Kadın cinsini erkek cinsinden ayıran anatomik, fizyolojik ve hatta psikogelişimsel farklılıklar kadının erkekten daha fazla sağlık sorunu yaşamasına, bununla birlikte daha sık ‘çare arayan’ konuma gelmesine neden olur. Tam da bu sebeple kadın hasta başvurusu, gerek acil servislerde gerek polikliniklerde erkeklere oranla daha fazladır.
Kadın, hayatının her evresinde, sadece kadın olduğu için bir takım sağlık sorunları yaşar. Bu yazıda kadın cinsel hastalıkları ve kadına özgü kanserleri kaleme almaya çalıştık.
VAJİNAL AKINTILAR
Kadınlar ergenlik, ilk genç kızlık döneminde ve iki adet arası bir hastalık nedeni olmadan da fizyolojik akıntı yaşayabilir.Ya da mantar, bakteri kaynaklı vaya cinsel yolla bulaşan hastalık etmenleri ile de akıntılı vajinitler görülebilir. Korunmak için; cinsel yolla bulaşan hastalıklardan bariyer yöntemlerle korunmak, genital hijyene uymak, sıkı ve dar olmayan giysiler giyerek hijyene katkı sağlamak, ihtiyaç halinde ilaç tedavisi için doktora başvurmak önerilir.
İNFERTİLİTE (KISIRLIK)
Toplum kadının doğurganlığı ile toplumsal etiketi arasındaki ince çizgiyi kaldırmış, ‘doğurursan kadınsın’ algısını yaratmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla kadının başa çıkması gereken sorunlarından biri de infertilitedir. Tıpta ilerlemeler genital yollarda ya da üreme sağlığında sorun yaşayan kadınlar için umut olurken, bu meşakkatli süreç de kadının omuzlarına ağır yükler getirir. Hormon tedavileri, umut kırıklıkları, yalancı vaatler, toplumsal etiket (Kısır!), ekonomik zorluklar, sağlık hizmetine ulaşım sorunları bu yüklerden bazılarıdır.DİSMENORE (ADET DÜZENSİZLİKLERİ)
Üreme çağındaki sağlıklı her kadın her ay düzenli adet görür. Düzenli bir adet mekanizmasında beyinden salgılanan hormonlar yumurtalıkları uyarır ve yumurta hücresi büyümeye başlar. Büyüyen yumurta hücresi östrojen ve progesteron üretir. Bu hormonların etkisi ile rahim içerisindeki doku gebeliğe hazırlanmak üzere kalınlaşmaya başlar. Kadın hamile kalmadığı her ay bu dokuyu yaklaşık 60-80 ml kan ile birlikte atar.Bu mekanizma çeşitli nedenlere bağlı olarak bozulabilir. Kişiye göre daha çok ya da daha az kanama görülebilir. Kadının yaşına ve fizyolojisine göre de bu düzensizlikler hormonal nedenlerle ya da polip, miyom, endometriosis, rahim kanseri gibi patolojik oluşumlar nedeniyle de karşımıza çıkabilir. Cerrahi müdahale, hormon düzenleme gibi tedaviler uygulanabilir.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU
Yaşamda çok önemli yer alan ancak ciddiye alınmayan cinsellik, bir dürtüdür ve her dürtü gibi karşılanmadığında çatışma ve kaygı yaratır. Bu çatışma ve kaygı hem psikolojik hem de bedensel olarak birçok rahatsızlığın sebebi olabilir. İlk gece korkusunun yarattığı travmanın ülkemiz kadınına bilançosu yüzde 40 ile en sık görülen cinsel işlev bozukluğu, ‘vajinismus’tur. Kadının sadece kadın olduğu için ve bu topraklarda yaşadığı için yaşadığı sağlık sorunlarının başında gelir. Tedavisi güç, çiftler arası sorun yaşatan, kadının hayatını da kabusa çeviren bir durumdur.PELVİK AĞRILAR
Sık genital enfeksiyonlar, üriner sistem enfeksiyonları, miyom, endometriosis, sık ve zor doğumlar sonrası deformasyon, anatomik olarak kalın barsak makat komşuluğunun olması nedeniyle yaşanan sorunlar kadınları etkileyen durumlardır. Şikayetler henüz başladığında doktora gitmek, istenmeyen gebelikleri oluşmadan önlemek, sık aralıklı doğumdan kaçınmak ve enfeksiyonlarla mücadele etmek koruyucu önlemler olabilir.
