Meme kanseri kabusumuz olmasın!
Dünyada kadınlar arasında yüzde 30’luk oranla en sık görülen kanser türü olan meme kanserini alt etmek erken teşhis ve tedaviyle mümkün! Yeter ki risk faktörlerimizin farkında olalım.

Meme kanseri dünyada kadınlar arasında yüzde 30’luk bir oranla en sık görülen kanser türüdür. Yine de bu kadar yaygın görülen bir kanser türü olmasına rağmen erken tanı ve tedavi ile sağ kalım oranları artmaktadır. Bu ayki sayımızda kabusumuz meme kanserinin risk faktörleri nelerdir, erken teşhisi için neler yapılabiliri paylaşacağız.

RİSK FAKTÖRLERİ
Genetik, çevresel, hormonal, sosyobiyolojik ve psikolojik birçok etkenin meme kanseri oluşumunda rol oynadığı biliniyor. Özellikle ileri yaş, aile öyküsü (özellikle anne, kızkardeş, kız çocuğunda görülmesi) riski artıran durumlardan. Östrojen maruziyetini artırdığı için erken adet görmek ve geç menopoza girmek, doğum kontrol hapları, hormon replasman tedavileri de riski artırıyor.
Hiç çocuk doğurmamak, ilk çocuğu 30 yaş sonrasında doğurmak, doğum sonrası bebeği emzirmemek de risk faktörleri arasında.
Sigara ve alkol, tüm kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de rol oynamakta. Obezite de meme kanseri riskini artıyor. Özellikle rafine edilmiş unlu gıdaların tüketimi ve doymuş yağdan zengin gıdalar meme kanseri riskini artırıyor. Bazı plastik damacanalarda bulunan ve kimyasal bir madde olan Bisfenol A (BPA)’nın da belirli bir dozda maruz kalınması durumunda meme ve yumurtalık kanseri riskini artırdığı gösterilmiş. Aman dikkat!!

ÇALIŞMA KOŞULLARININ ETKİSİ
İyonize radyasyon maruziyeti de riski artırıyor. Özellikle meme, tiroid bezleri, yumurtalıklar gibi hızlı hücresel döngülerin bulunduğu dokularda radyasyon, kanser gelişimini tetiklemekte. Dolayısıyla çalışma koşullarına dikkat!
Çalışma koşullar demişken, gece vardiyasında çalışan kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı ileri sürülüyor. Buna, uykumuz esnasında salınan melatonin isimli hormonun eksikliği neden gösteriliyor.

TURP VE ÇİN LAHANASI
Turp ve çin lahanası tüketiminin menapoz sonrası dönemdeki kadınlarda meme kanseri riskini önemli oranda azalttığı saptanmış. Ayrıca düzenli olarak haftada en az üç kez bir saat on beş dakika ile iki buçuk saat arasında tempolu yürüyüş yapmak da riski yüzde 18 oranında azalttığı belirtiliyor. Spor yapmak için iyi bir neden daha!!

ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR
Meme kanseri genelde uzun ve sinsi bir seyre sahip. İlk bulgu çoğunlukla memede ağrısız, sert kitledir. Bazen daha nadir olarak kendiğilinden gelen kanlı veya kansız meme başı akıntısıdır. Memede ve meme başında çekinti, meme derisinde ödemli görünüm de (bu görüntüye portakal kabuğu görünüm diyorlar) belirtiler arasında olabilir.
Erken teşhis için hekimler tarafından yaygın olarak önerilen tarama yöntemleri kendi kendine meme muayanesi (KKMM), klinik meme muayenesi (KMM) ve mamagrafi taramalarıdır.
KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ
KKMM, 20 yaş sonrası tüm kadınlara önerilir. Menopoz öncesi dönemde her ay adet kanamalarımızdan 5-7 gün sonra (memenin gergin ve hassas olmadığı en uygun dönemdir çünkü); menopoz sonrasında, gebelik durumunda ya da düzenli adet görülmediği durumlarda ise her ay, aynı günde düzenli olarak yapılması önerilmektedir. Burada amaç meme dokusunu tanımak, yeni gelişen bir anormallik varsa erken dönemde tespit edebilmek.
Peki, nasıl yapılmalı?
KKMM’nin ilk aşamasında belden yukarısını gösteren bir ayna karşısında; kollar yanlarda iken, kollar yukarı doğru kaldırılarak, eller başın arkasına konularak, sonrasında eller sıkıca kalçalara bastırılır, omuzlar ve dirsekler öne doğru alınırken gözlem yapılır.
Muayene esnasında; memelerde belirgin şişlik, meme ucunun içe doğru çekilmesi, meme başında şekil ve renk değişiklikleri, kızarıklık, yüzeyel damarlarda önceden olmayan bir belirginleşme hali veya ciltte “portakal kabuğu” görünümüne benzeyen bulguların olup olmadığına bakılır.
Daha sonra sonra elle değerlendirilme ile memede olmaması gereken bir doku ve normal dışı kitlenin varlığı belirlenmeye çalışılır. Öncelikle ayakta iken her iki memenin elle değerlendirilmesi yapılır. Memelerin yatar pozisyonda elle değerlendirilmesi için sırtüstü yatılıp, sağ omzun altına bir yastık veya katlanmış bir havlu konulması gerekir, bu işlemden sonra sağ el başın altına yerleştirilerek elle tarama yöntemleri kullanılıp, sağ meme tümü ile taranır. Sağ memenin değerlendirilmesi tamamlandıktan sonra aynı işlemler sol meme için de uygulanır.
KLİNİK MEME MUAYENESİ
Bir doktor, hemşire veya ebe tarafından yapılır. 20-40 yaş arası kadınların üç yılda bir, 40 yaş üstü kadınların ise yılda bir kez düzenli olarak yaptırması önerilir.
MAMOGRAFİ
Meme kanseri taramasında 40-50 yaş arası kadınların senede 1 kez, 50 yaş üstü olanların ise iki senede 1 yaptırılması önerilen radyolojik tarama yöntemidir.
Sonuç olarak, kadınlarda görülen tüm kanserlerin önemli bir bölümünü oluşturan kabusumuz meme kanserini alt etmek erken teşhis ve tedaviyle mümkün! Yeter ki risk faktörlerimizin farkında olalım, düzenli olarak kontrollerimizi yapalım, yaptıralım... Kansersiz, sağlıklı günler dileğiyle...

İlgili haberler
Gıda paketlerinin üstünde yazan bu şeyler de ne?

Hazır gıdaların üstünde yazan o yüzdeler, o garip kelimeler, o bilmediğiniz dildeki ifadeler var ya....

Bitmeyen ağrılar omurga problemlerine işaret

Hiç bitmez kadınların sırtındaki yük de, zihinlerindeki yük de. Bu yükler daha genç yaşta etkiler ka...

Gece vardiyası sağlığımızı bozuyor

Gece vardiyası sürekli uykusuzluğa ve yorgunluğa yol açıyor, vücut direncini düşürüyor. Vardiyalı ça...