Tiyatrodan 1 Mayıs’a bu ‘birliktelik’ bizim!
Antalya Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar yazdıkları mektuplarla Ekmek ve Gül’e güç kattı. Bir araya gelişleriyle kız kardeşliği, dayanışmayı, mücadeleyi tadan kadınlar şimdi 1 Mayıs’a hazırlanıyor.

Antalya’da Ekmek ve Gül Tiyatro Grubundan kadınlar 8 Mart’ta oyunlarını sergiledi. Bu oyunun kendilerini nasıl etkilediğini anlatan kadınlar 8 Mart’tan aldıkları güç ile 1 Mayıs’a hazırlanıyor...

YAŞLILARIN BAKIMI TOPLUMSALLAŞTIRILSIN
Antalya Ekmek ve Gül kadın tiyatro atölyemizde yaş ortalamalarımız yüksek de olsa, oyunların üstesinden gelmek bize keyif veriyor. Ben 53 yaşında iki çocuklu bekar bir anneyim, yaşlı anneme bakmak zorundayım. Kendime ait bir maaşım yok, babamın emekli maaşından yararlanıyorum. Bu yaşıma kadar sahneye çıkmak hiç aklıma gelmezdi. Çıkardığımız oyunlar ile hem politik mesajlar vermek, hem de izleyenleri keyiflendirmek bizi de mutlu ediyor. Ekmek ve Gül dergisinden aldığımız güç ile kadınlarla yan yana geliyoruz. Çevremdeki insanlar “Sizin hiç işiniz gücünüz yok galiba böyle şeylere zaman ayırabiliyorsunuz” diyorlar. Hiçbirimiz zamanları ve ekonomileri bol insanlar değiliz. Evet, bir derdimiz var, bu ülkedeki kadınlar ile dayanışmak ve onlara çıkardığımız skeçler ile bir ayna tutmak. Şimdi 1 Mayıs var önümüzde. Yaşlıların bakımının toplumsallaştırılması çok önemli. Onların keyifli vakit geçirmeleri için ücretsiz bakım evlerinin açılmasını istiyorum. Pazar, çarşı, ateş pahası. Bu sene 1 Mayıs daha güçlü olmalı ki seslerimizi duyuralım, güçlerimizi gösterelim.

Nesrin GÜNENÇ

DÖRT DUVAR ARASINA SIKIŞMIŞ KALMIŞKEN...
İki tane kızım var biri 6, diğeri 8 yaşında. Çocuklarıma baktığım için çalışamıyorum. İki çocuk ile hayatım iyice monotonlaşmış ve dört duvar arasına sıkışmış kalmış gibi hissediyordum. Çocuklardan dolayı hiçbir şey yapamaz duruma geldim. Tiyatro oyunumuzda “Ben nasıl yapacağım” derken, içimden bir enerji çıktı ve bu bana çok keyif verdi. Hiç yapmadığımız şeyleri denemek, yeteneklerimizin sınırlarını ve başarılarımızı görmek özgüven veriyor. Her kadın hiç çekinmeden yapamadığı, özlemini duyduğu şeyleri denemeli. Şimdi 8 Mart’ın bizde bıraktığı dostluk ve dayanışma ile 1 Mayıs’a gidiyoruz. Her ilçeye ücretsiz kreş, etüt merkezleri, iş, barış taleplerimiz ile 1 Mayıs’ı öreceğiz.

Özgür KAL

NE ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK...
Üç çocuk annesi ve evde çalışarak hayatına devam eden bir kadınım. Büyük kızım cam kemik hastası ve haftada bir hastaneye gidiyoruz. Engelli arabamızı bazen otobüse aldırmak için tartışmak zorunda kalıyoruz ve bu bizi çok yoruyor. İnsanlara kızımı kabul ettirmek çok zor. İnsanlar tarafından dışlanmaktan başka hiçbir itibar görmüyorduk bugüne kadar. Gerçi kızım o kadar güçlü, kendisi ile barışık ve yetenekli birisi ki... Biz gerçek dostluk ve dayanışmayı, Ekmek ve Gül Grubu ile yakaladık. Benim kızımı gerçekten yüreğiyle, duygularıyla, düşünceleriyle, verdiği değerlerle kabul ettiler. Bu benim için çok değerli. Anne tarafım ağır basarak grupta yer aldım.

