Ömer Beşir dönemindeki kamu düzeni kanunları feshedildi. Bu kanunlar kadınları sokakta uzak tutmaktan, eşleri ve akrabaları olmayan erkeklerle arkadaş olmalarına izin verilmemesine kadar birçok ayrımcı kuralı ve uygulamayı beraberinde getiriyordu.

Kanunlara karşı çıkanlar ise tutuklanma, kırbaçlanma, para cezası ve nadir durumlarda idam ve taşlamayla karşı karşıyaydı.

Sudan’da ülkeyi derin bir krize boğan yoksulluğa karşı başlayan halk ayaklanmasında kadınlar dansları ve sokaklardaki varlıkları ile en önde yer almış, yolsuzluk ve işsizliğin yanı sıra cinsiyetçi ve ataerkil toplum yapısına tepkilerini de göstermişlerdi.

Kadınların kendilerini hayatın dışına itenlere karşı direnişleri sonrası, Sudan hükümeti polise, dans eden veya pantolon giyen kadınları tutuklama veya kırbaçlama yetkisi veren tartışmalı yasaları yürürlükten kaldırdı.

Ülkenin geçici başbakanı Abdullah Hamduk, yasayı finansal ve psikolojik sömürü için kullanıldığının altını çizerek, “Yasanın kaldırılmasını ülkemde bu kanunun uygulanmasından kaynaklanan zulme katlanan kadınlara ve gençlere ithaf ediyorum” dedi.

NE OLMUŞTU?
1989’dan bu yana iktidarda olan Ömer Beşir, kadınların öncülük ettiği ülke çapındaki yaygın gösterilerin sonucunda Nisan ayında devrilmesinden bu yana tutuklu.
Sudan’da gösteriler geçen aralıkta ekmek fiyatının üç katına çıkması, içinde nakit bulunmayan ATM’ler ve yakıt ödeneklerindeki kesintiye tepki olarak başlamıştı.
Sudan’daki eylemcilerin yaklaşık üçte ikisini kadınlar oluşturuyordu. “Kadının yeri devrimdir” sloganlarıyla protestoların önemli figürlerinden biri haline gelen aktivist Wifag Qureshi, ayaklanmaya damgasını vuran kadın gücünün önemli bir sembolü olmuş, dünyanın ilgisini Sudan’a ve Sudan’ın kadınlarına çekmeyi başarmıştı.

Kaynak: Eşitlik, Adalet Kadın Platformu