Çorum’da kadınların bir ‘gün’ü!
“Mücadele etmeliyiz, çalışmalıyız, üretmeliyiz. Toplumun her alanında olmalı ve kendimizi ifade edebilmeliyiz. Düzene boyun eğmemeli ve haklarımızı bilmeliyiz.”

On beş kişilik bir kadın grubu olarak ‘gün’ adı altında toplandık. Hoşbeş görüşmeler, gülüşmeler, şakalaşmalarla... Ev sahibimiz Meliha Hanım’ın hazırladığı birbirinden lezzetli ikramlar eşliğinde sohbetimiz ilerledi de ilerledi.

Hepimiz aynı topraklarda ayrı ayrı evlerde yaşanan hikâyelerin baş kahramanlarıydık. Hikâyelerimiz, ortamlarımız, yaşam koşullarımız farklıydı ama sıkıntılarımız, sorunlarımız, gelecekten beklentilerimiz, endişelerimiz, kaygılarımız aynıydı.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü de hedefleyecek bir gündem oluşturduk. İlk sözü alan Meliha, “Mücadele etmeliyiz, çalışmalıyız, üretmeliyiz. Toplumun her alanında olmalı ve kendimizi ifade edebilmeliyiz. Düzene boyun eğmemeli ve haklarımızı bilmeliyiz” . Haklarından haberdar olmayan çok kadın var” diyerek, kadınların birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtiyor.

SIRF ERKEK OLDUĞU İÇİN KÖYÜN DELİSİNE OY VERİRLER DE...
Zeynep ise çalışan bir kadın olarak yaşadığı sıkıntıları dile getiriyor: “Ev, iş, çocuklar, geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı... Çevremden aldığım tepkiler beni çok yoruyor, yıpranıyorum, sağlığımdan oluyorum. Ama hayatımı sürdürmek, çocuklarımın eğitimini devam ettirmek için kimseye el açmamak, insanca yaşamak için çalışmalıyım.”

Köyüne muhtar olmak istediğini, ancak eşinin ve çevresinin buna engel olduğunu söyleyen Asuman, “Köyün delisine sırf erkek olduğu için oy verirler de ben kadın olduğum için adaylığımı bile koyamam” diyor. Yeter de “evde, işte, içeride, dışarda, doğuda, batıda, köyde, şehirde... kadın olmanın her yerde zor olduğunu” ifade ediyor.

Ceylan’ın çağrısı ise barış. Ülkenin kötü yönetiminin tüm herkesin hayatını ve geleceğini tehdit ettiğini belirten Ceylan, şunları söylüyor: “Barış ve kardeşlik içinde yaşayabiliriz. Bu topraklar hepimize yeter. Binbir sıkıntı, yokluk, sefaletle büyüttüğümüz; ömrümüzü, hayatımızı adadığımız, ağzı süt kokan çocuklarımız ölüyor. Okulda, otobüste, sokakta başlarına ne geleceği belli değil. Artık bu korkularla yaşamak istemiyoruz...”

İlgili haberler
Onun adı hepimiz

Bardaklarımızda bekleyen yarım kalan çaylar, etraftaki her şey gibi sessiz, mahzun dinliyor Gülsüm’ü...

Başka bir hayat için kadınlar 8 Mart’a

8 Mart vesilesiyle kadınlarla bir araya gelen, onların sorunlarını dinleyen, çözüm önerileri arayan...

Köpük tabaklardan okey taşları

Koridora çıkınca “Hey özgürlük” diye bağırdım. Barışı savunmak, insanca yaşamı savunmak, taa yüreğim...