Bu yıl da memleketin yoksulluk sınırının altında, açlık sınırının üstünde kaldığımız için şanslı saydık kendimizi. Hani, “Bu yıl nasıl geçti” diye sorulduğunda “Çok şükür” diyenlerdeniz. “Et de protein, nohut da” diyerek hala nohut alabildiğimiz için şanslı sayıyoruz kendimizi. Aramızda ücretli öğretmenler de var sürekli geciken maaşlarıyla. Hemen hemen her sohbetimizde “Neyi, nereden uyguna alırız” diye konuştuk yıl boyu onlarla da. Nitekim bugün de birleşip küçükbaş hayvan kestirerek dolaba koymayı konuştuk. Demek et yiyebildiğimiz bir yıl istiyoruz.
Gündüz kuşağı kadar sivri olmayan yaşantılarımıza bakıp oh çekiyoruz ama şiddetin geldiği yer belli olmuyor. Nitekim okulda da öldürülebiliyoruz. Ama şiddetin yönü çoğunlukla kadınlara doğru, bunu konuşmuyoruz. Yaşça büyük olanlarımız biraz daha ununu elemiş. Arada bir küçük kaçamaklar yapabiliyor. Zorlayarak çocuğunu özel okula gönderebiliyor. Ama genç kadın eğitim emekçileri açısından bunlar pek olanaklı değil. Artık ne mümkün ev, araba... Özellikle evliysek ve çocuğumuz varsa daha da zorlaşıyor her şey. Bugün ekonomik, özlük ve sosyal haklarımız oldukça gerilemiş durumda. Artık lojman, servis, yemek, kreş gibi haklar ütopya gibi geliyor. Oysa bunlar yılımızı daha iyi geçirmemize olanak sağlayacak temel şeyler olabilir. Belki, bu temel talepler etrafında daha çok birlikte hareket edeceğimiz bir yıl olur 2025. Öyle olmasını dilerim.
Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı
İlgili haberler
Eğitim emekçisi kadınlardan "Giyim Kodları" dersin...
Türkiye'nin dört bir yanından eğitim emekçisi kadınlar MEB'in, kadın öğretmenlere "giyinmeyi öğretme...
Eğitim emekçisi kadınların TİS değerlendirmesi: Ok...
Pandemi sürecinde dertleri katlanan eğitim emekçisi kadınlar, Ağustos ayında başlayacak TİS görüşmel...
Eğitim emekçisi kadınların toplu sözleşme talepler...
Ankara Eğitim- Sen 4 Nolu Şube işyerlerinde sendika ayrımı yapmaksızın bütün eğitim emekçileriyle bi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.