Çaresizlik aileleri sübyan mektebine mecbur bırakıyor
Leyla, Nilgün, Sevgi çocuklarını bütün endişelerine rağmen sübyan mektebine göndermek zorunda kalan binlerce kadından sadece 3'ü.

Çoğunluğu kayıtsız kimi çeşitli cemaatin ismi altında yer alan, iki buçuk yaşından itibaren çocukların bırakıldığı sübyan mektepleri İkitelli’de neredeyse iki üç sokakta bir karşınıza çıkar. Özellikle yaz tatillerinde grup grup Kuran kurslarının yolunu tutan ilk-orta eğitim döneminde çocuklar sokakları doldurur. Sohbet ettiğimiz Leyla, Nilgün ve Sevgi çocuklarını bütün endişelerine rağmen sübyan mektebine göndermek zorunda kalan binlerce kadından sadece 3'ü.

‘CUMHURBAŞKANI SARAYLARDA, BİZ AHIR GİBİ EVLERDE YATIYORUZ’

Leyla 30 yaşında üniversiteyi bitirdikten sonra evlenen, hemen ardından iki çocuk yapan dini inancı güçlü bir kadın. Hem hayatındaki hızlı değişimin yarattığı sorumluluktan bunalan, hem ekonomik zorlukları üzerinden atmanın yollarını bulma çabası hem de çocuklarının ahlâk eğitimi almasını istediği için 4 yaşındaki kızı için sübyan mektebi arayışına girişmiş. İstismar haberlerinin onu çok endişelendirdiğini ama mecburiyetten uzun araştırmalar sonucu bulduğu sübyan mektebinin diğerlerinden daha güvenilir olduğundan bahsediyor. Karma eğitim tartışmalarına da oldukça tepkili.

“Dinin arkasına sığınarak insanları kandırıyorlar, ülkeyi batırdılar. Bana göre eğitimin karma olması gerekiyor, hiçbir şekilde kızların okullardan uzaklaştırılmaması gerekiyor. Hatırlıyorum lise döneminde imam hatibe giden arkadaşlarımız vardı. Biz karma eğitim veren bir liseye gidiyorduk. İmam hatipte okuyan arkadaşlarımız karşı cinse daha çok ilgi gösteriyorlardı. Bizim ise iki farklı cinsiyetten arkadaş olarak iyi anlaştığımız arkadaş gruplarımız vardı.
İtaat eden biat eden bir toplum yarattılar. Benim cemaatlere giden bir sürü tanıdığım var. Adeta Tayyip’e tapıyorlar. ‘O dindar, o Kuran-ı Kerim okumuş, o Müslüman, yanlış yapmaz’ diyorlar. Her şeye günlük zam geliyor, işçi emekçi hakkı gasbediliyor.
Benim inandığım din adil bir düzeni savunuyor. Onların dini çürümüşlüğü savunuyor. ‘Komşun açken sen tok yatamazsın’ diyor dinimiz, Cumhurbaşkanı saraylarda yaşıyor, biz ise ahır gibi evlerde yarı aç yatıyoruz. 22 yıldır memleketi yoksullaştırdılar. Dibin dibini gördük. Gerçekten adil bir düzen yaratmak istiyorsa kira denetimi yapabilmeliler. Gelen zamları durdurabilmeliler.”

İKİ BUÇUK YAŞINDAKİ ÇOCUĞU EVDE YALNIZ MI BIRAKSAYDIM?
İki çocuk annesi çalışan bir kadın Nilgün. Evlenmeden önce tekstil işçisi olan Nilgün iki çocuğunu ardı ardına doğurduktan sonra da çalışmaya devam etmiş. Onun yardımına kaynanası yetişmiş o yıllarda. Ama yaz dönemi geldiğinde kara kara düşünüyormuş çocukların bakımını. Çocukları küçük olduğu için kaynanası ile köye göndermek istememiş. İmdadına iş arkadaşı koşmuş. Kendinin de vermek zorunda kaldığı sübyan mektebini önermiş Nilgün’e. Önce ‘Olmaz’ demiş inancının farklı olmasından dolayı. Çocuğunun yaşayacaklarından da korkmuş. Ama iki buçuk yaşındaki çocuğu evde yalnız bırakmayacağı için kabul etmiş.
“Oğlum iki buçuk yaşındayken iki ay sübyan mektebine vermek zorunda kaldım. Çalışmak zorundaydım. Kaynanamla köye göndermedim. O iki aydan sonra oğlum, ‘Siz neden namaz kılmıyorsunuz?’ demeye başladı. Çocuğum oturarak su içiyordu. Ben oğlumu sübyan mektebine bırakırken o orada ağlıyordu. Ben kapının önünde ağlıyordum. Çok korkuyordum başına bir şey gelecek diye.”
‘KADIN ERKEK AYRIMI YAPMAK İSTİYORLAR’
Karma eğitimin kaldırılmasının ise yanlış olduğunu düşünüyor Nilgün:
“Kız erkek ayrı ayrı olması cinselliği öne çıkarıyor. Daha özgür kalırsa cinsel obje olarak kadını görmüyorlar. Tatil yerlerinde herkes mayo, bikini ile kimse kimseye bakmıyor. Ama Mehmet Akif’te askılı giyinsen şort giyinsen dönüp dönüp bakıyorlar. Toplumu daha geriye götürüyorlar. Kadın erkek ayrımı yapmak istiyorlar.”
BÜTÜN ÇOCUKLARIN MI ZİHNİ AYNI ŞEYİ ÜRETİYOR?

