“Ormanda bir erkekle mi, bir ayıyla mı karşılaşmak istersiniz” sorusu son günlerde sosyal medyada sıkça karşılaştığımız bir soru. Yabancı bir TikTok hesabının yaptığı sokak röportajı ile gündeme gelen soruyu Kazıklı Maria’nın podcastinde duydum ilk defa. Kadınların büyük çoğunluğu bu soruya “Ayı ile karşılaşmak isterim” diyerek cevap veriyor, erkekler de bu cevaba tepki veriyor. Ülkemizde de çeşitli hesapların gündemine gelen soru, onlar tarafından da soruldu. Hatta bir TikTok kullanıcısı bu soruya neden ayı diye yanıt verildiğini kadın cinayetlerini hatırlatarak açıklamaya çalışıyor. Sorunun gündem olmasıyla birlikte gündem olan, yeniden hatırlanan bir şey kadın cinayetleri.

BU ÖZ GÜVENE NE SEBEP OLUYOR?

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre nisan ayında 32, geçtiğimiz 4 ayda 139 kadın öldürüldü. Veriler kadın cinayetlerine alışalım diye değil; alınmayan önlemlerin, uygulanmayan yasaların sonucunda kaç kız kardeşimizi yitirdiğimizi görelim diye.

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin üzerinden 3 sene geçti. Bu 3 senede sadece kadın cinayetleri artmadı, erkeklerin kadına yönelik şiddet uygularken güvenleri de arttı. Artık erkekler kadınlara “Sıradaki sen olacaksın” diyebiliyor gönül rahatlığıyla.

Ancak kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri “sorunlu erkekler” nedeniyle olmuyor. Uygulanan politikalar kadın cinayetlerinin önlenmesini sağlamaktansa cinayete teşvik gibi işliyor. Kadın karakola gittiğinde “Karı koca arasına giremeyiz” ile başlayan baştan savma hali “Eşin herhangi bir tarih ya da gün belirtmemiş, korkacak bir şey yok” gibi cümlelere evrilebiliyor. Bu halin neye sebebiyet verdiğini şikayette bulunduğu, kendisini öldürmekle tehdit eden boşandığı erkek tarafından tarafından öldürülen ve şikayetine yönelik “Kovuşturmaya yer yok” kararı öldürüldükten sonra evine tebliğ edilen Sevilay Karlı’da görüyoruz.

Şüpheli şekilde ölen kadınlar için “İntihar etti” deniyor da hep, baş şüpheli olan erkekler gözaltına dahi alınmıyor. İstanbul’da şüpheli şekilde ölü bulunan Sevgi Eren Koç’u hatırlayalım. Bir gece eşi R.K. tarafından şiddete uğradığını söylemişti Sevgi ailesine. Ne hikmetse ertesi gün eşi Sevgi’yi evde ölü buldu ve intihar ettiğini iddia etti. Sevgi’nin ailesi ölümün araştırılması gerektiğini ifade ederken, henüz Adli Tıp Raporu dahi gelmeden şüpheli R.K. serbest bırakıldı.

ASIL MESELE GÜVENLİ YAŞAM

Kadınlar yaşamak için işinden çıkıyor, şehir değiştiriyor ancak içlerindeki korku hiç bitmiyor. İşte bu baştan savma ve cezasızlık politikası kadın cinayetlerinin önünü açan şey. Üstelik kadınlar sadece tanıdığı erkekler tarafından öldürülmüyor. Sokakta yürürken, işe giderken, otobüse bindiğinde, kampüste derse giderken öldürülebiliyor. Bu yüzden “Bir erkekle mi yoksa ayıyla karşılaşmak istersiniz” sorusuna yanıtı ayı oluyor kadınların. Ayı ile karşılaştığında neler yapabileceğini, nasıl kaçabileceğini ya da saldırının nasıl olabileceğini az çok kestirebildiğini ancak erkek olduğunda neler yapabileceğini tahmin edemediğini söylüyor soruya ayı olarak yanıt veren kadınlar.

Mesele ayı mı, erkek mi olarak tartışılsa da özünde bağlandığı bir yer var; kadınlar yaşamak istiyor. Bu yaşama isteğinin karşısında kadına yönelik şiddeti önleyici politikaların arttırılmasını talep ediyor. İşte, okulda, sokakta, evde güvende olmasını sağlayacak mekanizmaların işletilmesi ve arttırılmasını istiyor. Elbette bugün kadınlar ne bir ayı ne de bir erkek tarafından saldırıya uğramak istemiyor. Esasında bugün kadınlar eşit ve özgür bir şekilde yaşamak istiyor. Bunun için yan yana geliyor, birlikte hareket ediyor. Bir soruya verdikleri ortak bir yanıtla da olsa.

Fotoğraf: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı