Gebze’de 2011’den beri devam eden cinsel saldırı davasının Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen 14. duruşmada mahkeme, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına oy çokluğu ile direnme kararı verdi. Mahkeme ayrıca sanık hakkında yurt dışı yasağı kararı verdi. Davacı avukatların sanığın tutuklanması talebi ise reddedildi. “Cinsel saldırı ve hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından verilen toplam 13 yıl 9 ay ceza temyiz yolu açık olmak üzere karara bağlandı.
14 YIL SONRA DAVA TAKİBİ!
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise 14 yıl sonra ilk defa davaya katılarak müdahil olmayı talep etti, Bakanlığın müdahillik talebi kabul edildi. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfının hem davalı kadın hem de şiddet mağduru kadınlar ve tüm kadınlar için şiddet ile mücadele etmek adına müdahil olma talebi ise reddedildi.
Mahkeme sonunda Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ve davaya katılan diğer kadınlar açıklama yaptı. Kadınlar, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” sloganları attı.
Mor Çatı adına konuşan Selime Büyükgöze, sanığın 14 yıldır bir gün bile tutuklanmadığını hatırlattı. “Bugün burada feministler olarak 14 yıldır süren tecavüz davasının cezasızlık ile sonuçlanmaması için bir araya geldik. Bu davada tecavüze uğrayan bir kadın tecavüzcünün ceza alması için 10 yıl uğraşmak zorunda kaldı. Buna rağmen tecavüzcü 1 gün bile tutuklanmadı. Üstüne cezayı zaman aşımına uğratmak için çabalamaya devam ediyor. Bu dava kadınların maruz kaldığı şiddet, ayrımcılık karşısında adalet talep ettiklerinde karşılaştıkları akıl almaz tablonun sadece bir örneğidir” diyen Büyükgöze sözlerini şöyle sürdürdü:
‘KADINLARIN DENEYİMLERİNDEN ŞİDDETİN CEZASIZ KALDIĞINI GÖRÜYORUZ’
“Bugün Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile kadına şiddetle mücadeleye dair paylaşılan verilerle sanki şiddet cezalandırılıyor gibi algı yaratılıyor. Halbuki bizler kadınların deneyimine bakarak cezasızlığın çok yaygın olduğunu, kadınların mahkeme salonlarında adalet sağlamak için mücadele etmek zorunda kaldıklarını, kendilerine inanılmadığı gibi erkekleri koruyan, cinsiyetçi tutumlar nedeniyle sık sık kendilerine suçlayıcı ifadeler yöneltildiğini görüyoruz. Cezasızlıktan güç bulan erkekler kadınlara şiddet uygulamaya, tecavüz etmeye, kadınları öldürmeye hakları olduğunu düşünüyor.
‘CEZASIZLIK NETİCESİNDE TÜM KADINLAR ZARAR GÖRÜR’
Kadınların mahkeme salonlarında karşılaştıkları adaletsizlikler, verilen her cezasızlık kararı tüm kadınların şiddetten uzaklaşma mücadelesini ve maruz kaldıkları ayrımcılık ve şiddeti etkiler. Bu nedenle kadınlar aleyhine verilen her cezasızlık kararı neticesinde tüm kadınlar zarar görür. Biz de bugün Mor Çatı olarak bu nedenle bu davaya müdahillik vekilliği sunduk. Fakat mahkeme reddetti. Biliyoruz ki erkek şiddetini sonlandırmak ancak toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmekle ve kurumların bütüncül ve koordinasyon halinde çalışması ile mümkündür.
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ’
Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atmakla kadınlara yönelik şiddetle mücadele etmeyeceğini beyan etti. Fakat biz ne erkek şiddeti ile mücadelemizden ne İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. Kadınların şiddetten uzak, özgür ve bağımsız hayatlar sürdürdüğü bir dünya için ‘yaşasın kadın dayanışmamız’ diyoruz.”
‘TECAVÜZÜN CEZALANDIRILMAMASI KADINLAR İÇİN BÜYÜK BİR TEHLİKE’
Büyükgöze sonrası konuşan Avukatı Perihan Meşeli ise şunları söyledi:
“2019’dan bu yana 1 gün bile yakalama yok! Adalet arayışımızın 14. yılına yaklaşıyoruz. Aslında bu dava 2019’da yani davanın 10. yılında sonuçlanmıştı. Sanık 17 yıl hapis cezası almıştı. Fakat müvekkilimiz daha önce temyiz etmediği için 13 yıl 9 aylık bir cezası kesinleşmişti. Mahkeme sanık hakkında tutuklama kararı vermediği için Yargıtayın cezasını onamasını beklemiştik. Yakalama kararına rağmen 2019’dan şu güne kadar 1 gün bile kişi yakalanmadı. Maalesef ülkemizde tecavüz olaylarının sadece yüzde 10’nu şikayete tabi olabiliyor. Şikayet edilen, davası görülen dosyalarda belki yüzde 30 yüzde 40’larda mahkumiyet oranları çıkıyor. Dosyada tecavüzü kanıtlayan onlarca delil vardı. Sanıkların tutuklanmaması onların kaçmasına sebebiyet veriyor ve cezasızlık ile sonuçlanıyor. Biz dava bitti derken Yargıtay Ceza Genel Kurulu çok büyük bir hatalı usulü bozma ile tekrar yakalama kararını kaldırdı ve biz de tekrar direnme talebimizi sunmak üzere bugün buraya geldik. Mahkemeye bu kararın neden hatalı olduğunu ayrıntılı bir şekilde açıkladık. Ceza mahkemesinin amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Aksi düşünce tecavüzün cezalandırılmaması anlamına gelecekti ve bu hepimiz için, Türkiye de yaşayan tüm kadınlar için büyük bir tehlike anlamına gelecekti.
‘YAKALAMA KARARI ÇIKMADI!’
Mahkeme oy çokluğu ile direnme kararı verdi. Maalesef yine yakalama kararı çıkmadı. Sevincimiz buruk kaldı, bunu anlamış değiliz. Sanık ceza zaman aşımından yararlanmaya çalışıyor. Belki 15 yıldan sonra zaman aşımı nedeni ile bu suçtan kurtulacak. Bunun için hamlelerini yapıyor. Bu nedenle Yargıtay Ceza Genel Kurulunun çok daha özenli bir şekilde dosyaya yaklaşmasını talep ediyoruz. Çünkü sundukları kararlar hem dosyamızla bağlantılı değil hem de karşımızda oldukça özensiz ve gerekçesiz kararlar gördük.
‘CEDAW SÖZLEŞMESİ HÂLÂ AYAKTA’
İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye çekildi ancak ‘CEDAW, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ hâlâ ayaktadır. Kanunlarda yazan hükümlerden çok, uygulama çok önemlidir. Eğer bu dosyada, Ceza Genel Kurulu kararından da ceza çıkmazsa bu artık kadınların hukuk devletinde yaşamadığının ilanı olacaktır. Adalette sağlanmamış olacaktır. Bugün davayı 10 yılı aşkın süredir takip eden kadın arkadaşlarımıza, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ve diğer tür kadın arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.
NE OLMUŞTU
S.D. isimli kadın 2009 yılında İstanbul Bostancı’da bir yemekte Kocaeli’nin Gebze ilçesinde iş adamı olarak tanınan A.A. ile tanışmış, A.A. yemekte bulunanları evlerine bırakmak üzere otomobiline aldıktan sonra herkesi evlerine bırakıp S.D.’yi zorla kendi evine götürmüş, defalarca tecavüz etmişti. S.D. olayın üzerinden 24 saat geçmeden Gebze Adliyesine giderek şikayetçi olmuş ve 2011’de başlayan dava 2013 yılında sona ermişti. A.A. “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve cinsel saldırı” suçundan 13 yıl ceza aldı. Ceza sonrasında sanık avukatları kararı Yargıtaya taşıdı ve Yargıtay mağdur ile sanığın olaydan sonra kahvaltı yaptığını, darp izi olmadığını söyleyerek 2016 yılında kararı bozdu. Kadının kimi davranışlarını ‘hayatın olağan akışı’na uygun bulmayan Yargıtay, dosyayı yerel mahkemeye gönderdi ve yargılama yeniden başladı. Fail bu süreçte başka bir tecavüze teşebbüs olayından hüküm giymesine rağmen 2009’da gerçekleşen tecavüz nedeniyle bir gün bile tutuklanmamış, hakkında yıllarca devam eden yakalama kararına rağmen “bulun-a-mamıştı”.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Gebze tecavüz davasında sona geliniyor
Gebze'de 8 yıldır devam eden tecavüz davasının görülecek son duruşmasında savcının mütalaa vermesi b...
Gebze tecavüz davası
Gebze’de 8 yıldır devam eden tecavüz davasının tecavüz eden erkek aklanmak isteniyor. Perşembe günü...
Fatma Altınmakas’ın tecavüz failine takipsizlikle...
Malazgirt Cumhuriyet Başsavcılığı, Fatma Altınmakas’ın tecavüzcüsü Sinan Altınmakas hakkında yürüttü...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.