KADINA ÖZGÜ KANSERLER
Ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanserler sırasıyla; meme, tiroid ve kolo-rektal kanserlerdir. Cinsiyete özgü kadın kanserlerini ise endometrium (rahim), over (yumurtalık) ve rahim ağzı olarak sıralayabiliriz.
Endometrium Kanseri (Rahim Kanseri): Genellikle menopozdan sonra görülür (55-58 yaş), ancak erken yaşta da karşımıza çıkabilir. En önemli bulgu menopoz sonrası kanamalar veya adet düzensizlikleridir.
Menopoz öncesi düzenli jinekolojik muayene önemlidir. Hastalığın risk faktörleri; hiç doğum yapmama, ileri yaşta adet görme (Türkiye’de kadınlarda adetten kesilme yaşı 47’dir), doktor kontrolü dışında hormon tedavisi almak, yumurtalıklarda hormon salgılayan tümör bulunması, ailede meme, yumurtalık ve rahim kanseri vakası olmasıdır.
Serviks Kanseri (Rahim Ağzı Kanseri): En önemli bulgu ilişki sonrası olan, özellikle ağrısız kanamalar, düzensiz kanama ve tedaviye rağmen geçmeyen akıntılardır. Smear denilen teknikle alınan rahim ağzı örneklerinde, HPV virüsün rahim ağzında yaptığı lezyonları tespit etmeye yarayan basit bir inceleme ile erkenden tespit edilebilir.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı aile sağlığı merkezlerinde 30 yaş üzeri kadınlarda tarama 5 yılda bir yapılmaktadır. Özellikle risk gruplarında; sık cinsel eş değiştirenlerde, korunmasız riskli cinsel ilişki yaşayanlarda ve seks işçilerinde daha erken tarama başlatılabilir.
Korunmak için aşısı mevcuttur. 13-14 yaş kız çocuklarına, cinsel aktif yaşa gelmeden önce uygulanması rahim ağzı kanserinden koruyucudur.
Meme Kanseri: Her kadına düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi önerilmektedir. Anne, abla, teyze, hala ya da kendisinde rahim kanseri hikayesi mevcut ise erken tarama (KKMM ve USG/MRG, genetik tarama) ile takip edilmelidir. 40 yaş üzeri kadınlarda mammografi önerilen bir tarama yöntemidir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı kanser tarama merkezlerinde ve toplum sağlığı merkezlerinde ücretsiz taramalar sürdürülmektedir.
Over Kanseri (Yumurtalık Kanseri): Yumurtalık (over) kanserinde erken tanı koydurucu özellikli bir şikâyet yoktur. Hastalar karın ağrısı, karın şişliği, kabızlık gibi daha çok mide barsak hastalıkları diye yorumlanabilecek şikâyetlerle başvurduğu için tanı genellikle ileri evrelerde konmaktadır.
Erken tanı için düzenli jinekolojik muayene esastır.
İlgili haberler
Meme kanseri kabusumuz olmasın!
Dünyada kadınlar arasında yüzde 30’luk oranla en sık görülen kanser türü olan meme kanserini alt etm...
VAJİNAL AKINTI: Bedenimizin salgıladığı sıvılarla...
Vajinal enfeksiyonlar sessiz ilerler, zaman içinde farkında olmadan kadınlarda ciddi hastalıklara se...
Kadının baş belası; VAJİNİT
Vajina sağlığının bozulduğunu nasıl anlayabiliriz? Bu yazı rengine, kokusuna, akıntıya göre vajina s...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.