Öğretmen odaları kaynıyor
Öğretmen odalarından tepkiler yükseliyor: Artan döviz kurları, uzmanlık, başöğretmenlik sınavları…

Öğretmenler odasında bir gürültü var. Arkadaşın biri biraz yüksek sesle “Çocuğum çok üzülüyor, yaptığı küçük birikimi dövize yatırdı, zarar etti, çok üzgün, kendi vatandaşına tuzak kurmak bunun adı” diyor. Bunun üstüne başlayan tartışmada dövizle beraber raflarda artan fiyatlar, özellikle yağ, süt ve et fiyatlarının fahiş artışı konuşuluyor. Bir kadın öğretmen “Biz çok suçluyuz. Bu iktidarda çok payımız var. Başörtümüzü daha rahat takacağız, alnı secdeye değenin eli harama değmez dedik ama” deyince diğeri “Bu Osmanlı’nın son günlerine benziyor. Halktan koptular” diye ekliyor.

‘PARAMIZ DEĞERSİZLEŞİYOR’

Fatma 32 yıllık bir öğretmen. Oğlu Yankı, bir firmada mühendis. “Ufak tefek biriktirdiği parası ile biraz döviz aldı çocuk. Kafayı kırmak üzere. Teselli de edemiyorum. Aklım almıyor. Devlet vatandaşına tuzak kurar mı?” diyor üzüntülü sesiyle. Atiye Hoca’nın iki çocuğu da işsiz. “Biri köye gideriz hayvancılık yaparız diyor. Yumurta haşlamayı bilmeyen çocuklar büyüttük. Hak aramayı bilmiyorlar. Biz devlete hep bağlıyız. Eşim milliyetçi” diye anlatıyor. Din dersi öğretmeni ise, “Çocuklarımı görmeye gidemiyorum. Yol parası almış başını gidiyor” diye dertlenince Eğitim Bir Sen üyesi bir başka hoca şikayet ediyor: “İstifa edeceğim ama başıma iş gelir diye korkuyorum.” Bir başkasının, “Annem evini sattı, ev alacaktı, uygun ev bulana kadar dövize yatırdı. Yazık değil mi kadına, mahvolduk. Ev de alamıyor. Babamdan kalmıştı” oluyor sözleri. Bir başka öğretmenin, “Üzülmesin yükselir yine” demesinin ardından sözleri “Ne kadar kötü bir şey dövizin yükselmesini bekliyoruz, paramız değersizleşiyor. Bakanın gözleri parlıyor küçük yatırımcı zarar etti diye” oluyor. Urfalı bir arkadaş “Davul zurna çaldılar ya Allah akıl versin bunlara. Para verilmiştir yoksa aklı fikri olan yapar mı? Aradaki farkı biz ödeyeceğiz. Zenginin faizini biz ödeyeceğiz” diyerek tepkisini dile getiriyor.

‘ARKADAŞIMLA MI YARIŞAYIM?’

Tartışma uzman öğretmenliğe geliyor. Bir öğretmen, “Bir de şimdi öğretmenleri sınava alacaklarmış ya. 30 yıllık öğretmenim, arkadaşımla mı yarışayım, biz zaten uzmanız” diyor. Kıdemli bir arkadaş ayrımcılığı artıracağını, yandaşları uzman başöğretmen yapacaklarını söylüyor. Anlayacağınız öğretmen odaları kaynıyor. O sendika bu sendika ayrımı yapılırken sadece üye sayılarını artırma hesapları yapılırken haklar bir bir kaydediliyor. Çok geç olmadan emek örgütleri bu kaynamayı mücadeleye ve kazanıma dönüştürmeli. Aksi takdirde kaybeden emekçiler ve çocuklarımızın geleceği olacak. Öğretmenler odası kaynıyor, sendikalar göreve.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Eğitim emekçisi kadınlar kriz korkusu içinde çare...

Kriz yok denilse de zamlar, işsizlik, yoksulluk her bir yanımızı sarmış durumda... Kadın öğretmenler...

Çocukların umutlarına bugün sahip çıkmayacaksak ne...

KESK üyesi bir eğitim emekçisi olarak işimize, ekmeğimize, geleceğimize, çocuklarımızın umutlarına b...

Kısırın da tadı kaçtı!

Nerede o eski kısır günleri? Şimdi hadi toplaşalım bir kısır yapalım desek, yediğimiz lokma boğazımı...