Olga Benario 12 Şubat 1908 yılında Münih’te dünyaya geldi. Babası Leo Benario sosyal demokrat zengin bir avukattı. Fakat Olga, işçi sınıfı mücadelesinde bir adım daha ileri atmayı tercih ederek henüz 15 yaşındayken, Komünist Parti gençliğine katıldı.  

Olga’nın Komünist Parti’deki faaliyeti Otto Braun ile tanışmasından sonra daha farklı bir şekilde ilerledi. Zaman içinde aşık olan iki genç, ‘profesyonel devrimci’liği seçtiler ve Olga ailesinden ayrıldı.

1926 yılında ikisi de ‘vatana ihanet’ suçlamasıyla Berlin’de hapse atıldı. Olga üç aylık hücre hapsinin ardından tahliye edildi. Braun hâlâ tutsaktı. Braun’un firar planında en önemli rollerden birini Olga oynadı ve 1928 yılında onu hapisten kaçırdı. Firar büyük ses getirdi, öyle ki sinema gösterimlerinden önce beyaz perdeye yansıtılan resimlerinin altında ikiliyi bulana 10 bin mark ödül verileceği duyuruldu.

Berlin’de bir süre işçilerin evlerinde konaklamalarına rağmen Almanya’da uzun süreli faaliyet yürütemeyecekleri kesinleşince Benario ve Braun Moskova’ya gittiler.

İlişkileri bir süre sonra sona erecek olsa da Otto ve Olga farklı kıtalarda Komintern tarafından devrimi örgütlemede görevlendirildiler. Sovyetler’de Komintern’in gençlik örgütüne giren ve başkan seçilen Olga, burada yoğun bir eğitim sürecinden geçti. Rusça, İngilizce ve Fransızca öğrendi, teorik eğitim aldı. Fakat tüm bunlardan daha yoğun bir şekilde askeri eğitimlere katıldı. Bunların içinde pilotluktan paraşütçülüğe, binicilikten askeri stratejistliğe pek çok farklı eğitim vardı.

Daha sonra Komintern tarafından Paris ve -kısa süreliğine tutuklu kalacağı- Londra’da görev aldığı eylemlerde ‘stajını’ tamamladı.

Daha sonra Komintern’in en yetenekli devrimcilerinden Olga’ya oldukça ciddi bir görev verildi: Brezilyalı devimci Luis Carlos Prestesi Brezilya’ya götürmek ve ona ‘göz kulak olmak’.

İki devrimcinin Portekizli evli çift kılığında Brezilya’ya dönüş yolculuğu başladı. Bu sırada sahte evlilik gerçek aşka dönüştü. Ne var ki verilen görev başarısızlıkla sonuçlandı.

Perestes'in başını çektiği hareket, Nazilerle dostane ilişkileri olan Brezilya yönetiminin binlerce kurşuna dizilmeyle sürecek yoğun baskılarıyla karşılaştı. Rio’daki evlerine yapılan polis baskınıyla tutuklandıklarında Olga, iki ya da üç aylık hamileydi. Başta sahte kimliğini savunsa da Nazi istihbaratı Gestapo’nun Brezilyalı makamlarla ortaklaşa çalışması sonucunda Olga’nın Almanya’ya gönderilmesi istendi.

Tüm uluslararası çabalar, avukatların doğumu gerçekleştirene kadar zaman kazanma çabaları ve adil yargılama taleplerine karşın Olga, “Brezilya vatandaşı olmadığı ve henüz doğum yapmadığı” gerekçesiyle 7 aylık bebeğiyle birlikte Nazilerce Almanya’ya götürüldü. Barnimstraße’deki Kadınlar Hapishanesi’ne atıldı ve kızı Anita Leocádia 27 Kasım 1936 yılında orada dünyaya geldi. 1938 yılı başlarında, Olga Benario’yu kızından ayırdılar. Lichtenburg Kadınlar Kampı’ndan sonra 3 yıl Ravensbruck Toplama Kampı'nda tutuldu. 1942 yılında öldürülmeden önce Bernburg akıl hastanesine yatırıldı ve orada 23 Nisan 1942'de karbondioksit gazı ile öldürüldü. Olga’nın kızı Anita Leocádia büyükannesinin yanında Meksika’da büyüdü ve 1945 yılında ilk defa babasını tanıdı.