Tebrikler kız kardeşim Merve Dizdar
Türkiyeli kadınları onurlandıran gurur verici sözler RTÜK tarafından ‘kendi ülkesine saygısızlık’ olarak görüldü. Ve bu ülkenin vatandaşlarından, aldığı ödül için tebrik beklememesi gerektiği söylendi

Beş kız kardeşiz. On dört on beş yaşlarımda okuduğum Duygu Asena’nın “Kadının Adı Yok”u, Peter Handke’nin “Solak Kadın”ı, Neval El Saddavi” nin “Sıfır Noktasındaki Kadın”ı, Türkan Şoray’ın Sultan filmi vb. kitaplar kadın sorunlarını sorgulamam için yol açıcı olmuştu.

Bir akrabam tecavüzcüsüyle evlendirilip, 40 gün sonra boşandırılıp “dul” kalmıştı, sadece ebevynlerinden değil dört ağabeyi ve enişteleri tarafından korkunç baskılar görmüştü. “Dul kadın camiye gitse …luk yapmaya gidiyor derler” diye diye sonunda ülkeden kaçıp gitmesine sebep olmuşlardı kadının.

Başka bir akrabam da tiyatro oyuncusu olmak istemişti, ona da “….. mu olacaksın” dediler: oyuncu olamadı.

Kaç yaşındaydım bilmiyorum evin ikinci çocuğu olarak ben de bir kız bebeği olunca babam dört gün bana bakmamış, isim bile düşünmemiş olduğunu öğrendim. Bu duyduğum beni bilinç dışı nasıl etkiledi bilmem, ona kafa yormadım. Kısmetine (!) üç kızı daha oldu, ne diyeyim.

“Aman kimsenin verdiğini yeme içme, sağına soluna bakma” tembihleriyle, Nuri Alço hikayelerine karşı kendimize ‘mukayyet ol’mak üzere kodlandık. Kış günleri erken gelen akşamlarda okuldan dönerken, arkamızdan gelen adımların kötü bir adama ait olup olmadığı korkusuyla bazen altımıza kaçırarak, kaçarak gittik evimize.

Beş kız kardeş doğal olarak farklı etkilendik bu gerçeklerden, farklı şekillerde mukayyet olduk (mu) kendimize… Kadınların uğradığı ayrımcılık ve baskılara karşı mücadelesine omuz vermeye başladığımda fark ettim ki beşimiz de birbirinden farklı yaşam tarzları ile ülkemiz kadınlarını temsil ediyormuşuz aslına bakılırsa. Kız kardeşlerim benim. Hepsini çok severim.

KAHROLSUN ZİHNİYETİNİZ

Henüz ayağı yere basmayan ‘kadın mücadelem’ feminizme kayarken, “8 Mart Kadınlar Günü mü, Emekçi Kadınlar Günü mü?” tarihsel tartışmalarıyla gerçek anlamını ve tarafını buldu.

Bir grup grevci genç işçi kadının “Hem Ekmek hem de Gül istiyoruz” yazılı pankarttan esinlenilerek bugünlere taşınan Ekmek ve Gül mücadelesiyle kadınların cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle gördüğü baskı, şiddet, taciz vs. ile beraber emek gücünün ucuza satılmasına karşı, yasalarla aile ve ev yaşamına hapsedilmek istenmesine karşı savaşıma ben de katıldım.

Sevgili kız kardeşim başlıklı pek çok dayanışma örgütledik yıllardır. En son “Kız kardeşliğimiz İzmir’den deprem bölgesine hayatı yeniden kurmaya köprü, hayatlarımızı eşit ve şiddetsiz olarak yeniden kazanmaya söz olsun! Özlemlerimizle, taleplerimizle, biriktirdiğimiz deneyimlerimizle, sözümüzle, kız kardeşliğimizin gücüyle buluşalım” seslenişiyle yaptığımız dayanışma ve örgütlenme çağrısı devam etmekte.

Nerden mi geldi aklıma!

Merve Dizdar kız kardeşimiz Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü kazandı. Ödülü alırken dedi ki, “… ne yazık ki yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak Nuray’ın ve Nurayların duygusunu doğduğum günden beri ezbere bilmeyi gerektiriyor. Bu ödülü Nuray ve onun gibi kadınların mücadelesine güç verebilmek için ve bu ödülü kendisine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerim ve Türkiye’de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum”.

Biz Türkiyeli kadınları onurlandıran bu gurur verici sözler RTÜK tarafından ‘kendi ülkesine saygısızlık’ olarak görüldü. Ve bu ülkenin tüm vatandaşlarından aldığı ödül için tebrik beklememesi gerektiği söylendi.

Yuh! Diyeceğim, diyeceğim de, cinsel saldırıya uğrayan kadını suçlu çıkaran, çocuğun rızasından dem vuran bu zihniyetin bir ideolojinin eseri olduğunu bildiğimden kahrolsun sizin bu zihniyetiniz demek istiyorum.

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
Cannes’da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Merve...

Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü alan Merve Dizdar, ödülünü Türkiye’de mücadele e...

17 Mayıs ve Kaos GL: LGBTİ+’ların eşitliği ve özgü...

17 Mayıs ve Kaos GL dernekleri yaptığı ortak açıklamayla Erdoğan’ın LGBTİ’leri hedef almasını eleşti...

Kadınlar ‘Mücadeleye devam’ diyor

28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre Erdoğan 12. Cumhurbaşkanı olarak görevine devam edecek. Y...