DOSYA 5. gün

Her gün yeni bir tartışmanın odak noktası haline gelen Diyanet, yalnızca sözcülerinin yaptığı açıklamalarla değil, eğitimden sağlığa, şiddetle mücadeleden sosyal yardım düzeneğine kadar her alanda artan etkisi ile de kadınların hayatında önemli bir yer kaplıyor. Diyanet’in AKP iktidarı elinde nasıl ve ne için kullanıldığını, bunun kadınlar üzerindeki etkisini tartıştığımız dosyamızda kadın örgütlerinin görüşlerini aktarmaya devam ediyoruz.

Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devletin her kademesinde üstlendiği sorumluluğa, kadınlara etkisine ve mücadele hattına dair sorularımızı yanıtlıyor.

Diyanet’in sınırlarının her geçen gün daha da genişlemesinin kadınlar ve kız çocuklarının yaşamlarına etkileri neler oluyor ve gelecekte kadınlar ve kız çocukları için sonuçları sizce neler olabilir?

Diyanetin iktidarda başat bir rol üstlenmesi, özellikle kadınlara ve çocuklara dair düzenlemeler gerçekleştirilirken Diyanet Başkanının çıkıp fetvavari açıklamalar yapması, dini referanslarla toplumu yönlendirmeye çalışması hem çok tehlikeli hem de pek çok açıdan hak ihlali de yaratıyor. Özellikle kadın ve çocuklar açısından bu ciddi bir sorun. Siyasal açıdan baktığımızda da laikliği esas almış, demokratik bir yönetimde din merkezli açıklamalar ve yönetimin toplumu yönlendirmesi oldukça fahiş bir durum; demokrasiye, laikliğe, insan haklarına, uluslararası tüm evrensel değerlere aykırı.

Bugün Afganistan’da yaşanan dehşet içerisinde izlediğimiz bir örnek var. Orada kadınların birçok açıdan yaşamları alt üst edildi. Yine dini referanslar ile yapılıyor bu. Bizde yönetim çok demokratik ve anayasal görünüyor ancak değil. Çünkü anayasal hak ihlalleri yaşanıyor, kadınların ve çocukların yaşamları aslında birçok açıdan tehdit altında. Bunun bir iki tık sonrası odur. Bizim açımızdan da durum çok farklı değil.

Siyasal açıdan Diyanet İşleri Başkanının açıklamaları hem demokrasi hem de anayasa açısından oldukça kötü.

DİYANET İSTİYOR, MECLİS YASALLAŞTIRIYOR

Diyanet, devletin her kademesinde söz sahibi olan ve yaşamın her alanına müdahale etme yetkisi ve bütçesine sahip bir kurum haline getiriliyor. Diyanetin başrol oyuncusu olarak etkisinin arttığı bu süreci nasıl yorumluyorsunuz?

Diyanet, yönetimde çok önemli bir sözcü olarak kullanılıyor. Siyasal iktidar sahip olduğu anlayışı Diyanet İşleri Başkanı üzerinden gerçekleştiriyor.

Diyanet’in açıklamalarının çoğu kadınları ve kız çocuklarını hedef alan açıklamalar. Örneğin, evlilik yaşının erkene çekilmesine dair yasal düzenlemeler yapılmaya çalışıyorlar mecliste ancak bunun söylemlerini Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden yürütüyorlar. Diyanet İşleri Başkanı buna dair konuşuyor, sonra yasal düzenlemeyi de meclisteki komisyon yapıyor.

“Basın, ana akım” üzerinden anlayışlarını topluma empoze ederek yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Toplumu yönlendiren bir Başkanlık ve siyasal iktidarın hegemonyasında bu açıklamaları yapıyor.

‘NE KADAR GÜÇLÜ OLDUĞUMUZU BİLİYORUZ’

Kadın hareketi açısından bu konu sizce bir mücadele gündemi olarak nasıl ele alınmalı? Nasıl bir mücadele yolu izlenmeli?

Birlikte mücadele ederek… Kadınların haklarına yönelik saldırılar çok fazla ve çok yönlü. Kadınların tüm hukuki ve siyasal kazanımlarına dönük saldırılar söz konusu. Dolayısıyla bunun karşısında ortak söylemle, ortak ruhla, ortak anlayışla birlikte hareket ederek başarabiliriz. Türkiye’nin her yerindeki bütün kadınlarla zaten yapıyoruz bunu, tüm o saldırılar bizi birbirimize daha da yaklaştırdı. Şu an birlikte ne kadar güçlü olduğumuzu görebiliyoruz. Bunu biraz daha genişletmek lazım; daha güçlü, daha pratik, daha net bir çizgide durmak lazım kadın hareketi olarak. Aksi halde her gün bir hakkımıza saldırıp onu elimizden almaya çalışacaklar.

Dosyadaki tüm yazılara ulaşmak için TIKLAYINIZ

Fotoğraf: MA