Korku tüm yaşamımızı sarmasın diye...
Faillerin sırtları sıvazlanarak serbest bırakılmaması için bu düzenin karşısında durmamız gerekiyor, birimizin bile aramızdan eksilmemesi için örgütlenmemiz, birlikte mücadele vermemiz gerekiyor

Geceleri sokakta yürürken korkuyorum. Aslında sadece gece değil, gündüz tek başıma bir yere giderken de korkuyorum. Günümüz şartlarında korkmaya mecbur bırakılmış bir kadın olarak, size 2 hafta önce yaşadığım bir olaydan bahsetmek istiyorum.

Okula diplomamı almaya gidiyordum. Okuduğum okul sanayi bölgesinde, fabrikaların arasında bulunuyor. Yolda yürürken bir araba yaklaştı ve içindeki adam tuhaf hareketler yapmaya başladı. Görmemiş gibi yapıp yoluma devam ettim. Araba biraz ilerledikten sonra yavaşladı ve aynı hareketlere devam etti. Bu durum karşısında ne yapacağımı şaşırdım, yine görmemiş gibi yaptım. Bu durumun yanlış olduğunu, orada aslında ses çıkarmam gerektiğini biliyordum ama tek başıma ne yapabilirdim?

Her kadın belki de her gün bu tür tacizlere uğruyor. Artık anlıyorum ki biz bu duruma “dur” diyene kadar adalet denen şey bizi korumayacak. Biz birlikte varız ve ancak birlikteysek bu düzeni yıkabiliriz. Size 2024 Eylül ve Ağustos ayındaki kadın cinayetlerinden bahsedeyim:
Eylül ayında 34 kadın öldürüldü 20 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
18 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü bulunamadı.
Öldürülen 34 kadından 12’si boşanmak istediği; barışmayı, evlenmeyi ve ilişkiyi reddettiği için öldürüldü.
18 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma kararı ve 6284 Sayılı Kanun’un kaldırması cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor, eşitsizlikle mücadelenin hukuki zeminlerini zayıflatıyor, şiddet faillerine ceza almaksızın şiddet uygulayabileceklerine yönelik korkunç mesajlar iletiyor ve kadınların, kız çocukların ve LGBTİ+’ların yaşam hakkı başta olmak üzere temel insan haklarına erişimlerini engelliyor. Faillerin sırtları sıvazlanarak serbest bırakılmaması için bu düzenin karşısında durmamız gerekiyor, birimizin bile aramızdan eksilmemesi için örgütlenmemiz, birlikte mücadele vermemiz gerekiyor. Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül