‘Belki de dünyayı biz kurtarırız’
Keçiören’den liselilerle İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı kararı ile çıkmanın ne anlama geldiğini konuşmak için buluşuyoruz, konu elbette günlük hayattaki eşitsizliklere geliyor...

Keçiören’de liseli genç kadınlarla kadın olmanın bu ülkede ne hissettirdiği, yaşadıkları zorluklar üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmaları izlediklerini ifade eden genç kadınlar “Neden hep kadınlarla uğraşıyorlar? Haklarımızı öğrenip sahip çıkmamız gerekiyor. Kadınlar güçlerini birleştirmeli ve el ele vermeli” görüşünde.

Büşra bir evin üç çocuğundan tek kız çocuğu. Büşra’nın kadın olmanın zorluklarıyla ilgili düşünceleri şöyle: “Kadınların hayatı neden bu kadar zor? Doğuyoruz, sonra sorumluluklarımız başlıyor. Bu sorumluluklar ne? Yemek, bulaşık, temizlik… Bunlar mı? Peki, neden hep ezilen, hor görülen kadın, erkek neden hep üstün, kahraman? Bu bizde en başından inşa ediliyor çünkü toplum bunu istiyor. Masallarda bile hep bir kadını kurtaran kahraman var. Bu kahraman neden hep erkek? Kadın neden hep zavallı? Bilgili kadınlar hep cazgır olarak görülüyor, neden?”
Adalete inanmadığını söyleyen Büşra, kadınların birbirine destek olmasından başka yolun olmadığı görüşünde: “Bu dünyada adalet yok mu? Bana sorarsanız yok ve hiçbir zaman da olmamış. Hani derler ya kızlara, okuyup da ne olacak? Dünyayı sen mi kurtaracaksın? Evet, belki de ben kurtarırım. Biz kadınlar çok güçlüyüz ama ne yazık ki çoğumuz gücünün farkında değil. Birbirimizi ezmeye çalışmak yerine koruyup sahip çıksak böyle olmaz.”

‘ZORLA EVLENDİRME ŞİDDETİ VE MUTSUZLUĞU GETİRİYOR’

Bir başka genç kadın Hatice, kadınların ev içi şiddete uğramasının en büyük nedeninin küçük yaşta evlilik ve zorla, sevmeden evlendirilme olduğunu ifade ediyor. Bir kadının ne evlenmeden önce ne evlendikten sonra ne ailede ne sokakta asla şiddet görmemesi gerektiğini söyleyen Hatice’nin sözleri şöyle: “Çok fazla şiddet haberleri duyuyoruz. Çevremizde de görüyoruz. Evlenirken görücü usulü, beşik kertmesi ve zorla evlendirmeler oluyor. Böyle evlenen kadınların yarısı mutsuz ve şiddet görüyor. Kadın erkek herkesin hür iradesi ile karar vermeleri önemli.”

‘BİZE NE ÖĞRETİLİYORSA O OLUYORUZ’

Derya ailesinin kendisine her konuda müdahale ettiğini, özellikle annesinin her şeyine karıştığını, erkek kardeşlerinin daha özgür olduğunu anlatıyor. Derya, “Kızlara küçükken bebek ve mutfak eşyaları, erkeklere araba veriyorlar oynasın diye. Sonra da yetişkin olunca kadınlar araba kullanırken korkuyorlar. Erkeklerin çoğunluğu da bir makarna bile pişiremiyor. Bize ne öğretiliyorsa o oluyoruz ama ben okuyacağım. Üniversiteye il dışına gitmek istiyorum” diyor.   

KADINLAR GÜVENDE OLSAYDI…

Meryem kadın haklarına önem verilmediğini düşünüyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: “Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz artıyor. Biz bunun önüne geçemediğimiz sürece bunlar devam edecek. Kadın ve erkeklerin eşit olduğunu düşünüyorum ama çevremize baktığımda bazı insanların kadın haklarını umursamadıkları ve erkeklere kadınlardan daha üstün gibi davrandıklarını görüyorum. Bence bu çok yanlış. Eğer kadınlar güvende olsa idi bu kadar kadın öldürülmezdi. Sanki kadınlar her işi yapamaz gibi düşünülüyor. Kesinlikle kadınlar da her işi yapabilir, her işin altından kalkabiliriz.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz çünkü...

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedildiği açıklanan İstanbul Sözleşmesi nedir? Kadın...

Biz çokuz!

19 Nisan’da Evrensel Gazetesinde işsizliğin “bedellerini” anlatmıştı Nergis. Günübirlik işler yapara...

Üç ‘kumalık’ hikayesi: Kararnameler, fetvalar ‘kum...

Aygül, Nesrin ve Şeyma’ya kocaları ‘imam nikahı’ ile başka kadınlarla evlendiklerini söyleyerek ‘kum...