Balçova ve Narlıdere Ekmek ve Gül Dayanışma Grubundan kadınlarla piknikte bir araya geldik. Ellerimizle yaptığımız börek çöreklerimizle, çaylarımız kahvelerimizle, pötikareli sofra bezlerimizle çıkınımızı alıp geldik.
Her etkinliğimizde olduğu gibi günlük koşturmacalar ya da sağlık gibi sorunlar nedeniyle katılamayanlar olsa da bugün de aramıza yeni katılan arkadaşlarımız oldu. Tanışma konuşmaları da her zamanki gibi çok keyifliydi. İsmimiz, aslen nereli olduğumuz, işimiz, Ekmek ve Gül’le tanışmamıza vesile olan kişi ve olaylar...
Kendimizi tanıtırken sosyal bütünlüğümüzden bahsetmemek olmazdı. Örneğin sağlık emekçisi olan sağlık sisteminin çöküşünden ve bunun getirdiği sonuçlardan, eğitim emekçisi olan eğitim sisteminin sorunlarından ve anti-laik müfredatlardan söz etti. Ev kadını olan "Keşke çalışsaydım da emekli maaşım olsaydı" derken çalışmakta olan sağlık işçisi, emekli maaşı ile geçinemeyeceği için emekli olamadığımdan yakındı. Konu eğitimse veliler, konu sağlıksa hastalar mücadeleye dahil olmalıydı.
UMUTSUZLUĞA DÜŞMEMENİN KAYNAĞI
Eşinden boşanmış olanlar için hele de çocukları varsa konu çoktu zaten. Tek ebeveyn olarak çocuk büyütmenin sadece maddi açıdan değil; sorumlulukları açısından zorlukları, büyük çatışmalar, ağırlaşan yükler anlatıldı. Artan pahalılık ve derinleşen yoksulluk hepimizi ayrı vurmuştu. Yargı emekçisi yargıdaki sorunları mevcut yönetimin politikalarına bağlarken sorunların hukuki yollarla çözümünün zor olduğuna vurgu yaparak dayanışmanın, kitlesel mücadelenin önemine dikkat çekti. Sohbetimiz konu adalet olunca ister istemez zaman aşımına uğrayan Madımak katliamı davasına geldi, Sinan Ateş davasına da, Can Atalay’ın tutukluluğundan Gezi Davasına ve Kobane davasına da…
Yerel seçimlerde belediye meclis üye adayı ya da muhtar adayı olarak çalışmalara katılmış olan kadınların deneyimleri ve değişime olan umutlarını dile getirişleri de oldukça etkiliydi. Arkadaşlarımız seçilmemişse de çok kişiye sesimizi duyurmuştu. Seçim çalışmaları boyunca nasıl yerel yönetimler istediğimiz tartışılabilmişti. Seçim sonuçları tek adam yönetiminin yanında olanlar ve karşısında olanları göstermişti bizlere.
Ve dedik ki yaşlanıyoruz, gençlere ulaşmalıyız, gençlerin dilinden anlamalıyız. Gençler sistemden rahatsızlar ama bireysel yöntemler arıyorlar ancak bunu olumsuz değerlendirmemeliyiz. Bizim görmemiz gereken onların sistemden memnuniyetsizliği olmalı ve bunu nasıl bir mücadele alanına dönüştürebileceğimizi tartışmalıyız.
Ve gördük ki atanamayan öğretmenler ile ÇEDES için matematik dersinin azaltılması sorunu aynı zeminde.
Çocuklar çocuklar diyoruz da çocuklar büyüse torunlar var. "Benim çocuklarım yok ama toplumsal düşünüyorum, bütün çocuklar için" demekse çok kıymetli.
Örgütlü bir dayanışmanın içinde yaşayan insanların umutsuzluğa düşmemesinin kaynağı da burada olsa gerek; birlik, dayanışma ve mücadele deneyimlerimiz ile ekmek kavgamızdan ve gül istemekten vazgeçmeyeceğiz.
Çünkü ne oldu biliyor musunuz? Sohbetlere ara verip türkü ve halaylara geçtiğimizde piknik alanındaki başka bir masada oturan kadınlardan biri halaya katıldı. Diğeri cep telefonuyla video çekerken "Tililili çeksene" dedi. Kadın "Sen çek ben bilmiyorum" dedi. Diğeri de "Ben tililili çekerim de eşim kızıyor" dedi. Ve benim dilimde başka bir türkü:
“anlamıyorlar biz yoksak
gökyüzü çıplak kalır
kentleri susuşlar kanatır
beni gömmeyin susmaya gömülmeyin
susmak yanılsamadır
ölüme de tilili ölüme de tilili
tilili ölüme de ömrümüz”
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Balçova’da kadınlar şiddete karşı mücadeleyi konuş...
Balçova Emek ve Gül Kadın Dayanışma Grubu çağrısıyla Balçova Tuncelililer Derneğinde bir araya gelen...
İzmir Narlıdere'de kadınlar 'Bilginin kaynağı kadı...
Narlıdere Ekmek ve Gül Grubu, Narlıdere Demokrasi Platformu, Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği...
Narlıdere’de ÇEDES söyleşisi: Laiklik ve demokrasi...
İzmir’de Narlıdere'de ÇEDES projesine ilişkin, eğitimin dinselleştirilmesi ve laiklik karşıtı uygula...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.