Sevgi, evlendikten bir süre sonra anlaşamadığı eşinden boşanmış. Uzun yıllar tekstil işçiliği yapmış, eşinden ayrıldıktan sonra da çalışmayı sürdürmüş. Sevgi de tanıdık aracılığı tanışıyor sübyan mektebi ile. Oğlunu üç yıl boyunca sabahın sekizinden akşamın yedisine kadar sübyan mektebine vermek zorunda kalıyor.

“Oğlum dört yaşındaydı. Üç yıl boyunca işe gitmeden bırakıp işten çıktığımda aldım. Oğlum o üç yıl içinde çok değişti. Oturarak su içiyordu. Dört yaşından itibaren erkek kız ayrı sınıflara koymaya başlamışlardı. Okula başladığında normal yazı değil Arapça yazı yazıyordu defterine. İçine kapanmış, sessizleşmişti. Sürekli dini sorular soruyordu. Bir gün eli kapıya sıkışmış. Eline ne olduğunu sorduğumda ‘Karanlık odaya kapatırken oldu’ diye yanıt verdi. Dört katlı büyük bir yerdi. Gittim sordum, çocuğumun anlattıkları nedir diye. ‘Zihninde canlandırıyor çocuklar, öyle bir şey yok’ dediler. Diğer velilere sordum. ‘Bizim çocuklar da karanlık odadan bahsediyor’ dediler. Bütün çocukların mı zihni aynı şeyi üretiyor? Sonra aldım oradan.”

ÜCRETSİZ, ERİŞİLEBİLİR BİR KREŞ OLSA YİNE DE SÜBYAN MEKTEBİ Mİ?
Atatürk ve Mehmet Akif Mahallelerinde belediyenin bir gündüz bakım evi dışında güvenilir ne bir kreş ne çalışan anne babalar için çocuklarını bırakabilecekleri eğitim kurumu bulunuyor. Bilimsel, nitelikli, ücretsiz, güvenilir eğitim alabileceği kurumlar olsa sübyan mekteplerini yine de tercih edip etmeyecekleri sorusuna Leyla’nın cevabı şöyler oluyor: “Daha donanımlı kreşler, okullar olsa hiçbiri boş kalmaz. Çocuğumuzu bırakabileceğimiz, çocukların gelişimine katkı sağlayacak ücretsiz yerler yok mahallemizde. Bunlar olsa komşular birbirlerine ‘Şu sübyan mektebi iyi’ demek yerine; ‘Devletin şu okullardaki şu kursu çocuğunun gelişimine şöyle katkı sunuyor’ deyip buraları tercih edecektir.”
Nilgün de bilimsel eğitim veren devlete, belediyeye ait güvenli eğitim kurumları olsa çocuklarını sübyan mektebine göndermeyi düşünmeyeceğini ifade ediyor.
Sevgi ise “Neden bizim de mahallelerimizde ücretsiz devletin bünyesinde bilimsel bilginin öğretildiği, bizler çalışılırken gözümüz arkada kalmadan çocuklarımızı bırakabileceğimiz yerlerimiz yok?” diye soruyor ve ekliyor: “6-7 yıl önce sübyan mektebi ile görüşmeye gittiğimde, beklerken Milli Eğitimden, belediyeden birileri geldi yönetimle görüşmeye. Gayet samimi bir karşılama ile yönetim odasına girdiler. Devlet bizi sübyan mekteplerine mecbur bıraktı.”

Fotoğraf: Pixabay

İlgili haberler
Sıbyan mektepleri gerçeği: Çocuklarda travma, aile...

Çocuklarının ömür boyu taşıyacakları travmalar yaşadığının farkında oldukları halde sıbyan mektebine...

Ben çocuğumu niye sıbyan mektebine verdim?

İkitelli’den Zehra çocuğunu sıbyan mektebine gönderiyor. Çünkü kreşler çok pahalı. Kaygıları çok, am...

Aladağ yurt yangını davasında 8 kişiye hapis cezas...

Aladağ'da, Süleymancılara ait kaçak yurtta çıkan yangında 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirmesiyl...