Dünyada her üç kadından biri şiddete uğruyor. Evde, sokakta veya işyerinde. Almanya’da ise 16 yaşından büyük her üç kadından biri yaşamında şiddete maruz kalıyor. Üç günde bir kadın öldürülüyor. Geçen yıl ise toplam 139 kadın beraber yaşadığı erkek veya eşleri tarafından öldürüldü. Ne yazık ki Almanya’da ceza yasasında bu ölümler halen kadın cinayetleri olarak görülmediği için gereken cezalar verilmiyor.
ALMANYA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ UYGULAMALI!
Kadınların şiddetten korunması için AB ülkelerinin imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’nin gerekleri yıllardır Almanya’da yerine getirilmiyor. Şiddete uğrayan kadınlara gerekli koruma sağlanmıyor. Bazı şehirlerde kadın sığınma evleri olmadığı gibi, büyük şehirlerde şiddete uğrayan kadınlar yeterli yer olmadığı için kapıdan geri gönderiliyorlar. Veya danışma hizmeti almak için haftalarca bekletiliyorlar. Her sene 15 bin kadın yer olmadığı için sığınma evlerinin kapısından geri gönderiliyor. Orduya bir çırpıda 100 milyarlık özel bütçe yaratan, feminist dış politika uyguladığını iddia eden hükümet kadınları şiddetten korumak için gerekli yatırımları yapmıyor, bütçe ayırmıyor.
Koalisyon hükümeti İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini derhal yerine getirmeli ve tüm şehirlerde ihtiyaca cevap verecek danışma merkezleri, kadın sığınma evleri açılmalıdır.
PAHALILIK VE YOKSULLUK EV İÇİ ŞİDDETİ BÜYÜTÜYOR!
Almanya’da kadınlar çoğunlukla hizmet iş kolunda, düşük ücretli ve kısa süreli işlerde çalıştıkları için halen erkeklerden yüzde 18 daha az ücret almaktadır. Son aylarda artan pahalılıkla büyüyen mutfaklardaki yangın, ödenemez duruma gelen kira, elektrik ve ısınma paraları kadınları ekonomik olarak daha da çökertmektedir. Bu durumda ev içi şiddete uğrayan kadının, yaşadığı evi terk edip yeni bir yaşam kurması neredeyse daha da imkansızlaşmaktadır. Maddi olanaksızlıklar ve artan yoksulluk, düşen ücretler kadını mecburen erkeğe bağımlı kılmaktadır. Yoksulluk şiddetten kurtulmanın ilk ve en büyük engelidir.
Evde şiddete uğrayan kadınların cesurca yeni bir hayata başlayabilmesi için zamlar durdurulmalı, enerji fiyatları ve kiralar dondurulmalı, tek başına veya çocuklarıyla yaşamaya yetecek insanca bir gelir ve reel ücret artışı sağlanmalıdır. Kadınlar olarak şiddete karşı mücadele bu talepler için tüm emekçilerin mücadelesiyle birleşebilirse, şiddet sarmalı aşılabilir.
ŞİDDETİN EN BÜYÜĞÜ SAVAŞTIR!
Savaşlar halklar için daha da yoksullaşma demek olduğu gibi şiddetin de en yoğun, en acımasız halidir. Ukrayna’da 9 aydır süren savaşta binlerce insan yaşamını kaybetti, milyonlarca kadın ve çocuk evlerini terk etti. Savaş nedeniyle uygulanan ambargolar, emekçilerin ve kadınların ihtiyaçlarına değil orduya ve askerileşmeye ayrılan bütçeler öncelikle emekçilerin ekmeğini küçültmekte ve yoksullaştırmaktadır. Halka fedakârlık çağrısı yapan politikacılar ve sermayedarlar savaş politikalarıyla daha da zenginleşmektedirler.
Tarih emekçi kadınların paylaşım kavgalarına karşı barış ve silahsızlanma mücadelesinin örnekleriyle dolu. Bugün de kadına yönelik şiddete karşı olmanın en güzel anlamı, Ukrayna’da süren savaşın bir an önce durdurulması için, savaş bölgesine silah gönderilmemesi için mücadele etmektir. Çünkü savaş kadını ve erkeğiyle tüm insanlığın geleceğinin yok edilmesi, doğanın ve toplumsal zenginliklerin katledilmesidir.
MİRABEL KARDEŞLERDEN MAHSA AMİNİ’YE!
İran’da 16 Eylül günü 22 yaşındaki Mahsa Amini ahlak polisi tarafından öldürüldü. “Suçu” saçını uygun biçimde kapatmamak. O günden bu yana, önce kadınların başlattığı isyan tüm ülkeye ve halkın tüm kesimlerine yayıldı. Öğrencilerden üniversitelere, esnaftan fabrikalara. Şeriat hükümetinin tüm kolluk kuvvetlerinin saldırılarında 400’den fazla kişi hayatını kaybetti. Ama öfkesini isyana dönüştüren halk sokaklarda. Cesur ve kararlı örnek bir mücadele devam ediyor.
25 Kasım günü, Mirabel Kardeşleri yaşatmanın en güzel örneği olarak, İran halkının şeriat rejimine karşı, kadınların özgürlük mücadelesiyle dayanışma bayrağını yükseltelim!
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Uluslararası Güvenli Kürtaj Günü’nde Almanya’da ey...
Alman Ceza Kanunu’nun 219/a maddesi geçmişte kalmış olsa da Ceza Kanunu’nun 218. maddesi uyarınca kü...
Almanya’da 8 Mart’ın ardından
Almanya’da bu yılın 8 Mart’ı kitlesel bir katılımla gerçekleşti. Pek çok şehirde Ver.di Sendikası üy...
Mirabal Kızkardeşlerden Minerva’nın kızı Minou Mir...
Minou Tavarez Mirabal 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Ankara, İzmir ve İstanbul'da yapılacak etkinl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.