Sanattan uzaklaştırılan eğitim sisteminde mücadele ediyoruz
‘Eğitim ve öğretim kavramlarının içlerinin boşaltıldığı, gün geçtikçe sanattan ve bilimsellikten uzaklaştırılan bu eğitim sisteminde mücadele etmeye çalışıyoruz.’

Tüm dünyanın koronavirüs salgını ile mücadele ettiği bu zorlu günler, başta emekçi kesim ve sağlık çalışanları olmak üzere tüm meslek gruplarını etkilediği gibi biz eğitimcileri ve değerli öğrencilerimizi de oldukça olumsuz etkiledi. 

Eğitimin, toplumsal gelişimde en büyük faktör olduğu gerçeğini hepimiz biliyoruz. Eğitim kavramının bilim, felsefe ve sanat alanında birçok farklı tanımı yapılmıştır. Bana göre eğitim; ‘insanın insanca yaşamayı öğrenme sürecidir’ diyebilirim.

İnsanlık tarihi boyunca eğitim için yapılan birçok farklı tanımlamalara rağmen, biz insanoğlunun bu kavramı yeterince anlayıp uygulayamadığımızın en büyük kanıtı, içinde bulunduğumuz trajik durum olduğunu düşünüyorum. İnsanoğlu hunharca katlettiği doğanın ve talan ettiği yaşam alanlarının en büyük isyanıyla karşı karşıya kaldı.

İnsana insanca yaşamayı, doğaya ve tüm canlılara saygı duymayı, paylaşmanın ve sevginin en büyük erdem olduğunu öğretmekten aciz kalmış günümüz eğitim sisteminde, biz eğitim emekçileri de kendi üzerimize düşen görevleri elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz. Yüz yüzeyken bile ulaşmayı başaramadığımız, kapitalist çarkın dişlileri arasına sıkışmış gençlere ve çocuklara sanal yöntemlerle ulaşmaya çalışıyoruz. Belki çabalarımızın karşılığını alırız ümidiyle, sistemin bütün olumsuzluklarına rağmen akıntıya kürek çekmeye devam ediyoruz.

Eğitim ve öğretim kavramlarının içlerinin boşaltıldığı, gün geçtikçe sanattan ve bilimsellikten uzaklaştırılan bu eğitim sisteminde mücadele etmeye çalışıyoruz. Bireylerin toplumsal yaşamı öğrenmekten ziyade, yarış atı gibi sınavdan sınava koşturulduğu bu dönemde, ben de bir sanat eğitimcisi olarak rolümü oynamaya çalışıyorum. Teknolojinin imkanlarından yararlanarak öğrencilerime ulaşmaya çalışıyorum. Onlara sanatçılardan örnek çalışmalar gönderiyorum. Konular veriyorum ve yaptıkları çalışmaları internet ortamında değerlendirmeye çalışıyorum. Bu koşullar altında elimizden ancak bu geliyor. Tüm eğitimciler olarak yılmadan çabalamak bizim en büyük görevimiz.

Umarım bu gibi felaketler, insanlık aleminin hatalarının farkına varmasına ve insan olmanın gereklerini anlamasına yardımcı olur. Böylece belki bir gün biz eğitimciler de hayalini kurduğumuz çağdaş, bilimsel ve eşitlikçi eğitim sistemine kavuşuruz. Çabalarımızın boşa gitmeyeceğini bilerek daha sağlam adımlarla ve daha büyük bir azimle çalışmaya devam ederiz. Umudumuzu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. “Güzel günler göreceğiz çocuklar güneşli günler” diyen şairimizi yad ederek sağlıklı ve mutlu günler diliyorum. Evde kalın sevgiyle kalın.


İlgili haberler
Eğitim emekçilerinin salgın günleri: Geçim, artan...

Salgın dolayısıyla okullar tatil edildi ancak eğitim emekçisi kadınların derdi bitti mi? Kendilerind...

Salgın sürecinde çocuklara nasıl yaklaşmalı?

Çocuklar daha uzun süre evde kalacaklar gibi görünüyor. Bu olağanüstü tablo yetişkinlerden daha çok...

GÜNÜN VİDEOSU: ‘5-11 yaş grubu çocukları için koro...

Özgür Renkler Derneğinin, Çocuk Hakları Merkezi ve Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği ile ortak hazırla...