Devrim ve Suzan: Binlerce kadının ortak hikayesi
Devrim ve Suzan, Karakoçan’da yaşayan iki bekar anne. İkisinin de hayatı boşandıktan sonra devam eden şiddetten oldukça etkilenmiş. Pandemi koşullarına ve şiddete rağmen ayakta durmaya çalışıyorlar.

Elazığ’ın Karakoçan ilçesinden iki kadının hikayesini paylaşacağız sizinle. Devrim, gündelik temizliğe gidiyor, Suzan ise terzi. İkisinin ortak deneyimleri, bu ülkede bugün pandemi koşullarında zorlukları katlanan binlerce kadının ortak hikayesi gibi adeta.  

Sohbetimize ilk olarak gündelik temizliğe giden Devrim’le başlıyoruz; rutin bir gününü şöyle özetliyor: “Sabah kalkıyorum koskoca iki binayı temizliyorum, çocukları doyuruyorum, derslerini yaptırmaya çalışıyorum, yemek, temizlik derken gün bitiyor. Kendime hiç vakit ayıramıyorum.”

Devrim pandemi sürecinde çalışmanın yeterince zor olduğunu söylerken buna rağmen temizliğe gittiği yerlerde bir de azarlanmalara maruz kaldığını anlatıyor. Ekonomik kriz yüzünden pandemi öncesinde de geçinmekte zorlandığınısöylüyor: “İstanbul’da çalışan büyük oğlum pandemi sürecinde işten çıkartıldığı için tok karnına kafamızı yastığa koymak bile lüks oldu. Ekonomik krizle birlikte alım gücü düştü, meyve alırken bile seçici davranıyoruz. Biz bu ülkede içtiğimiz suyun bile vergisini verirken saraylarda altın bardakla su içenler sarayın tüm giderlerinin parasını biz emekçilerin cebinden alıyor. O sarayın bir aylık gideri bu ülkedeki bir sürü evi doyurur.”

Terzi dükkanı olan Suzan o sabah elinde avucundaki tüm parayla faturaları ödemiş, biraz öfkeli. Günlük kazancının akşam yemeğine dahi yetmediğini ifade ederek devam ediyor: “Bir koli yumurta 30 lira olmuş, alamıyorsun. İki üç paket makarna, biraz zeytin, peynir derken haftalık market alışverişine 200 lira gidiyor. Kasabın yolunu bilenlerden değiliz. Bizden daha kötü durumlarda olanlar da var. Bir arkadaşım geçen gün buzdolabı bomboş olduğu için ‘Elektrik faturasından tasarruf edeyim’ demiş ve dolabın fişini çekmiş, daha siz düşünün ne durumdayız!” En küçük bir şeyi bile alırken “Bu istek mi yoksa ihtiyaç mı?” diye defalarca düşündüğünü söylüyor.

‘KADINA ŞİDDET UYGULAYANLAR DEĞİL KADINLAR YARGILANIYOR’
Devrim, boşandığı halde ayrıldığı erkeğin şiddet ve tehditlerine halen devam ettiğini anlatıyor sohbetimizde; “Boşanmama rağmen ayrıldığım kişi tarafından hâlâ şiddete maruz kalıyorum. Şikayetçi olduğumda geri çevriliyorum. Kaç kez geldi bıçakla peşimden geldi. Arkadaşlarıma da tehditler savurup, benimle arkadaş olmamalarını söyledi. Beni yalnızlaştırmak istiyor. Mahkemeye gittim birçok kez. ‘Delilin var mı?’, ‘Sana vurduğuna dair şahidin var mı?’ diyorlar. 3-5 defa darp raporlarıyla mahkemeye gittim, 3 defa resmi boşanma davası açtım ve her seferinde geri çevrildim. Beni öldürdükten sonra ne delili?” Devrim yaşadıklarını kitap haline getirdiğini ve kitabında ayrıldığı kişiye kırni (kene) dediğini, bu yüzden hakkında dava açıldığını söylüyor ve ekliyor: “Kadınlara şiddet uygulayanları değil de kadınları yargılıyor bu sistem.”
Suzan da boşanmış bir kadın.4 yıldır eski eşinin çocuklarını bile görmeye gelmediğini, nafakanın yalnızca kağıt üzerinde olduğunu ve hiçbir şekilde yardımı olmadığını dile getiriyor: “Anne çalışsın mı, çocuğa mı baksın, velisi mi olsun, ne yapsın?” diye soruyor. Boşanma sürecindeyken eski eşinin kapısına bıçakla dayandığını, şikayetçi olduğunda ise mahkemede ‘Sen de adamı cimciklemişsin, bir daha dokunursan içeride yatarsın’ dediklerini belirten Suzan, “Sen kadın mısın? Kadın olsaydın, görevlerini yerine getirseydin bunlar yaşanmazdı” denilerek kendinin suçlandığını anlatıyor. Yargının adaletsiz kararlarının ne demek olduğunu kendi hayatından, çevresindeki kadınların hayatından örneklerle anlatıyor: “Erkekler iyi hal indirimleriyle az yatar çıkarım hesabı yapıyor. Bizzat arkadaşım eşi ‘Seni öldürsem 4 sene yatar çıkarım ama sen dünyadan silinmiş olursun’ demiş. Caydırıcı cezalar acilen getirilmeli ve kadınlar şiddette uğradıklarında muhatap bulabilmeli. Şiddete karşı mücadele de ancak biz kadınların beraberliği ve omuz omuza mücadelesiyle olur.”

Görsel: Olha Khomich/icons8

İlgili haberler
Geçim ‘mucizesi’ insana neler yaptırıyor!

Gül ve Zeynep Sincan’dan iki kadın. İkisi de geçinememekten yakınıyor. Zeynep eşinin kendinden haber...

Ezilenler, gömün ayrılıklarınızı!

Rosa Luxemburg’un mücadelesi, insanın insan gibi yaşaması, özgürlük ve barışın mücadelesidir. Eylemi...

Şiddete ve yoksulluğa karşı bir çıkış arayışı

Evliliğinde yaşadığı şiddete karşı kendi hayatı hakkında karar veren Ayşe, hâlâ şiddete maruz kalıyo...