Sosyal medyada, son zamanlarda “kumalık” ve “ikinci eş” meseleleri gündemde. Bu gündemin oluşma sebebi ise televizyonda, öğle kuşağında yayınlanmakta olan kadın programlarından birinde “İki eşi daha bulunan erkeğe, üçüncü kuma olarak kaçtı” başlığının atılması oldu. Bu olay gösteriyor ki kumalık ülkemizde yasal olarak yasak olsa da fiilen hala devam etmekte. Bu yazıda “kumalık” meselesini; derneğimize, eşlerinin ikinci evliliklerini öğrenen ve boşanmak isteyen kadınların başvuruları üzerinden ele alacağız.
20 Mart 2021 gecesi alınan bir Cumhurbaşkanı kararıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak çıkıldığının duyurulmasından bugüne derneğimize birçok şiddet mağduru kadın başvurdu. Aygül, Nesrin ve Şeyma onlardan üçü. Üçünün de kocaları “imam nikahı” ile başka kadınlarla evlendiklerini söyleyerek kadınlara “kumalığı” dayatmış. Kadınlar bu muameleye baş eğmedikleri için şiddete ve tehditlere maruz kalmışlar.
5 SENEDİR OLMAYAN KOCA SÖZLEŞME KALDIRILINCA ORTAYA ÇIKTI
Aygül, 40’lı yaşlarında, iki çocuk annesi bir ev kadını. Aygül’ün eşi 5 sene önce Aygül’ü ve çocuklarını terk etmiş. Eşinin nerede olduğunu bilmeyen Aygül, boşanma davası açamamış. Bu süre boyunca Aygül, eşinden maddi destek almamış ve geçimini ailesinden ve etraftan gelen yardımlarla sağlamış. 5 sene sonra eve gelen eşinin bu süre boyunca başka bir kadınla beraber yaşadığını öğrenen Aygül, “boşanalım” dediğinde ise eşi boşanmak istemediğini söyleyip Aygül’e sözlü şiddet uygulamış.
‘İKİNİZ AYNI EVDE YAŞAYIN, SEN ÇALIŞ O ÇOCUK BAKSIN’
Benzer bir durumla karşı karşıya kalan bir diğer kadın da Nesrin. Nesrin, eşinin sürekli şehir dışında ya da evden uzakta çalıştığını, son bir yıldır ise eve uğrama aralıklarının uzadığını söylüyor. Eşine eve gelmemesinin sebebini sorduğunda ise aldığı yanıt hiç değişmiyor. “Kovid-19 var, eve virüs mü taşıyayım?” Nesrin, eşinin bu yanıtın arkasına saklandığından şüphelense de eve bıraktığı parayı kesmesinden korktuğu için sesini çıkartamıyor. Ancak korktuğu başına geliyor ve eşi para göndermeyi kesiyor. Bunun üzerine Nesrin, eşini arayıp boşanmak istediğini söylediğinde ise eşi eve gelerek Nesrin ile önce tartışıp daha sonrasında da şiddet uyguluyor. Bu muameleye daha fazla dayanamayan Nesrin, şiddet sonrası karakola başvurmuş ve şikâyetçi olmuş. Şikâyeti sonrasında araştırma yürüten polislerden; eşinin başka bir kadınla imam nikâhıyla evlendiğini ve bir yıla yakın bir süredir beraber olduklarını öğrenmiş. Hakkında uzaklaştırma kararı çıkarılan eşi ise bir süre sonra yeniden eve gelerek Nesrin’e bir teklifi olduğunu söylemiş: “Geniş bir ev tutarım, hep birlikte yaşarız. İkinci eşim de hamile o çocuklara bakar, sen de çalışırsın birlikte geçiniriz.” Nesrin, eşinin bu teklifini kabul etmeyince de Nesrin’i hayatıyla tehdit etmiş. Nesrin ailesine durumu anlattığında ve boşanmak istediğini söylediğinde ailesinin ona destek olduğunu söyleyerek “Onca yıl doğru dürüst para vermeyen adam, şimdi çıkmış ben ikinize de bakarım diyor. Ne kazanıyor ki bize bakacak? Küçük çocuğum hasta, kullanması gereken özel ilaçlar var. Eve doğru düzgün para gelmediği için çocuğumun kullanması gereken ilaçları alamadım. Hastalığı ilerlemiş durumda iyileşme şansını kaybetti. Hasta çocuğumu kimseye bırakamam” diyor.
Nesrin, ilkokul üçüncü sınıfa kadar okula gidebilmiş. Evlenmeden öncesindeyse 20 yaşına kadar tekstil işçiliği yapmış. “Benim ömrüm bitmiş, adam gidip evlenmiş. Şimdi boşanma davasının yanı sıra hem maddi hem de manevi tazminat davası açarım dediğimde de beni hayatımla tehdit ediyor. ‘Ya birlikte otururuz ya da nafaka yok diyor.’”
Şeyma da 15 yıllık evliliği boyunca aldatıldığını, eşinin başka bir kadınla birlikte olduğunu trajik bir şekilde öğrenmiş. Eşi, bir gün eve bir kadınla gelerek; “İkinize birden ayrı evlerde bakamıyorum, birlikte oturacaksınız” demiş. Şeyma, bu durumu kabul etmediğini söylediğinde de “Sen bilirsin. Ben dava açmam, nafaka da ödemem” demiş.
KUMALIK NEDEN HORTLADI?
Bir ay içerisinde bize ulaşan kadınların anlattıkları; erkek egemen yapının ve “Ne var bunda canım? İkinci eş geleneği ülkenin gerçeği…” anlayışının, Diyanetin erkeklere “Seni boşadım benden boş ol” diyerek mesajla, telefonla eşini boşayabileceğini sanık veren açıklamaların, “Resmi nikâh olmadan imam nikâhı yapılabilir” gibi düzenlemelerin, uygulanan gerici politikaların toplumda kuma evliliklerinin yeniden yaygın ve meşru hale gelmesinde etkili olduğunu gösteriyor.
Kendi hayatlarımız hakkında karar almamızın önüne geçmek, bizi şiddet gördüğümüz evlere hapsetmek için mücadele ederek kazandığımız haklarımızı kararnamelerle kaldırmak istiyorlar. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin, tacizin her geçen gün daha da arttığı bu süreçte İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması bize gösteriyor ki kadınların eşit, özgür bir yaşam sürmelerini istemiyorlar. Ancak bizler buna izin vermeyeceğiz! Haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz.
İllüstrasyon: Crello
İlgili haberler
Osmanlı’dan Angelina Jolie’ye: Nafaka
Yüzyıllardır artık içinde olmak istemediği bir durumdan kurtulmaya çalışan kadınlara ödetilen bir be...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.