Sennur Sezer’in ‘Bursa’da Yaşam’ dergisinde aktardığı önemli bir öykü Refik Halit Karay’ın 1909 tarihli ‘Hakk-ı Sükut (Sus Payı)’tur. Sennur Sezer’den aynen aktaralım: “Üç dört kuruşa karşı on dört saat kaynar suların başında, pis kokular, hasta nefesler emerek zehirlenen, tazeliğinden, kızlığından, gözlerinin parıltısından her gün bir zerre kaybederek toprak olan vücutlar (...) Bir gün kırmızı kordelasının süslediği ipek saçlar altında sevine sevine, neşeli, kuvvetli gelen yeniler, bir iki sene sonra güçsüz ayaklarını, nalçalı kunduralarını taş kaldırımlar üstünde zorla sürükleyerek kulübelerine çekilirlerdi. Ağrıyan başlarını, yanan göğüslerini dinlendirmek için yalnız altı saat süreleri vardı; gülmek ve konuşmak için değil! Kim bilir ertesi sabah bu hasta, yorgun gözler ne kadar güç açılır, her kemiği ayrı sızlayan bu zavallı vücutlar, fabrikanın düdüğüne ne zorlukla uyardı? Kim bilir bu hastalıklı sabahlar ne kadar gözyaşları döktürürdü, bu halsiz vücutları sürüklemek ne zordu?”
TARİH 29 AĞUSTOS 1910
Sennur Sezer, Refik Halit Karay’ın 1909’da yayımlanan bu öyküsünün peşinden, yine 1909’un eylül ayında yayımlanan İkdam gazetesindeki bir haberi, Oya Baydar’ın ‘Türkiye İşçi Sınıfı’ kitabından aktarır: “Bursa’da ipek fabrikalarında çalışan işçilerin, dayanabileceklerinden fazla çalıştırılmamaları ve üç kuruş olan ücretlerinin artırılması için gerekli yerlere başvurdukları ve Nafia ve Ticaret Nezaretleri’nin, durumu denetlemek üzere, memurlar atanması”. Ve bu haberin ardında çok geçmez 29 Ağustos 1910’da Sabah gazetesi manşeti atar; “Bursa’da uzun süreden beri iş koşullarının düzeltilmesini bekleyen ipek işçileri greve gitti”.KOZA HAN’DA İLK GREV
Ve sonunda Bursa’nın ipek kadınları greve gider. İpek kadınlar üretimin karşısında erkekler kadar ücret alabilmek, sağlıksız iş koşullarının iyileştirilmesi, ucuz emek olarak görülen bedenlerine sahip çıkmak için iş bırakma eylemi, grev yaparlar. Böylelikle Bursa’nın ipek kadınları, Türkiye’nin ilk kadın eylemini 3 Ağustos’ta, Bursa’da Kozahan’ın yanında bulunan Ulucami bahçesinde gerçekleştirirler. İlginçtir ki Bursa’daki eylemin gerçekleştiği yıl, 1910’da, Alman sosyalist bir kadın olan Clara Zetkin ‘II. Sosyalist Enternasyonel’de, 1857’de New York’da yanarak ölen dokumacı kadınların anısına 8 Mart’ın bir kadın günü olarak kutlanmasını talep eder. Farklı coğrafyalarda aynı tarih yaşanmaktadır.İlgili haberler
GÜNÜN PORTRESİ: Irena Sendlerowa
Resimdeki kadını tanıyor musunuz? Hayır mı? Bu kadın Irena Sendlerowa! 12 Mayıs 2008’de, 98 yaşında...
GÜNÜN BELLEĞİ: Caroline, Susannah, Millicent ve bi...
Evliliklerinde yaşadığı eşitsizliğin ve şiddetin cana tak ettiği durumda mücadeleyi, dayanışmayı seç...
GÜNÜN FOTOĞRAFI: Migrant Mother (Göçmen Anne)
1936 yılında Dorothea Lange’nın California’da çektiği fotoğraf bir annenin endişesinin yüzüne yansım...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.