Ben öncelikle Ekmek ve Gül Grubu ile tanıştığım için samimiyetle söylüyorum kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu tiyatro deneyimi, verdiği mesaj ve bize hissettirdiği duygularla bizi son derece mutlu etti. Değerli Ekmek ve Gül sizin imza attığınız her şeye tüm içtenliğimle ve yüreğimle ne zaman isterseniz varım! Sayenizde kapısını rahatlıkla çalabileceğim çok kıymetli dostlar edindim. Ne çok şeyler öğrendik hem tiyatrodan, hem de Ekmek ve Gül’den. Birbirimize güvenmeye ve dokunmaya o kadar çok ihtiyacımız var ki...

Nuray DEMİR ÇELİK

YALNIZ OLMADIĞIMI ANLADIM
Ekmek ve Gül Kadın Grubu ile tanışmam tesadüfen oldu. Henüz kanser hastalığımın tedavisi yeni bitti ve birçok sıkıntımın yanında bana ilaç gibi geldi; kadınlarla bir arada olmak, içindeki yeteneği ortaya koymak ve paylaşmak... Hiç sahne deneyimim olmamasına karşın sahnede bütün sıkıntılarımı ve hastalığımı unuttum. Yaşamın daha anlamlı olduğunun, yalnız olmadığımın, her zorluğa karşı hâlâ bir şeyler yapabildiğimin farkına vardım. Toplumun kadına bakış acısının değişmediği daha da kötüye gittiğini görmek beni daha da mücadeleci yaptı. Öncelikle eğitim, özellikle kadınların ve kız çocuklarını okumaya teşvik etmeliyiz. Sadece okulu kastetmiyorum kitap gazete, dergi ne olursa önce bilinçlenmeyi sağlamalıyız. Her kadına dokunabilmeliyiz, her alanda sıkıntılarımızı, elimizden ne geliyorsa, ne yapabiliyorsak paylaşabilmeliyiz. Yaşamın her alanında birlik olunmalı ki bizler de yalnız olmadığımızı bilip umutsuzluğa düşmeyelim. Önümüzde 1 Mayıs var. Biz de kadın yoksulluğuna, işsizliğe ve kadına yönelik şiddete karşı alanlarda olacağız.

Mürivet TORAMAN

KENDİMİ DAHA GÜÇLÜ VE UMUTLU HİSSEDİYORUM
8 Mart’ta sergileyeceğimiz oyunun davetiyesini kadınlara dağıtıyorduk. Bir gün otobüste yanıma oturan kadın yolcuya da çantamdan çıkardığım davetiyeyi uzattım. Oyunumuzu, amacımızı, Ekmek ve Gül dergimizi anlattım. Şenliğe geleceğini hiç beklemiyordum ama onu misafirlerin arasında, iki de komşusunu alıp geldiğini görünce çok sevindim, umutlandım. Kadınları etkinliklerimize davet etmek, dergimizi anlatmak ile bir şey kaybetmeyiz, bunu çekinmeden yapmalıyız. Bu heyecan ve ruh ile 1 Mayıs’a giderken kendimi daha güçlü ve umutlu hissediyorum.

Gülay ALAYVAZ

İlgili haberler
Televizyon bozuksa tiyatro izleyin

‘Kadın Sığınağı sizi bolca güldürüp oyun bittiğinde gözyaşlarınızı tutmanıza engel olan bir oyun. Ev...

Antalya’da 8 Mart eylemi

Antalyalı kadınlar 9 Mart Cumartesi günü Aydın Kanza Parkında buluşuyor.

İşçi kadınlar, haklarımız, bahar, Ekmek ve Gül...

Ekmek ve Gül deneyiminin bize öğrettiği çok şey oldu... Bunlardan biri de işçi kadınların haklarını...