Bir ‘kadın’ olduğum için hele de kendimi ‘güçlü bir kadın’ olarak gördüğüm için hep çok şanslı hissettim. Ancak ezilen, şiddet gören, tehdit edilen, susturulan olduğumuz içinse çok üzgünüm.

Kadınların ne kadar güçlü olduğunu anlatmak, onların sesi olup onları baskıdan ve şiddetten korumak için ben de elimden geleni yapmak istiyorum ve yapmaya hazırım. Aileler tarafından zorla evlendirilen, eğitim hakkı elinden alınan, yaşamının her alanı baba, erkek kardeş, eş, devlet tarafından kuşatılan kız çocuklarına, genç kadınlara sesleniyorum, “Sizin özgürlüğünüze duvar örülmesini hep beraber engel olacağız”. Ve yine sırf erkek olduğu için kendini kadından üstün gören, kadınların yaşamı üzerinde tahakküm oluşturmaya çalışan erkeklere sesleniyorum, “Başaramayacaksınız, çünkü bizler buna izin vermeyeceğiz”.

Evde, sokakta, iş yerinde, durkata, yaşamımızın her alanında korkmadan ‘Biz de varız’ demek istiyoruz. Minibüste tek yolcu kaldığımızda inip eve kadar yürümek istemiyoruz! Issız bir sokakta yürüdüğümüzde telefonla babamızla konuşur gibi yapmak istemiyoruz! 13 yaşında evlendirilerek ruhumuzu öldürmek istemiyoruz! ‘Ölmek istemiyoruz’ diye haykırmak istemiyoruz. Korkmak değil, bu karanlık zihniyeti değişmesini istiyoruz. Hayata renk katan, hayatın her alanında emeği olan kadınlar olarak hak ettiğimizi almak istiyoruz.

Kendi senaryomuzu kendimizin yazdığı, nasıl birisi olmak istediğimize kendimizin karar verdiği bir yaşam istiyoruz biz. Şiddete uğrayan, karanlık zihniyetteki insanlara maruz kalan kadınların mutlaka yapmak istediği bir hayali, bir dileği vardır. Bununla ilgili aklımda bir proje var benim; “Bir dileğini söyle” diyerek yaşadığımız herhangi bir yere kadınlar için dilek kutuları koyup, kadınların isimleriyle birlikte dileklerini, yapmak istediklerini yazmasını sağlamak ve kadınların sesi olmak… Gerçekleştirebileceğimiz dilekleri birlikte gerçekleştirmek ve dayanışmayı örmek... Ne dersiniz!

Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim.
Olmalı zaten.
Olmazsa insan olmaz yüreğim...

Ahmed Arif