da geçtiğimiz haftalarda yapılan duruşmada, 40'ar yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen Engin Polat ve diğer tüm tutuklu sanıklar tahliye edildi. Karar, süreci takip edenler için şaşırtıcı değildi. Çünkü soruşturma sürecinden itibaren önce Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı, sonra da dosya savcısı değiştirilmiş; iddianame de bu karara yol verecek zayıflıkta hazırlanmıştı.

Ekmek ve Gül dergisinin Eylül sayısındaki yazımda yargının hızının, yargılananın kimliğine veya olayın niteliğine göre ne kadar farklı olduğunu Dilruba Kayserilioğlu’na yaşatılanlar üzerinden tartışmaya çalışmıştım. Dilan Polat ve eşi de eylül ayı boyunca tahliyeleri ve sonrasında yaptıkları paylaşımlar ile gündemden düşmediğinden, merceğimize takılmayı hak ettiler. Konu bu güzide şahısların yargılanmaları olunca, kendilerinin en öne çıkan suçları olan kara para aklama meselesine de bir mercek tutmakta fayda var tabii.

Kara para aklama, yani bir suça dayanılarak yasadışı şekilde elde eden geliri, yasal elde edilmiş gibi görünür hale getirme suçunun tarihi çok eski. Ancak İngilizce’de kara para aklama terimine karşılık gelen “money laundering”in kökeni, ABD’nin ünlü mafya lideri Al Capone’un icraatlarına dayanıyor. Al Capone, neredeyse hiçbir evde çamaşır makinesinin olmadığı 1930’lu yıllarda aldığı çamaşırhaneler zinciriyle; kumar, uyuşturucu, fuhuş gibi öncül suçlardan elde ettiği servetini legalize etmeye çalışırken bu çamaşırhanelerin ifşa olmasından sonra, kara para aklama kavramına karşılık olarak İngilizce’de “money laundering” yani para yıkama ifadesi kullanılmış ve suç bu şekilde ifade edilmiş.

Bu kısa etimolojik bilginin ardından ülkemizde kara paranın aslında o kadar da kara olmadığına da değinmekte fayda var. Ne de olsa yıllarca birbiri ardından çıkarılan “varlık barışı, vergi barışı” gibi düzenlemelerle vatandaşlara varlıklarını yurda getirmeleri, vergi dairesine beyan etmeleri ve vergi matrahlarını artırmaları halinde vergi incelemesi ve başka bir tarhiyat yapılmayacağı vaat edilmiş, bu yolla varlık sahiplerinin “kara para”ları, devlet eliyle “ak”lanmıştı.

POLAT DAVASINDAN NURCAN ARSLAN DAVASINA

Konu varlık, mal mülk, zenginlik olunca yargıdan caydırıcı cezalar beklemek de biraz hayalperestlik olabilir ancak. Değil mi ki ülkemizde “gemisini yürüten kaptan”dır, çalınan minarelere kılıflar çok önceden hazırlanmıştır. Üstelik Can Yücel’in “BİR ÇİN ŞİİRİ”nde de dediği gibi;

“Dâvacı zengin, dâvalı yoksulsa

Zenginden yana işler yasa

Dâvacı yoksul, dâvalı zenginse

Dâvalıda kalır yine nizâlı arsa

Dâvacı da dâvalı da zenginse dâvada

Özür diler çekilir aradan kadı

Dâvacı da dâvalı da yoksulsa, bak,

Sade o zaman işte yerin bulur hak...”

Dilan Polat ile “kocişi” Engin Polat’a ne olacağını bilemeyiz. Ancak yine onların davası ile aynı tarihlerde görülen Nurcan Arslan davasında ne olduğunu biliyoruz. İstanbul Küçükçekmece’de 8 yıl önce Abdullah Melih Barış tarafından, arkadaşlık teklifini reddettiği gerekçesiyle öldürülen Nurcan Arslan'ın davasında mahkeme "Yargıtay'ın kararına direnilemez" diyerek fail hakkında verilen "tasarlayarak öldürme" suçundan müebbet hapis cezası kararını bozdu. "Kasten öldürme" suçundan 25 yıl hapis cezası verdi. Fail Barış, daha önce yargılandığı davada üç kez "tasarlayarak öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmış olsa da Yargıtay, “suçun tasarlanmadığı” gerekçesiyle kararı üç kez bozmuştu. Yerel mahkeme ise daha önceki davalarda Yargıtay'ın bu kararına direnmişti. Ancak şimdi katil, yakında tahliye olabileceği bir ceza almış oldu.

Kadın cinayetleri davalarında kadınların ısrarlı takibi ve davaya sahip çıkması ile kararların kadınlar lehine değiştiğini gördüğümüz davalar da oluyor. Nurcan Arslan kararının hemen ertesi gününde karara bağlanan Sevilay Karlı cinayeti dosyası da bunlardan biri. Hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı ve boşandığı Ümit Karlı tarafından öldürülen Sevilay Karlı’nın davasında mahkeme heyeti, kadına ve boşanmış eşe karşı kasten öldürme suçundan, indirim uygulamadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Umuyoruz bu ceza da yüksek yargının elinden kuşa çevrilerek dönmez.

ROJİN’İN SESİ OLACAĞIZ

Kadınları, çocukları, LGBTİ’leri, engellileri, hayvanları, kısacası dezavantajlı durumdakileri korumakla mükellef olan kolluk güçlerinin ve yargı makamlarının türlü saiklerle görevlerini yerine getirmediklerine şahit oluyoruz. Eylül ayı boyunca küçücük bir köyde kaybolup 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’a ne olmuş olabileceğini tüm Türkiye birlikte tartıştı ancak net bir cevap alınamadı. Bu yazının yazıldığı tarihte de halen Narin Güran cinayetinin gizemi çözülememişti.

Çocukların ve kadınların kaybedilmesine, intihar adı altında veya başka türlü şüpheli ölümlerle aramızdan koparılmasına alıştırılmaya çalışılıyoruz. Üzerinden geçen yıllara rağmen Gülistan Doku halen bulunamadı. Gülistan Doku olayında da tıpkı Narin cinayetinde olduğu gibi zanlılar devlet büyüklerine yakınlıkları ile anılıyordu.

Şimdi de Van’dan gelen bir kayıp haberi ile sarsıldık. Üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’ten 27 Eylül akşamından beri haber alınamıyor. Çocukların ve kadınların kayıplara karışmasına göz yuman, ülkeyi kadın ve çocuk mezarlığına çeviren bu iktidardan hesap sormanın, kendimiz ve çocuklarımız için birleşmenin zamanı geldi de geçiyor. Daha kaç kadının, çocuğun kaybını elimiz kolumuz bağlı izleyeceğiz? Bu olayın da kapatılıp unutturulmasına izin vermemek adına tüm kız kardeşlerimizi olayın yakın takipçisi ve Rojin'in sesi olmaya çağırıyoruz. 

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
Bu nasıl bir enerci?

Dilan Polat ve milyonlarca emekçi kadının ‘enerci’sinin kaynağı da farklı, ait olduğu dünyalar da. P...

Nurcan Arslan davasında karar: Mahkeme müebbet kar...

8 yıl önce Melih Barış tarafından öldürülen Nurcan Arslan'ın karar duruşmasında mahkeme ağırlaştırıl...

Adaletsizliği iyi tanıyoruz, adalet arayışımız bun...

Bizi hoyrat bir makasla, yaşamın olağan güzelliğiyle aktığı o güzelim fotoğraftan oymaya çalışıyorla...