Sene 2015 günlerden 25 Ağustos, Hopa’da son zamanların en büyük sel felaketini görmüştük. 8 kişi can vermişti. O gün herkesin ne kadar korktuğunu neler yaşadığını bugün gibi hatırlıyorum. Kayıpların aranma anlarını her dakika “Ne oldu, ne olacak” diye haber bekleyişimizi hiç unutmuyorum.
Bugün yine o anları bize tekrar yaşatan bir sel felaketi ile karşı karşıyayız. Uzmanların söylediğine ve yapılan ölçümlerde Hopa’ya 131.1, Arhavi’ye 117.1, Fındıklı’ya 79.6 mm yağış düşmüş durumda. Ancak belirlenen ilçelerden en büyük hasar Arhavi’de diyebiliriz.
Bundan önceki selde en büyük hasar Hopa’daydı. Birçok can kaybımız vardı ve sel felaketinden sonra gerekli önlemler alınmak zorunda kalındı. Bu yüzdendir ki bugün en çok yağışı alan yer Hopa olmasına rağmen en az hasar gören yer yine Hopa’ydı. Önceki selde Arhavi de birçok hasar gördü ama kaybı Hopa kadar değildi.
Bugün Arhavi’deki evimizden botla tahliye edilirken düşündüm, dedim ki “Aradan geçen 6 yıla rağmen bu şehirde ne değişti? Bugün Hopa’da hâlâ yaşam sürerken bir sıkıntı yokken Arhavi neden bu hale geldi? Biz neden 6 yıl önce yaşadığımız felaketten ders çıkarıp önlemlerimizi almadık? İlla can kaybı mı olması gerekiyor gerçek bir kayıptan söz edebilmemiz için?”
Arhavi’de yapılmış olan 2 tane HES ve yapılmakta olan 3. HES bulunmakta. Hepimizin gitmeyi yüzmeyi çok sevdiği Kamilet Vadisi talan edilmekte. Doğaya bilim dışı ve sadece rant uğruna uygulanan her müdahalenin sonuçları bize patlıyor. Onların rantı yürüyecek diye yapılan HES’ler, yapılan dere ıslah projeleri işte böyle günlerde nasıl bir hal aldığımızın açıkça göstergesidir. Ayrıca şehrin altyapısında da ciddi bir problem olduğu açık. Yukarıdan dere inmiş olabilir evet bu bir felaket ama bu bilmediğimiz ve öngörmediğimiz bir felaket değil buna göre altyapı planlaması yapılmalı önlemler alınmalıydı. Bugünkü felakette bir can kaybı yok ama olabilirdi, o zaman mı vazgeçeceksiniz doğayı rant için kullanmaktan? İlla birimizin toprağa mı girmesi gerek? Bu yaşadıklarımız ve ihtimaller tehlikeler yetmiyor mu hareket etmeye.
Neredeyse her sene bu kadar büyük olmasa da böyle günler geçiriyoruz, her seferinde de birileri geçmiş olsun diyor bölgeyi ziyaret ediyor falan sonra da unutulup gidiyor. İçişleri Bakanı Soylu bugün gelmiş bölgeyi ziyaret etmiş röportajında da yukarıda herhangi bir baraj patlaması olmadığını söylemiş, buna hangi Arhavili inanır? Biz biliyoruz HES yapılan dereleri de barajlarını da o yüzden gerçek sebepler ortaya konup bu felaketlerin önüne geçilmeli. HES’lerin sahipleri olan şirketleri korumak için yapılan ilk açıklamada onlar korunmamalı diye düşünüyorum.
Biz sadece geçmiş olsun demeyi bırakıp nedenlerini sorgulamadığımız sürece bu devran böyle gidecek olan yine bize olacak.
Bu sene artık sadece geçmiş olsun demediğimiz nedenini sorgulayıp, karşı çıktığımız ve ders aldığımız bir şeyler olmalı diye düşünüyorum.
Fotoğraf: DHA / 2018 yılında Arhavi'de HES inşaatına kadınlardan tepki
İlgili haberler
İstanbul’dan Artvin’e bir hayatta kalma mücadelesi...
Pandemi ve işsizlikle birlikte İstanbul’daki yaşamlarını bırakıp Artvin’e göçen Neziha ve ailesinin,...
Arjantinli yerli kadınlar doğa için 1900 kilometre...
Mapuçe yerlisi Moira Millan anlatıyor: Yerli kadınlar sömürülüyor, cinsiyetçi şiddetten acı çekiyor,...
Doğanın hak ettiği bu değil…
Altınoluklu kadınlardan doğa talanına, orman yangınlarına tepki: ‘Doğaya hak ettiği değeri vermiyoru...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.